Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4800 E. 2023/7263 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacı tarafından zilyetlikle kazanıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın zilyetlikle kazanılıp kazanılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma ilamında belirtilen hususlara tam olarak uyulmayarak, taşınmazın niteliği, imar-ihya faaliyetinin yapılıp yapılmadığı ve yapıldıysa ne zaman tamamlandığı hususlarında yeterli araştırma yapılmadan ve hava fotoğraflarından yararlanılmadan hüküm kurulması isabetsiz görülerek bozma ilamına uyulmaması nedeniyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/10 E., 2022/58 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın davalı Hazine yönünden kabulüne, diğer davalı Köy Tüzel Kişiliği yönünden ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, kadastro çalışmaları sırasında 128 ada 166 parsel sayılı taşınmazın 50.019,72 m² ham toprak ve taşlık vasfı ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu yerin 20 yılı aşkın süreden beri 09.05.2008 de ölen mirasbırakanı ...’nin, daha sonra ise kendi zilyet ve tasarrufunda olduğunu, mirasbırakanın ölümü ile birlikte mirasçıları olarak aralarında yaptıkları rızai taksim sonucu dava konusu yerin kendisine taksim edildiğini, yapılan tespit işleminin hatalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, aşamadaki beyanında davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Digor Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.2014 tarihli ve 2014/19 Esas, 2014/125 Karar sayılı kararıyla; davacı lehine zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 128 ada 166 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişinin 07.11.2014 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen

29.440,82 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile tarla vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 17.03.2016 tarihli ve 2014/19 Esas, 2014/125 Karar sayılı kararıyla; “...çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün özel mülkiyete konu tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, hükme esas alınan ziraat bilirkişisi raporu taşınmazın dava konusu edilen bölümüne yönelik olmayıp taşınmazın tamamı hakkında düzenlenmiş, taşınmazın kuzey kısmının yoğun taşlık olduğu belirtilmiş olup raporun eki fotoğraflarda da tarım arazisi niteliğinde bulunmayan taşlık kayalık kısımlar görülmektedir. Ancak hangi bölümlerinin tarıma uygun olduğunun hem ziraat bilirkişisi raporundan hem de eki fotoğraflardan anlaşılamaması karşısında taşınmazın niteliği ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve süresi yönünden duraksama oluşmuştur. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu katılımı ile keşif yapılmalıdır." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Digor Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.09.2017 tarihli ve 2016/130E., 2017/118K. sayılı kararıyla; 24.07.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 29.440,82 m²’lik kısmın 20 yılı aşkın süreden beri davacı ve mirasbırakanın zilyetliğinde olduğu, dinlenen tanıkların da bu doğrultuda beyanda bulundukları gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 128 ada 166 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişinin 24.07.2017 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 29.440,82 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile tarla vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 18.12.2020 tarihli ve 2018/4137 Esas, 2020/6146 Karar sayılı kararıyla; "...doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ne zaman başlayıp bitirildiği, öncesinde ham, hali arazi niteliğinde mi bulunduğu yoksa taşlık mı olduğu etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmaz bölümünü komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı, taşlık olan bölümünün neresi olduğunun açıkça fotoğraflarda ve krokide gösterilmesi istenilmeli ve taşınmazın dava konusu edilen bölümü ile dava konusu edilmeyen bölümü fotoğraflarda işaretletilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve taşınmazın dava konusu edilen ve edilmeyen bölümlerini birlikte gösterir, karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; ayrıca yapılan senetsiz araştırmasında, davacının senetsizden adına kayıtlı 97.974 metrekare taşınmaz olduğu anlaşıldığından, senetsizden edinilen taşınmazların kadastro tutanakları dosya arasına alınmalı, belgesiz zilyetlik yoluyla sulu arazide 40 dönüm, kuru arazide 100 dönüm taşınmaz edinilebileceği gözetilerek davacının senetsizden edindiği taşınmazların sulu ve kuru arazi ayrımı ve oranlaması yapılmak suretiyle davacının belgesiz zilyetlik yoluyla edinilebileceği taşınmaz miktarı belirlenmeli; bundan sonra tespit tarihi itibari ile davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmek suretiyle iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir." gerekçesiyle bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Digor Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.03.2022 tarihli ve 2021/10 Esas, 2022/58 Karar sayılı kararıyla; 01.09.2021 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile işaretli 29.440,87 m²’lik kısmın gerek davacının gerekse mirasbırakanının malik sıfatı ile zilyetliğinde olduğu, çekişmeli yerin tarıma elverişli, zilyetlikle iktisabı mümkün olan yerlerden olduğu gerekçesiyle, davalı Hazine aleyhine açılan davanın kabulüne, dava konusu 128 ada 166 parsel sayılı taşınmazın 01.09.2021 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 29.440,87 metrekarelik bölümünün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tarla vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, davalı Alem Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu yerin zilyetlikle iktisabı mümkün olan yerlerden olmadığını, Kadastro Kanunu 14 ve 16 ncı maddeleri uyarınca mülk edinme koşullarının yeterince araştırılmadığını, bilirkişi raporunun dava konusu taşınmazı tüm yönleriyle gösterecek net, denetlenebilir olmadığını, hava fotoğrafları yeterince incelenmeden rapor tanzim edildiğini, davalı Hazine harçtan muaf olmasına rağmen Mahkemece yargılama harç ve giderlerinin Hazineden alınarak davacıya ödenmesine şeklinde karar verilmiş olmasının da hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Kadastro çalışmaları sonucunda Kars ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 128 ada 166 parsel sayılı taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olmayan yerlerden olduğundan bahisle ham toprak ve taşlık vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşacağından, bu hakkın ihlal edilmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün murisinden davacıya taksimen kaldığı, davacı tarafından eklemeli şekilde 20 yıldan fazla süredir malik sıfatıyla zilyet edildiği, ziraat mühendisi bilirkişiden aldırılan rapora göre, taşınmazın nizalı bölümü ile geriye kalan bölümünün taşlılık oranı yönüyle farklılık gösterdiği, müşterek sınırların belirgin olduğu, rapor içeriğinin taşınmazın nizalı bölümündeki zilyetlik olgusunu desteklediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; Mahkemece taşınmazın niteliğinin ne olduğu, taşınmazda imar-ihya faaliyeti yapılmışsa bu faaliyetin ne zaman tamamlandığı hususunda yeterince araştırma ve inceleme yapılmamış, bu hususta hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır.

Hal böyle olunca, Mahkemece öncelikle dava konusu taşınmazın kuzey sınırında, Şenol Köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları varsa dayanağı kayıtlarla birlikte getirtilip dosya arasına alınmalı, taşınmazın tespit tarihi olan 2009 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın evveli itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihya faaliyetinin ne şekilde yapıldığı, ne zaman başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taşınmazın sınırlarında bulunan komşu taşınmazların dayanağı kayıtların nizalı taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın nizalı bölümünün önceki ve mevcut niteliğini, zirai durumunu, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, komşu parseller ile taşınmazın geriye kalan bölümünden ne şekilde ayrıldığını bildirir, komşu parsellerle ve taşınmazın geriye kalan bölümüyle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerinden (özellikle taşınmazın nizalı bölümü ile geriye kalan bölümünün müşterek sınırını gösterir şekilde) çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki bilirkişi raporlarını irdeler ve çelişkileri giderir mahiyette ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye, dosya arasında bulunan stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmazın hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi istenilmeli, taşınmazın nizalı bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını, taşınmazda imar-ihya faaliyeti yapılmışsa ne zaman tamamlandığını belirten ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.