Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4762 E. 2022/7518 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın yaptığı temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı muvazaalı işlem olup olmadığına ilişkin tapu iptal ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararının Yargıtayca bozulmasının ardından, bozmaya uyularak verilen ret kararına karşı yapılan temyizde; bazı davalıların ilk kararı temyiz etmedikleri ve bu davalılar yönünden davanın kabulü kararının kesinleştiği, dolayısıyla davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli ve bir kısım davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 15/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... v.d. vekili Avukat ....geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili v.d. gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ....'nun kök mirasbırakan babası ...'tan intikal eden 9 parça taşınmazdaki miras paylarını kardeşleri ve kardeşlerinin çocukları olan davalılara mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı muvazaalı olarak temlik ettiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, kök mirasbırakandan kalan taşınmazlarda aralarında rızaî taksim yaptıklarını, temliklerin bu taksim anlaşması çerçevesinde gerçekleştirildiğini, yine bu taksim çerçevesinde davacıların mirasbırakanı ...'ye de aynı tarihte 259, 261 ve 262 nolu parsellerde pay temliki yapıldığını, taşınmazların da taksime göre kullanılmaya başlandığını, işlemlerin muvazaalı olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. TemyizYoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairece; ‘‘...mirasbırakan ... ...'nun dava konusu taşınmazlardaki pay temliklerini mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla değil taksim amacıyla gerçekleştirdiği sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Nitekim, dinlenen taraf tanıkları da mirasbırakanın taksim iradesiyle hareket ettiğini doğrular içerikte beyanlarda bulunmuşlardır.

Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabul edilmesi isabetsizdir.’’ gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuştur.

3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece, bozma kararındaki gerekçeler benimsenmek suretiyle ve iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili (davacı ... yönünden katılma yolu ile) ve bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacılar vekili (davacı ... yönünden katılma yolu ile) temyiz dilekçelerinde özetle; davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın davalılar ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmediğini, bu davalılar yönünden de davanın reddine karar verildiğini, davalılar vekilince tanık olarak bildirilen ... ...'nun dinlenmediğini, bu tanığın dinlenilmesinden vazgeçme beyanın tebliğ edilmediğini, davalı tanığı ... ... dinlenmeksizin karar verildiğini, sözlü yargılama duruşmasının davalılar ...,...,...,..., ve ...'ye tebliğ edilmediği halde yargılamaya son verilerek, davanın reddine karar verildiğini, babasının vefat ettiği 1977 yılından itibaren aradan geçen 30 yıl boyunca dava konusu taşınmazları satma veya taksim etme ihtiyacı ve gereği duymayan 9 çocuk sahibi olan mirasbırakanın 88 yaşına geldiği 2008 yılında bu taşınmazlarını satma veya taksim etme gibi bir niyetinin olamayacağı ve böyle bir işlemden umacağı herhangi bir faydanın bulunmadığını, davalı tarafın iddiasını resmi veya yazılı bir senetle ispat etmesi gerektiğini, taksime tüm kardeşlerin katılmadığını, davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, fazla vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.2. Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; 1.525.993,86 TL üzerinden 86.209,76 TL lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 38.725,57 TL vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek, kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Muris muvazaasında; 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.2.2. Usuli kazanılmış (müktesep hak) kavramının izahı ise uyuşmazlık bakımından elzemdir. İlk Derece Mahkemesi hükmünün Yargıtayca bozulmasından sonra bozmaya uyan mahkemenin bundan vazgeçip daha sonra ısrar kararı verememesi veya ilk derece mahkemesinin bozmaya uyması sonucunda verdiği kararı Yargıtayın ilk bozma kararı ile benimsemiş bulunduğu hususlara aykırı bir biçimde ikinci kez bozamaması, Yargıtayca temyiz bozma sebebi olarak görülmeyen hususların kesinleşmesi ve (istisnalar dışında) artık o konunun bir bozma nedeni teşkil edememesi gibi, taraflardan biri lehine (yararına) usul (şekil) hukukunun yarattığı ve uyulması gereli haktır (..., E: Hukuk Sözlüğü, Genişletilmiş 5. Baskı, Ankara 1996, s:844).

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dairenin (IV.2.) no.lu. paragrafta açıklanan hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak ve temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığı gözetilerek bir kısım davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.

6.3.2. Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince;

Somut olayda, Mahkemenin 21/06/2016 tarihli davanın kabulüne ilişkin kararının davalılardan ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmediği gözetildiğinde anılan davalılar yönünden verilen kabul kararının davacılar lehine kazanılmış hak oluşturacağı açıktır.

Hal böyle olunca, davalılar ..., ... ve ... yönünden dava konusu taşınmazlarda anılan davalıların 1/30’ar paydaş oldukları dikkate alınarak davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, usuli kazanılmış hak (müktesep hak) ilkesi göz ardı edilerek hüküm tesis edilmesi doğru değildir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin (IV. 6.3.2.) no.lu bente değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bir kısım davalıların temyiz itirazının bozma sebebine göre incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılar ..., ... ve ...’dan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.