"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.EREĞLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince verilen 01.04.2022 tarihli ve 2020/1096 Esas, 2022/586 Karar sayılı kararı yasal süre içerisinde davalı Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asli müdahil olarak Karadeniz Ereğli 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/367 E. sayılı dosyası üzerinden devam eden yargılamaya katılan..... Demir Çelik Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. vekili 18/01/2011 tarihli müdahale dilekçesinde; ...'ün müvekkiline olan borcuna karşılık İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün 2006/7381 sayılı dosyası üzerinden 07/06/2006 tarihinde icra takibi yapıldığını, bu dosya üzerinden 298 ada 336 parsel sayılı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, haczin 17/07/2006 tarihli 4442 yevmiye ile tapuya işlendiğini, gayrımenkulün icra kanalı ile satış işlemlerine başlandığını, Kdz.Ereğli 1. İcra Müdürlüğünün 2006/727 talimat dosyası üzerinden kıymet takdiri yapıldığını, kıymet takdirinin 190.000 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin taşınmazı İcra Müdürlüğünden 78.000 TL karşılığında satın aldığını, üçüncü şahıs ... tarafından Kdz.Ereğli 2. İcra Hukuk Mahkemesinde 2008/156 E. sayılı ihalenin feshi davası açıldığını, davanın reddine karar verildiğini, ihalenin feshi dosyasının ilk duruşmasına 09/10/2008 tarihinde gelindiğinde tapu kaydı incelenmek üzere Tapu Sicil Müdürlüğüne gidildiğini, burada kendilerine İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün haciz kaldırma yazısının gösterildiğini, bunun üzerine İstanbul 7. İcra Müdürlüğü dosyasının incelendiğini, haczin fekkine ilişkin bir müzekkere bulunmadığını, ancak Kdz. Ereğli 1. İcra Müdürlüğünün 2006/727 talimat sayılı dosyasının en üstüne haczin kaldırıldığına ilişkin havalesiz bir yazı konulduğunun tespit edildiğini, bu durumda İstanbul 7. İcra Müdürlüğünce yazılmış gibi gösterilerek sahte mühür ve imza ile gerçekte mevcut olmayan bir haciz fek yazısı tanzim edilerek Tapu Sicil Müdürlüğüne ibraz edildiği, böyle bir yazıya dayanılarak haczin kaldırıldığının anlaşıldığını, bu nedenle C. Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın devam ettiğini ileri sürerek, sahte mühür ve imza ile muvazaalı bir şekilde yapılan satış işleminin iptali ile taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Vergi Dairesi Başkanlığı, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kdz.Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.02.2017 tarihli ve 2016/324 E., 2017/49 Karar sayılı kararıyla; davalılar arasındaki devir işleminin yolsuz olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescile karar verildiği, (26.02.2013 tarihli ara karar ile asli müdahilin davasının asıl davadan ayrı bağımsız bir dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle tefrikine karar verildiği), eldeki davanın asıl davadan tefrik edilen asli müdahale davasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Kaldırma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.02.2018 tarihli ve 2017/973 Esas, 2018/169 Karar sayılı kararıyla; “ …. asli müdahale davası yönünden 6100 sayılı HMK’nın 65/1-2 maddesi hükümleri uyarınca taraf teşkilinin sağlanması, asli müdahale davasının asıl dava ile birlikte karara bağlanması ya da sonucunun beklenmesi gerektiğinin nazara alınması, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16, 30 ve 32 maddesi hükümleri uyarınca harca ilişkin işlemlerin yerine getirilmesi gerektiğinin gözetilmesi, açıklanan Kanun hükümleri uyarınca usulü işlemler yerine getirildiği takdirde yargılamaya devamla varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken anılan hususların göz ardı edilmiş olması doğru görülmemiş, davalı ...’nın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca açıklanan nedenlerden ötürü kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden görülmek üzere Mahkemesine gönderilmesine" karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 10.01.2020 tarihli ve 2018/73 Esas, 2020/5 Karar sayılı kararıyla; asıl davanın davacısının eldeki davada davalı olarak yer almasının sağlandığı, çekişme konusu bağımsız bölümün değeri ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi hükmü gözetilerek eksik harcın tamamlandığı, öte yandan asli müdahale talebinin tefrik edildiği Kdz. Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/168 Esas 2017/53 Karar (Eski 2008/367 Esas) sayılı dosyasında verilen kararın Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 12/11/2019 tarihli ve 2017/2612 Esas, 2019/10482 Karar sayılı kararıyla onanarak hükmün 09/01/2020 tarihinde kesinleştiği ve asli müdahale talebi ile birlikte görülme imkanı kalmadığı, çekişme konusu taşınmazın sahte haciz kaldırma yazısı ile haciz kaldırılarak 05/08/2008 tarihinde davalı ...’ya satıldığı, davalı ...'nın iktisabının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1023. maddesi kapsamında iyiniyetli olmadığı, taşınmazın 28/09/2008 tarihinde yapılan ihale ile asli müdahale talep eden Şirkete satıldığı gerekçeleriyle asli müdahilin davasının kabulüne karar verilmiştir.
4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
5.İstinaf Nedenleri
Davalı Vergi Dairesi Müdürlüğü istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 01.04.2022 tarihli, 2020/1096 Esas ve 2022/586 Karar sayılı kararıyla; asli müdahil Şirketin asıl davaya 18.01.2011 tarihli dilekçe ile asli müdahale talebinde bulunduğu, talebin 26/02/2013 tarihli ara karar ile asıl davadan tefrik edildiği ve Mahkemenin 2016/324 Esasına kaydedildiği, asli müdahil Şirket tarafından davalı ... aleyhine İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün 2006/7381 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibi sonucunda, çekişme konusu taşınmazın Kdz. Ereğli 1. İcra Müdürlüğünün 2006/77 tal. sayılı dosyasında 29/08/2008 tarihinde asli müdahil Şirkete ihale edildiği, taşınmazın 05/08/2008 tarihli resmi akit ile davalı ...'ya satış suretiyle tescil edildiği, Kdz. Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/168 Esas, 2017/53 Karar (Eski 2008/367 Esas) sayılı asıl dava hakkında verilen kararın, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 12/11/2019 tarihli ve 2017/2612 Esas, 2019/10482 Karar sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleştiği, bu nedenle asli müdahilin talebinin asıl dava ile birlikte görülme imkanı kalmadığı, Daire kaldırma kararı uyarınca taraf teşkili ve harca ilişkin usul hükümlerinin yerine getirildiği, iddia, savunma, toplanan deliller, getirtilen kayıtlar ve tüm dosya kapsamına ve özellikle 4721 sayılı TMK'nın 705/2. ve 1024 maddesi hükümleri nazara alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı Vergi Dairesi Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere, TMK'nın 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; "Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.", 1023. maddesinde; "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024.maddenin 1. fıkrasında "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV/6.) no.lu paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı İdareden harç alınmasına yer olmadığına, 21.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.