"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Seydişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31/03/2022 tarihli ve 2021/200 Esas, 2022/119 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, davalılarla ortak mirasbırakanı olan eşinden kalan taşınır ve taşınmazların intikallerinin yapılacağı söylenerek kendisinden vekaletname alındığını, ancak vekaletname kötüye kullanılarak miras taksimine ve temliklere konu edildiğini, kendisine hiçbir şey verilmediğini ileri sürerek, davaya konu taşınmazların tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, vekaletnamenin davacı tarafından serbest iradesiyle verildiğini, kandırılmasının söz konusu olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlar; davalı ...’nın yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/11/2015 tarihli ve 2014/614 E., 2015/533 K. sayılı kararıyla, vekaletnamenin geçerli olduğu, miras taksim sözleşmesinin aksinin de ancak yazılı delille kanıtlanabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 22/11/2018 tarihli ve 2016/391 E., 2018/14859 K. sayılı kararıyla, "Somut olayda; yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde bir araştırma ve değerlendirme yapılmış değildir. Hal böyle olunca; davanın, vekaletnamenin hile ile alındığı ve kötüye kullanıldığı iddiasından kaynaklandığı dikkate alınarak yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle gerekli araştırmanın yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı nitelendirme sonucu yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Seydişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/02/2020 tarihli ve 2019/346 E., 2020/155 K. sayılı kararıyla, kök mirasbırakana ait tereke içerisinde olmadığı, kök mirasbırakanın ölümünden önce satın alındığı gerekçesiyle 489 ada 608 parseldeki 2 no.lu bağımsız bölüm yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 07/04/2021 tarihli ve 2020/2786 E., 2021/2086 K. sayılı kararıyla, "Davacı ...’nın davalı ...’ya verdiği vekaletnamenin haricen taraflar arasında imzalanan taksim sözleşmesinin yerine getirilmesi amacıyla yapıldığı, ancak miras taksim sözleşmesinde davacıya isabet eden 489 ada 608 sayılı parseldeki 1 no.lu meskenin 1/7 payın vekil tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle eşi davalı ...’ye temlik edildiği gözetildiğinde sadece bu taşınmaz için davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ortadadır. Hal böyle olunca, TMK’nın 676. maddesine göre mirasçıların kendi aralarında yaptığı miras taksim sözleşmesinin mirasçıları bağlayacağı kuşkusuz olduğuna göre, dava konusu 489 ada 608 sayılı parseldeki 1 no.lu meskenin 1/7 payı yönünden davanın kabulüne, diğer dava konusu taşınmazlar yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken tüm taşınmazlar açısından davanın kabul edilmiş olması doğru değildir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 31/03/2022 tarihli ve 2021/200 E., 2022/119 K. sayılı kararıyla, hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, davacının okuma yazma bilmediğini, kendisine haricen miras taksim sözleşmesi imzalatıldığını bilmediğini, miras taksim sözleşmesinin usulünce düzenlenmediğini, bu hususun ön sorun olarak ele alınması gerekirken Mahkemece dikkate alınmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, davanın tüm taşınmazlar yönünden kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390. maddesinde) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.
9.3. Değerlendirme
Dosyadaki delillere göre yapılan inceleme sonucunda (IV/5.) no.lu paragrafta belirtilen bozma kararına uyularak yapılan yargılamada aynı gerekçe benimsenerek (IV/6.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, onama harcı peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.