Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4893 E. 2023/6766 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi rızai taksime dayalı olarak davalı adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde davacının payının bulunduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, taşınmazların mirasbırakan tarafından sağlığında çocukları arasında taksim edilmesi nedeniyle tereke malı olmadığı ve davacının kök mirasçıdan gelen bir pay talep etmediği, ayrıca davalıya yapılan tespitin kadastro itiraz süresinde iken davacı tarafından itiraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine dair kararının, usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/127 E., 2022/308 K.

DAVA TARİHİ : 24.07.2017

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bulancak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/413 E., 2021/864 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; ... İli ... İlçesi...Mahallesi 220 ada 6 ve 227 ada 2 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına kayıtlı olduğunu, davalı ...'nin müvekkilinin kardeşi Fahri'nin eşi olduğunu, kadastro sırasında müvekkili davacı ile kardeşi arasında yapılan fiili ve rızai taksime göre tespit yapıldığını, bu taksime göre müvekkili davacıya 220 ada 2 parsel sayılı taşınmaz verilmiş iken davalının eşi ve müvekkilinin de kardeşi olan ...'a ise 220 ada 6 ve 227 ada 2 parsel sayılı taşınmazların verildiğini, hatta kadastro tutanağından da görüleceği üzere davacının kardeşi ...'ın dava konusu 220 ada 6 parsel sayılı taşınmazı eşi davalı ...'a haricen ve rızaen hibe ettiğini, dava konusu diğer taşınmaz olan 227 ada 2 parsel sayılı taşınmazı da kadastrodan sonra yine davalı eşine devrettiğini, ne var ki davalının eşi ...'ın yapılan bu taksim anlaşmasını bozarak müvekkili davacıya karşı dava açtığını ve dava dışı 220 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki payının adına tescilini istediğini, Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/180 Esas-2014/439 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın 1/3 payının ... adına tesciline karar verildiğini ancak bu kararın henüz temyiz aşamasında olup kesinleşmediğini, davalı ...'ın davacı ve kardeşi arasında yapılan harici ve rızai taksimi bilmesine rağmen bu davayı açtığını, taraflar arasındaki rızai taksim bozulduğundan davalı adına kayıtlı 220 ada 6 ve 227 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardaki davacının payının da adına tescilini isteme zorunluluğunun doğduğunu beyanla, dava konusu 220 ada 6 ve 227 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı vekili 18.02.2021 tarihli celsedeki beyanlarında özetle; müvekkili davacının dava konusu 220 da 6 parsel sayılı taşınmazda 2/3 payının, 227 ada 2 parsel sayılı taşınmazda ise 1/3 payının bulunduğunu, bu payların müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ileri sürdüğü iddiaları kabul etmediğini ve davanın reddini talep ettiğini, çekişmeli taşınmazların 70 senedir ellerinde olduğunu ve kendileri tarafından ekilip dikilerek fındıklarının toplandığını, davacının bu taşınmazlarla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, dava konusu ve dava dışı taşınmazların eşinin babası Tevfik Toraman'a ait iken sağlığında dört oğlu arasında paylaştırıldığını, taksimi bizzat mirasbırakan Tevfik Toraman'ın yaptığını ve dört oğlunun da bu paylaşımı kabul ettiğini, taksim tarihinden bugüne değin yaklaşık 70 yıldır herkesin taksimen kendisine düşen taşınmazı kullandığını, eşi ve kardeşleri arasında taşınmazın kullanımıyla ilgili olarak bugüne dek herhangi bir anlaşmazlık yaşanmadığını ve birbirlerinin kullanımlarına herhangi bir müdahale etmediklerini, dava dilekçesinde bahsedilen ve iş bu davaya dayanak yapılan Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/180 Esas, 2014/439 Karar sayılı dosyasında yargılama yapılarak davasının kabulüne karar verildiğini, sözkonusu dosyadaki davaya konu taşınmazın eşi ... tarafından satın alınarak edinilmiş bir taşınmaz olduğunu, yargılama sırasındaki şahit beyanları ve bilirkişi incelemesi ile de bu hususun ispatlandığını, dolayısıyla rızai taksimin bozulması ya da taksime uymama gibi bir durumun sözkonusu olmadığını, zira dava konusu taşınmazın rızai taksim yoluyla mirasbırakan Tevfik Toraman'dan gelen bir taşınmaz olmadığını, davacının da bu durumu bilmesine rağmen olayı farklı yansıtarak huzurdaki davaya gerekçe oluşturmaya çalıştığını beyanla davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların taraflara mirasbırakanlarından intikal ettiği, taksim ile davalının eşi ...'a isabet ettiğinin tarafların kabulünde olduğu, davacı tarafın davasını Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/180 E, 2014-439 K sayılı dosyasının ... tarafından açılmasıyla taraflar arasında yapılan taksimin bozulduğu iddiasına dayandırdığı, keşifte mahalli bilirkişi ve tanıklarca beyan edildiği üzere dava dışı Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/180 E,2014/439 K sayılı ilamının konusunu oluşturan 220 ada 2 parsel saylı taşınmazın taksimle Fahri ve ...'ın kardeşi Emin Toraman'a isabet ettiği, ,daha sonra Fahri, Aziz ve Tahir Toraman bu taşınmazı Emin Toraman'dan eşit hisselerle satın aldığı, Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/180 E,2014/439 K sayılı ilamı ile taraflar arasında yapılan taksimin bozulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplere, evveliyatı itibariyle tarafların ortak mirasbırakanı Tevfik'e ait çekişmeli taşınmazların ortak mirasbırakanı sağlığında erkek çocukları arasında taksim edilmekle tereke malı olmadıklarının ve iştirak halinde mülkiyet durumunun bulunmadığının anlaşılmasına, zira davacı tarafın da eldeki davada kök mirasbırakan Tevfik'ten gelen miras payını değil 220 da 6 parsel sayılı taşınmazın 2/3 payının, 227 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise 1/3 payının adına tescilini talep etmiş olmasına, dolayısıyla eldeki davanın terekeye karşı üçüncü kişiden miras payı talebi şeklinde değerlendirilemeyecek bulunmasına ve tüm dosya kapsamına göre, Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili dava ve istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Kadastro sonucu ... İli ... İlçesi ...Mahallesi çalışma alanında bulunan 220 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı, taksim ve hibeye dayanılarak davalı ... adına, 227 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak belgesizden ... adına tespit edildiği, 220 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine yapılan itirazın Kadastro Komisyonu'nun 30.10.2008 tarihli kararıyla reddedildiği, askı ilanlarının 04.11.2008-04.12.2008 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitlerinin kesinleşerek taşınmazların tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır.

3.Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle,

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.