Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4820 E. 2023/4937 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu merâ olarak tespit edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescili istemiyle açılan davada, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava açma tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/668 E., 2022/427 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/707 E., 2018/57 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında merâ olarak tespitinin yapıldığını, yapılan işlemin hatalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar vekilleri, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, taşınmazın merâ vasfında olduğunu ve özel mülke konu edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro tespitinin 21.06.2007 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 24.07.2017 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar istinaf dilekçesinde özetle; kadastro tespit tutanağının 28.09.2007 tarihinde kesinleştiğini eldeki davanın ise 24.07.2017 tarihinde açıldığını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçmediğini ileri sürerek kararı kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 üncü maddesinde belirlenen hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılardan ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde, istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü ve14 üncü maddeleri,

2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda, ... İli, ... ilçesi, İnci Mahallesi Zafer mevkii çalışma alanında bulunan 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 21.06.2007 tarihi ile davanın açıldığı 24.07.2017 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3 üncü maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.