"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, yasal süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 01.11.2022 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat.... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar gelmedi, gelmeyenlerin yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi olan ... adına kayıtlı 647 parsel sayılı taşınmazın hükmen tescil harici bırakıldığını, oysa söz konusu taşınmazın müvekkillerinin murisi tarafından yıllar önce imar-ihya edildiğini, taşınmaz tarım arazisi haline getirildikten sonra, günümüze kadar önce muris sonra müvekkilleri tarafından malik sıfatıyla zilyet edildiğini, taşınmazda 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde belirtilen koşulların müvekkilleri lehine gerçekleştiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın ... mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın taşlık ve çalılık yerlerden olduğundan bahisle hükmen tescil harici bırakıldığını, taşınmazın davacılar adına tescil edilebilmesi için 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde belirtilen koşulların davacılar lehine gerçekleşmesi gerektiğini belirterek, Mahkemece bu hususta yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın vekil eden belediyeye karşı yöneltilemeyeceğini, esası yönüyle ise dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin imar planı kapsamında kaldığını, bu nitelikteki yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın vekil eden belediyeye karşı yöneltilemeyeceğini, kadastro tespitinden doğan sorumluluğun Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.05.2014 tarihli ve 2012/837 Esas, 2014/268 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın hükmen tescil harici bırakıldığı, taşınmazın 10 yıl önce davacılar ve murisleri tarafından çalılıktan açıldığı ancak 10 yıldır kullanılmadığı, taşınmaz 2009 tarihli imar planında “bölge parkı” içerisinde kaldığından imar-ihya yoluyla kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. İlk Bozma Kararı
Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.04.2015 tarihli ve 2014/16558 Esas, 2015/3257 Karar sayılı kararıyla; “Davacılar ... ve müştereklerinin, ... terekesi adına dava açtığı, tereke adına açılacak davalarda bütün mirasçıların birlikte dava açması veya tamamının davaya muvafakat etmesi yahut terekeye temsilci atanması suretiyle davaya devam edilmesinin zorunlu olduğu, ...'un davacılar dışında başkaca mirasçıları da bulunduğunun dosyaya ibraz edilen mirasçılık belgesinden anlaşıldığı, hal böyle olunca; Mahkemece davacılara diğer mirasçıların davaya muvafakatlerinin sağlanması veya ...'un terekesine temsilci atanması için süre verilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplandıktan sonra uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın davanın esasına girilerek hüküm kurulmasının isabetsizliğine” değinilmek suretiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen İlk Karar
Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 16.02.2016 tarihli ve 2015/375 Esas, 2016/47 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın hükmen tescil harici bırakıldığı, taşınmazın 10 yıl önce davacılar ve murisleri tarafından çalılıktan açıldığı ancak 10 yıldır kullanılmadığı, taşınmaz 2009 tarihli imar planında “bölge parkı” içerisinde kaldığından, imar-ihya yoluyla kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.06.2019 tarihli ve 2016/10901 Esas, 2019/4676 Karar sayılı kararıyla; “ Mahkemece dava konusu taşınmaz üzerinde davacılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, taşınmazın hükmen tescil harici bırakıldığı 1970 yılından, imar planının onay tarihi olan 13.03.2009 tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi yönünden yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli bulunmadığı belirtilerek, taşınmazın bulunduğu yere ait imar planının onay tarihi olan 13.03.2009 tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının farklı dönemlerde çekilmiş en az üç tanesinin tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığından getirtilip dosya arasına alınmasından sonra, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden, hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle, dava konusu taşınmazın sınırını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihten itibaren, imar planının onaylandığı 13.03.2009 tarihine kadar, yirmi yıl süre ile ekonomik yarar sağlayan zilyetlik olup olmadığını belirtir şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
6. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Son Karar
Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 01.02.2022 tarihli ve 2019/177 Esas, 2022/59 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın hükmen tescil harici bırakılan yerlerden olduğu, ilk bozma kararı öncesi mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının, dava konusu taşınmazın davacılar tarafından temizlenerek tarıma elverişli hale getirildiğine ilişkin inandırıcı bir beyanlarının bulunmadığı, jeodezi ve fotogrametri bilirkişinin raporunda, dava konusu taşınmaza ait hava fotoğraflarının incelemesinde, taşınmazın imar ve ihya edildiğine ilişkin bulguya rastlanmadığının belirtildiği, her ne kadar Kadastro Müdürlüğü tarafından, dava konusu taşınmazda kadastro çalışması yapıldığı ve taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağının Kadastro Mahkemesine aktarıldığı belirtilmiş ve bu durumda Mahkemece görevsizlik kararı verilerek, dosyanın Kadastro Mahkemesine aktarılmasına karar verilmesi gerekirse de karar tarihinden önce Kadastro Müdürlüğü tarafından Mahkemeye bu yönde bir bildirim yapılmadığından, esasa yönelik karar verildiği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde, davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın yerinde olmadığını, mahallinde yapılan keşifte dinlenen ve taşınmazın evveliyatını bilen tanıklarının, dava konusu taşınmazın yıllardır müvekkilleri tarafından kullanıldığını beyan ettiklerini, buna rağmen Mahkemece tanık beyanlarının inandırıcı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, taşınmazın 45 yıl önce imar-ihya edildiğini ve günümüze kadar da müvekkilleri tarafından kullanıldığını, ayrıca belediye tarafından bu yerin “bölge parkı” olarak belirtmiş olmasının, bu yerin imar planı kapsamında olduğu anlamına gelmediğini, taşınmazın komşuları iskan tapuları uyarınca malikleri adına tescil edildiği halde dava konusu taşınmazın tescil harici bırakılmasının da usulsüz olduğunu belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık, Hukuki Nitelendirme ve Vakıalar
Kadastro çalışmaları sonucunda Kocaeli ili, İzmit ilçesi, Gündoğdu köyü çalışma alanında bulunan 647 parsel sayılı 4.630,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiş; Hazine tarafından taşınmazın tespitine itiraz edilmesi üzerine Kocaeli 2. Tapulama Hakimliğince yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 25.02.1970 tarihli, 1970/2 Esas, 1970/16 Karar sayılı kararıyla, taşlık ve çalılık vasfında olup, hiç kimsenin kullanımında olmayan dava konusu taşınmazın, taşlık ve çalılık vasfıyla tapulama harici bırakılmasına karar verilmiş; karar, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir.
Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 27/1. maddesi; “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine resen devrolunur.” hükmünü içermektedir.
9.3. Değerlendirme
Mahkemece, dava konusu taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; dosya arasında bulunan Kadastro Müdürlüğünün 27.01.2022 tarihli yazı cevabından, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi ve Geçici 8. maddesi uyarınca kadastro çalışması yapıldığı, bu çalışmalar sırasında dava konusu taşınmaz hakkında 784 ada 25 parsel numarası ile kadastro tutanağı düzenlendiği ve tutanağın malik hanesinin eldeki dava nedeniyle boş bırakılarak, tutanak aslının Kadastro Mahkemesine devredildiği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi hükmüne göre; “Mahalli Hukuk Mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re’sen devrolunur.”
Hal böyle olunca, Mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi gereğince, dava konusu taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle, görevsizlik kararı verilerek dava dosyası Kadastro Mahkemesine aktarılmalı, dava konusu taşınmazın davalı olduğu dosya ile işbu dosyanın birleştirilmesi sağlanmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde esasa ilişkin olarak karar verilmesi isabetsiz olup, kararın açıklanan nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
V. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, duruşmaya gelen temyiz eden davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalı taraftan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.