Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4865 E. 2022/7868 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından yurt yapılması amacıyla davalıya bağışlandığı iddia edilen taşınmazın, tapuda satış olarak gösterilmesi nedeniyle davacının bağıştan rücu hakkını kullanarak tapu iptali ve tescil isteyip isteyemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıya satış yoluyla temlik edilen taşınmaz için, tarafların asıl iradelerinin bağış olmadığı ve tapu kaydının satış olarak yapıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : YALOVA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-2 maddesi gereği İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, maliki olduğu 3 (eski 907) parsel sayılı taşınmazı 21.12.1998 tarihinde yurt yapılması için davalıya bağışladığını, tapu işlemlerinin hızlandırılması adına tapuda temlik işleminin sembolik olarak 1,00 TL bedel karşılığında satış olarak yapıldığını, aradan geçen yıllara rağmen yurt binası yapılmadığını, bağışlama amacı gerçekleşmediğinden bağıştan dönme hakkının doğduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, yapılan işlemin bağış değil satış olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.02.2019 tarihli ve 2018/92 E., 2019/82 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın tapuda gösterilen değeri ile gerçek değer arasında fahiş fark bulunduğu, her ne kadar tapuda işlem satış olarak yapılmış ise de, asıl iradenin bağışlama olduğu tüm dosya kapsamındaki belgelerden anlaşıldığı, bağışın yurt yapılması amacıyla koşullu yapıldığı, devrin yapıldığı 22.12.1998 tarihinden davanın açıldığı 16.02.2018 tarihine kadar yurdun yapılmamış olduğu, davacının bağıştan rücu sebebini dava açılmadan önceki yazışmalar ile öğrendiği, bu sebeple hak düşürücü sürenin dolmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili, dava konusu taşınmazın satış işlemi ile devir alındığını, Mahkemece bağıştan rücu şeklindeki hukuki nitelemenin yanlış olduğunu, bu nedenle bağışlamaya dayanılarak tapu iptali ve tescil kararı verilemeceğini, aksi halde dahi bağıştan rücu davası açmak için hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25.03.2022 tarihli 2021/1488 E., 2022/513 K., sayılı kararıyla; dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu 3 parsel sayılı (eski 907) taşınmaz davacı ... tüzel kişiliği adına kayıtlı iken .... köyü Muhtarlığının karar defterinin 20.12.1998 tarihli 127 sayılı "907 parselin tamamının 1.000.000 bedelle Genel Müdürlüğün isteği üzerine yurt için kullanılmak amacıyla Vakıflar Genel Müdürlüğüne satışına karar verilmiştir" kararına göre 22.12.1998 tarihli 5306 yevmiye numaralı satış akdi ile 1.000.000 ETL bedelle Vakıflar Genel Müdürlüğüne satıldığının anlaşıldığı, satış akdi gözetilerek dava konusu taşınmazın davalıya bağış değil satış akdi ile temlik edildiği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu dava konusu taşınmazı, 21.12.1998 tarihinde yurt yapılması için davalı ... Müdürlüğüne bağışladığını, davalının talebi üzerine tapu işlemlerinin hızlandırılması adına davaya konu taşınmazın tapuda; sembolik bir rakam olan 1 TL bedel karşılığında satış olarak gösterildiğini, taşınmazın davalı kuruma yurt binası yapılması için bağışlanmış olmasına rağmen, bağışlama tarihinden itibaren dava tarihine dek geçen sürede yurt binası yapılmadığı gibi müvekkiline davalı kurum tarafından 29.11.2017 tarihinde "davaya konu gayrimenkule yurt yapılmayacağı ve mevcut haliyle kiraya verileceğine” ilişkin bir yazı gönderildiğini, bunun üzerine taşınmazın bağışlama amacına uygun kullanılmayacağına kanaat getirilerek 16.02.2018 tarihinde eldeki davanın açıldığını, gerek ... Karar Defteri, gerekse ... Bursa Bölge Müdürlüğünün Yalova Belediyesine 19.06.2012 tarihinde yapmış olduğu yazışmalarda dava konusu taşınmazın yurt yapılmak şartıyla sembolik bir bedel gösterilerek vakfa bağışlandığının resmi belgelerle sabit olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bağışlamadan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK.nın 244/3. TBK.nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK.nın 246. TBK.nın 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.

3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

4721 sayılı TMK'nın 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.", hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, kararın dayanağı olan, (V/3.2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerektirici nedenlere göre, Bölge Adliye Mahkemesince, (IV/3.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 01/12/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.