Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4753 E. 2022/7684 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını davalıya devretmesinin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın taşınmaz devrinin bedelsiz yapıldığı, davalının bakıma ilişkin savunmasının yerinde olmadığı ve devrin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : HATAY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... geldi, temyiz eden davalı ... vekili gelmedi, vekilin mazeret talebi reddedildi. Duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanı ...'ın 532 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalıya devrettiğini, mirasbırakanın ekonomik durumunun oldukça iyi olduğunu, taşınmazı satmasını gerektirecek bir sebebinin bulunmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakanın ekonomik ve sağlık sorunları nedeniyle ölene kadar kendisi ile birlikte yaşadığını, tüm ihtiyaçlarının kendisi ve eşi tarafından karşılandığını, temlik tarihinde şöfor olarak çalıştığını ve maddi durumunun iyi olduğunu, mirasbırakanın kendisine ve eşine uzun yıllar baktığı için taşınmazı temlik ettiğini, mal kaçırma kastı ile hareket etmediğini, satış işleminin tarafların gerçek iradesine uygun olarak yapıldığını, dava konusu taşınmazın öncesinde davacıya da teklif edildiğini, o dönem davacının taşınmazı almak istemediğini, aradan geçen zamanda maddi durumu kötüleştiği için eldeki davayı açtığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, taşınmazın devri karşılığında herhangi bir bedel ödenmediği, taşınmazın gerçek bedeli ile tapuda gösterilen satış bedeli arasında bariz fark bulunduğu, satıştan dolayı mirasbırakanın aktifinde bir artışın tespit edilmediği, davalının ödeme iddiasını ispatlayacak belge ibraz etmediği, 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince temlikin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddiasını kanıtlayamadığını, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verildiğini, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu ve hükme esas alınamayacağını, dava konusu taşınmazda davalı ve mirasbırakanın birlikte yaşadıklarını, davalının yaşadığı evin dava konusu taşınmazda olması nedeniyle taşınmazın davalıya temlik edildiğini, mirasbırakanın günlük ihtiyaçlarının ve geçiminin davalı tarafından karşılandığını, mirasbırakanın gelir elde etmek için değil hobi amaçlı olarak berberlik vs yaptığını, mirasbırakanın taşınmazı yeniden evlenmek amacıyla satmak istediğini, davalının da taşınmazda ikamet ettiği için taşınmazı satın almaya karar verdiğini, mirasbırakanın davalı ile birlikte yaşamasının davalı ve eşinin onun tüm ihtiyaçları ile ilgilendiklerini gösterdiğini, satışın bu nedenle düşük bir bedel karşılığında yapıldığını, taşınmazın üzerindeki yapıların tamamının davalı tarafından yaptırıldığını, ancak hesaplamaya yapıların da dahil edildiğini, değer tespitinde emsal taşınmazlar incelenmeden bilirkişi raporu düzenlendiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; mirasbırakanın normal bakımın ötesinde özel bir ihtimam ve bakıma muhtaç olmadığı, ölümünden kısa süre önce hastalandığı, davalının taşınmazı bedel ödemeden aldığını beyan ettiği, bakıma ilişkin itirazının yerinde olmadığı, devrin diğer mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik olduğu gerekçesi ile davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve 14.420,79 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 22/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.