"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/96 E., 2022/68 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasında, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına hükmedilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Kayseri ili, Akışla ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 252 ada 1 ve 253 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydı gereğince davacıya ait olmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Sarıoğlan Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.07.2013 tarihli ve 2011/127 Esas, 2013/131 Karar sayılı kararıyla; iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişmeli 252 ada 1, 253 ada 1 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına olan tapu kaydının iptali davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı ... temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.06.2014 tarihli ve 2014/1568 Esas, 2014/9228 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, tescil ilamı ile oluşan 21.7.1975 tarihli 114, 115, 116 ve 117 sicilden gelen 05.07.2002 tarih 1, 2, 3 ve 4 nolu tapu kayıtlarına dayanmış ancak tapu kayıt dayanağı tescil ilamı ve krokisi getirtildiği halde kapsamı yöntemince belirlenmemiştir. Diğer yandan dayanılan tapu kayıtları başka taşınmazlara da revizyon gördüğü halde bu husus da dikkate alınmamıştır. Eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için tapu kayıtlarının revizyon gördüğü tüm taşınmazlar tespit edilmeli, daha sonra taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında, uzman teknik bilirkişi eliyle davacı tarafın dayanağı ve tescil ilamı ile oluşan tapu kayıtlarının haritaları zemine uygulanarak kapsamı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritalarına göre belirlenmeli, kapsam tayininde tapu kayıtlarının revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar da dikkate alınmalı, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan tapu kayıtlarının haritasının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazların kayıt kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, kayıt kapsamı dışında kaldığının tespiti halinde zilyetliğe ilişkin önceki keşifte alınan beyanlar ve ziraatçi raporu da gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Sarıoğlan Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.07.2015 tarihli ve 2014/1272 Esas, 2015/112 Karar sayılı kararıyla; fen bilirkişi raporuna göre, dosya içerisindeki tapu kayıtları ve dayanağı tescil krokilerinin kadastro esnasında kapsadığı parsellere uygulanarak davacı adına tespit edildiği, davacının hak iddia ettiği 252 ada 1 ve 253 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ,davacının tapulu taşınmazlarının kuzeyinde ve tescile esas krokinin kapsamı dışında kaldığı, davacı tarafça iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarihli ve 2016/9969 Esas, 2019/4696 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece, çekişmeli taşınmazların davacı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldıkları ve davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşmediği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında, davacı tarafça dayanılan tapu kayıtlarının kapsamının, haritasına göre ve yöntemine uygun şekilde belirlenmesi gereğine değinildiği halde, Mahkemece yöntemine uygun bir tapu uygulaması yapılmamıştır. Tapu kayıtlarının haritalarının bulunması durumunda kapsamlarının 3402 sayılı Yasa’nın 20/A maddesi uyarınca haritalarına göre belirlenmesi, tapuların oluşumlarına esas haritaların ölçekleri ile kadastro paftasının ölçeği eşitlenip birbiriyle çakıştırılmak suretiyle kayıtların kapsamlarının tespit edilmesi ve çekişmeli taşınmazların konumlarının çakıştırılmış harita üzerinde ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Somut olayda, davacı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarının tamamı Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.10.1974 tarih ve 1974/111 Esas, 1974/288 Karar sayılı tescil ilamıyla oluşmuş olup, tescil ilamı ve krokisi dosya arasında bulunmaktadır. Fen bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda tescil krokisi ile kadastro paftasının çakıştırıldığı ve çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldıkları belirtilmiş ise de, bilirkişi raporuna ekli krokinin incelenmesinden yöntemine uygun şekilde bir çakıştırma işlemi yapılmadığı ve tapu kayıtlarının revizyon gördükleri parsellerin kadastral sınırlarından yola çıkılarak tapu kayıtlarına kapsam tayin edilmeye çalışıldığı görülmüştür. Diğer taraftan, tescil ilamına ekli krokinin incelenmesinden, taşınmazların kuzey sınırında boydan boya uzanan DSİ kanalı bulunduğu görülmesine rağmen bu kanalın kadastro paftasındaki konumu ve sınırları bilirkişi raporuna ekli kroki üzerinde işaretlenmemiştir. Dolayısıyla, fen bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.Hâl böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, uzman fen bilirkişinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, davacı tarafın tutunduğu ve tescil ilamıyla oluşan tapu kayıtlarının haritaları ile kadastro paftasının ölçeği eşitlenip birbiriyle çakıştırılmak suretiyle tapu kayıtlarının kapsamları tespit edilmeli, tescil krokisinde kuzey sınır olarak gösterilen DSİ kanalının konumu ve sınırları fen bilirkişisi tarafından düzenlenen harita üzerinde işaretlenmeli, tapu kayıtlarına kapsam tayin edilirken kayıtların revizyon gördükleri dava dışı taşınmazlar da dikkate alınmalı, fen bilirkişisine uygulanan tapu kayıtlarının kapsadıkları alanları gösterir ve keşfi takibe imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadıkları kesin olarak belirlenmeli, kayıt kapsamı dışında kalan kısımlarda zilyetliğe ilişkin önceki keşiflerde alınan beyanlar ve ziraat bilirkişi raporları da dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözönüne alınmalı, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir ” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
D. Mahkemesince İkinci Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar
Sarıoğlan Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.03.2022 tarihli ve 2019/96 Esas, 2022/68 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazların bir kısmının davacıya ait tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 252 ada 1 parsel sayılı taşınmazın harita bilirkişisi Murat Ulu’nun 10.01.2022 havale tarihli raporunda krokisinde A2 harfi ile gösterilen 6.773,31 m2’lik kısmının ve 253 ada 1 parsel sayılı taşınmazın harita bilirkişisi Murat Ulu’ nun 10.01.2022 havale tarihli krokili raporunda B2 harfi ile gösterilen 10.305,37 m2'lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile aynı ada son parsel numarası alarak davacı adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, teknik bilirkişi ... tarafından hazırlanan 07.01.2020 tarihli raporun hatalı olduğunu, bu raporda dava konusu taşınmazların davacıya ait tapu kaydı kapsamında kaldığının belirlendiğini, oysa teknik bilirkişi ... tarafından hazırlanan 15.05.2015 tarihli raporda ise dava konusu taşınmazların tapu kaydı ve tescil krokisinin dışında kaldığının belirlendiğini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, davacının dayandığı tapu kaydının daha önce uygulandığını ve revizyon gördüğünü, buna göre de 226 ada 4, 221 ada 375 parsel sayılı taşınmazların davacı adına tescil edildiğini, dolayısıyla daha önce revizyon gören tapu kaydının tekrar uygulanmasının usule aykırı olduğunu,dava konusu taşınmazlarda tarım yapılmadığını, taşınmazların kaya ve taş parçaları ile dolu olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 20 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nin geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu Akkışla/... Mahalle çalışma alanında bulunan 252 ada 1 ve 253 ada 1 parsel sayılı 19.893,52 ve 10.493,37 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, hali arazi vasfıyla davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.