Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4862 E. 2022/7515 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Koşullu bağışlanan taşınmazla ilgili tapu iptali ve tescil davasında, yerel mahkemenin vekalet ücretine hükmederken dava konusu bağımsız bölümlerin değerini değil, arsa payı değerini esas alması uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın aynına ilişkin davalarda vekalet ücretinin, dava konusu edilen taşınmazın dava tarihindeki ve harcı tamamlanan değeri üzerinden hesaplanması gerektiği, somut olayda ise bağımsız bölümlerin tapu kayıtları üzerinden hüküm kurulduğu ve harcın da bu değer üzerinden tamamlandığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından duruşma istekli ve davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 15/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ..... olduğu .... ada 3 parsel sayılı taşınmazın 116/2400 payını 04.05.2006 tarihinde davalı Vakfa bağışladığını, bağışlama ile davalı Vakfa ölünceye kadar taşınmaz üzerinde bulunan evinde oturmasına izin verme yükümlülüğü yüklediğini, bu yüklemenin de 04.05.2006 tarihli yazılı belge ile taahhüt edildiğini, ne var ki davalı Vakfın kendisini emrivaki ile huzurevine yerleştirdikten sonra taşınmazda bulunan evini yıktırdığını, TBK’nın 295. maddesi uyarınca bağışlamanın geri alınması şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, devre konu payın iptali ile adına tescilini istemiş, aşamada ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil olmuşlardır.

II. CEVAP

Davalı, bağışlamanın kayıtsız ve şartsız olduğunu, davalı Vakfın tek taraflı irade beyanı ile davacının ölene kadar bağışlanan evde oturacağını taahhüt ettiğini, karşılıklı bir anlaşma olmadığını, davacının yardım talebi ile kendisinin huzurevine yerleştirildiğini, kentsel dönüşüm nedeniyle de evin yıkıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, resmi akitte davalı Vakfa getirilmiş herhangi bir yükümlülük bulunmadığı, 6098 sayılı TBK'nın 295. maddesindeki şartların olayda bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. TemyizYoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairece “...her ne kadar resmi akitte kayıtsız ve şartsız bir bağış olduğu yazılmış ise de; bağışlamada tarafların gerçek iradesi önem taşıdığından, taraflar arasındaki mektup, mail, taahhüt, sözleşme vb. belgelerin değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Bu minvalde, davacı tarafın dayandığı ve davalı tarafından da imzası inkar edilmeyen 04.05.2006 tarihli ve .... Eğitim Yardımlaşma ve Kardeşlik Vakıf Başkanı..... imzalı adi yazılı belge değerlendirildiğinde; çekişmeli payın davacı tarafından davalı vakfa bağışlandığı ve içinde bulunan evde ölünceye kadar davacının oturacağının taahhüt edildiği tespit edilmiştir. Dosya kapsamından, davacının belirli bir süre çekişmeli evde oturduktan sonra huzurevine yerleştirildiği, huzurevi masraflarını kendisinin ödediği, bir müddet sonra da bağışladığı evin ( paya isabet eden ) yıkıldığı, davacının bağışlama iradesine aykırı durumun oluştuğu saptanmıştır.

Yukarıda değinilen ilke ile tespit edilen olgular değerlendirildiğinde, bağışın koşullu olduğu ve koşulun yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, temyiz aşamasında sunulan dilekçelerden anlaşıldığı üzere dava konusu taşınmaz üzerinde bina inşa edilerek kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulmuş olabileceği hususu da gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.’’ gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuştur.

3.Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemece; bozma kararındaki gerekçe benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Dahili davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece hüküm kurulurken harç ve vekalet ücretinin tespitinde dava ve hükme konu bağımsız bölümlerin değeri üzerinden belirleme yapılması gerektiğini, 15.12.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre 12.11.2021 tarihli keşif tarihi itibariyle dava konusu bağımsız bölümün iki adet mesken olduğu ve toplamda 1.300.000,00 TL değer biçildiğini, tamamlattırılan harç üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme yapılarak ve harç kaybına yol açacak şekilde dava konusu arsa payı değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının taşınmazı kullanamaması nedeniyle bağışlamadan rücu edebilmek için taahhüde aykırılığı öğrendiği 13.01.2010 tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde dava açması gerektiğini, hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın ikame edildiğini, kentsel dönüşüm kapsamına alınan yerlerde arsa sahipleri anlaşma sağlamazsa taşınmazın satılarak elden çıkması gerektiğini ve davacının da bu kapsamda taşınmazı tahliye ettiğini, kentsel dönüşüm kararından sonra ortada kalmamak ve zorla tahliye edilmemek için huzurevine yerleştiğini, davalının taahhüdüne aykırı davranmadığını, davalının ilaveten yükleniciye para ödeyerek taşınmazdan iki daire aldığını, normalde davacıya bir daire isabet edeceğini, Mahkemece de kabul edilen ve davalı tarafından yapılan masraflar yönünden karar verilmemesinin doğru olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; bağışlamadan rücu hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK.nın 244/3. TBK.nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren TBK.nın 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.

6.2.2. Taşınmazın aynına ilişkin davalarda hükmedilecek vekalet ücreti, dava konusu edilen taşınmazın dava tarihindeki ve harcı tamamlanan değeri üzerinden nispi oranda belirlenmelidir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir.

6.3.2. Davacının temyiz itirazlarına gelince;

Somut olayda; davacının dava konusu taşınmazdaki 116/2400 payını 04.05.2006 tarihinde davalıya bağış suretiyle temlik ettiği, kat karşılığı inşaat sözleşmesi sonucunda davacının payına isabet eden 1 ve 2 no.lu bağımsız bölümlerin 07.10.2016 tarihinde davalı adına kat irtifakı tesisi ile tescil edildiği ve Mahkemece anılan bağımsız bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilerek tapu iptal - tescile hükmedildiği, 1 ve 2 no.lu bağımsız bölümlerin dava tarihi itibariyle değerinin 1.300.000,00 TL olarak saptandığı ve bu değer üzerinden harcın tamamlandığı, iptal tescil hükmünün bağımsız bölümlerin tapu kayıtları üzerinden kurulduğu, bu durumda dava konusu bağımsız bölümlerin keşfen saptanan değeri üzerinden harca ve harcı ikmal edilen değeri üzerinden dahili davacılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın kat irtifakı tesis edilmeden önceki arsa değeri üzerinden eksik harca ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.

Ne var ki anılan bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V. SONUÇ

1. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Dahili davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 3. ve 4. bentleri hükümden tamamen çıkarılarak yerlerine 3. bent olarak “3-Alınması gereken 88.803,00 TL harçtan peşin alınan toplam 22.200,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 66.602,25 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına ve 22.200,75 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,”,

4. bent olarak “4-Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesap edilen 78.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,” cümlelerinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.