"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/1058 E., 2020/249 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tescil (ihdasen tescil nedeniyle iptal - tescil) davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, ... ili, ... ilçesi, ...köyü sınırları içerisinde bulunan dava dilekçesine ekli krokide gösterilen 100.000 m2 büyüklüğündeki taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tescil harici bırakıldığını, taşınmazı masraf ve emek sarf ederek imar-ihya edip yaklaşık 22 yıldır tarım arazisi olarak kullandığını ileri sürerek taşınmazın adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi, davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerektiğini, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.12.2013 tarihli ve 2011/389 E., 2013/775 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 100.000 metrekare yüz ölçümlü tapulama harici alanın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.05.2014 tarihli ve 2014/5450 E., 2014/6453 K. sayılı kararıyla: “...çekişmeli taşınmaz hakkında başkaca dava açılıp açılmadığı sorulmalı, komşu 50 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının oluşum sebebini gösterecek şekilde ve tespit dayanağı belgeleri ile birlikte getirtilmeli, 1984 tarihli hava fotoğrafının yanında, davaya konu taşınmaz ve çevresini bir arada gösterir ve dava tarihinden geriye doğru 10 ve 20 yıl öncesine ait olan hava fotoğrafları da getirtilerek dosya arasına alınmalı, bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, ziraat bilirkişi ve jeodezi ya da fotogrametri uzmanı fen bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın öncesinin ne olduğu, zilyetliğin başlangıç şekli, imar-ihyaya konu olup olmadığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, davacı tarafa nasıl intikal ettiği, davacının tek başına dava açma hakkının olup olmadığı gibi hususlar etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisinin hava fotoğraflarını stereoskopla incelemesi sağlanmalı, davacının imar ve ihyaya ne zaman başlayıp ne zaman bitirdiği, zilyetliğin sürdürülüş biçimi ile zilyetlikle iktisap süresinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında hava fotoğraflarından yararlanılmalı, imar ve ihyanın tamamlandığı tarih ile dava tarihi arasında 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığı net olarak saptanmalı, davacının belgesiz zilyetlik yoluyla kazandığı taşınmaz bulunup bulunmadığı Yazı İşleri ve Kadastro Müdürlüğünden araştırılmalı, ayrıca 6360 sayılı Kanun uyarınca ... Büyükşehir Belediyesi ile ... Belediyesinin davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Taşınmaz aşamada 89 no.lu parsel olarak ihdasen Hazine adına tescil edilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 07.10.2015 tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 100.000 m2'lik kısmın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile bu kısmın 89 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiğini, imar ihya koşullarının davacı lehine oluşmadığını, iddianın ispatlanamadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılıp yargılama sırasında ihdasen Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tapuya tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 1971 yılında ... ili, ... ilçesi, ...köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın taşlık olarak tespit harici bırakıldığı, yargılama sırasında 28.08.2014 tarihinde çekişmeli taşınmaz bölümünü de kapsayan 89 parsel sayılı taşınmazın ham toprak vasfıyla Hazine adına ihdasen tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2. Hemen belirtilmelidir ki; Mahkemece zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi, bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiştir. Somut olayda; bozma kararında dava tarihinden geriye doğru 10-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirtilip taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak jeodezi ve fotogrametri mühendisinin hava fotoğraflarını stereoskopla incelemesi sağlanıp imar ve ihyanın tamamlandığı tarih ile dava tarihi arasında 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığının net olarak saptanması gerektiği vurgulanmış olmasına rağmen, bozma sonrası mahallinde keşfe katılan jeodezi bilirkişisi ile rapor hazırlayan jeodezi bilirkişisinin farklı kişiler olduğu gözetilmeksizin anılan raporun hükme esas alınması isabetsiz olduğu gibi, kök jeodezi bilirkişi raporunda taşınmazın imar ihya işlemlerine 1984 yılında başlanıp 1992 yılında tamamlandığı bildirildiği halde davacının itirazı üzerine aldırılan ek raporda ise hiçbir somut gerekçe içermeden imar-ihya işlemlerine 1984 yılında başlanıp aynı yıl tamamlandığının belirtilmiş olması karşısında raporlar arasında da çelişkinin bulunduğu, yine bozma sonrası alınan ziraat mühendisi bilirkişi kurulu raporunun da somut verilere dayalı açıklama içermediği, yetersiz ve soyut bilirkişi raporlarıyla yetinilerek karar verildiği anlaşılmaktadır.
3. Hal böyle olunca; Mahkemece, mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile daha önceki bilirkişilerden farklı seçilecek üç jeodezi-fotogrametri mühendisi kurulu, üç ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, çekişmeli taşınmaz öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğu anlaşıldığından ne şekilde imar-ihya edildiği ve bu çalışmaların hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
4. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden olması nedeniyle imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz bölümleri ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerine taşınmaz bölümlerinin sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli;
5. Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümünün niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten, hava fotoğraflarının yıl yıl değerlendirilmesi suretiyle ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenilmeli;
6. Fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmaz bölümünü komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı;
7. Mahalli bilirkişi ve tanık beyanları bilimsel esaslara göre hazırlanmış bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.