Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4926 E. 2022/6644 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte nüfus cüzdanı ve vekaletname ile gerçekleştirilen taşınmaz satışına ilişkin tapu iptal ve tescil davasında, ilk alıcının ediniminin hükümsüzlüğü, ikinci alıcının iyiniyeti ve davalıların yargılama giderlerine katlanma yükümlülüğü.

Gerekçe ve Sonuç: İlk alıcının sahte belge ile yaptığı edinimin hükümsüz olup tapu iptal ve tesciline karar verilmesi gerektiği, ikinci alıcının ise iyiniyetli olduğundan bedelin ilk alıcı ve sahteciliği yapan kişiden tahsiline karar verilmesi ve davalı noterin sorumlu tutulamayacağı gözetilerek, davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmın düzeltilmesi suretiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki manevi tazminat, tapu iptali ve tescil, olmazsa maddi tazminat istemli dava sonunda Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 29.12.2020 tarihli, 2020/30 Esas ve 2020/297 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22/03/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat.... ile diğer temyiz eden davacı ... vekili Avukat ..... davalı Hazine vekili Avukat ..... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... vekili ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verilen ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, yurt dışında yaşadığını, maliki olduğu .... ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ..... numaralı daire ile .... numaralı dükkanın sahte nüfus cüzdanı ve sahte vekaletname düzenlenip kullanılarak davalı yeğeni .... tarafından davalı ...’a satışının yapıldığını, davalı ...’ın da 149 numaralı daireyi bilahare davalı ...’a satış yolu ile temlik ettiğini, davalıların işbirliği içinde hareket ettiklerini, taşınmazların bu şekilde elinden çıkması nedeniyle üzülüp hastalandığını, psikolojik tedavi gördüğünü ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmazsa maddi tazminatın tahsiline, her iki halde de manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., site yönetimini tek başına temsil yetkisi bulunmadığı gibi şahsi sorumluluğu da olmadığını, sitedeki 5 numaralı dairenin davacıya ait olup izne geldiğinde bu dairede kaldığını, diğer zamanlarda ise kardeşi ve yeğenlerinin kaldıklarını, “konutta kalanlara ait kimlik bilgilendirme belgesinin” muhtarı bilgilendirme amacıyla düzenlenmekte olup resmi bir niteliği olmadığını, yönetim kaşesinin üstündeki imza kendisine ait olmakla birlikte muhtar kısmındaki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ..., muhtarlık yaptığını, olayda kasıt veya ihmalinin bulunmadığını, site yöneticisi tarafından düzenlenen belgeye göre işlem yaptığını, yanına gelen şahsın da fotoğraftaki kişi olduğunu, “nüfus cüzdanı talep belgesi düzenlediğini”, olayda nüfus müdürlüğünün sorumluluğu olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı ..., davacı teyzesinin kızı .... ile kardeşi .....’ın daha önce nişanlandıklarını, .....’nin kurduğu şirkette kardeşinin müdürlük yaptığını ve çek keşide ettiğini, çeklerin ödenmediğini, kardeşi ...’ın nişanlısına para verdiğini ancak iade edilmeyip nişanın bozulduğunu, bu nedenle davacının Konya’da bulunan taşınmazlarının satışı konusunda vekaletname gönderdiğini, dava konusu dükkanın 100.000,00 TL bedelle satıldığını, kardeşine olan borcun düşülmesi konusunda davacıyla anlaştıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

4. Davalı ..., diş hekimliği yaptığını, davacı teyzesiyle ancak Türkiye’ye geldiğinde görüştüğünü, teyzesiyle birlikte oturmadığını, sadece ailesini ziyaret için bu adrese geldiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

5. Davalı ..., davalılardan ... ile iş nedeniyle tanıştıklarını, yem fabrikası yapılması işini adı geçenin yetkilisi olduğu şirkete verdiğini, tapu kayıtlarına güvenerek dava konusu taşınmazları rayiç bedelleriyle satın aldığını, dava konusu dükkan için 25.000,00 TL, ev için 55.000,00 TL ödediğini, dava konusu dairenin arsasının vakıf arazisi olduğunu öğrenince zarar etmemek için daireyi aldığı fiyat olan 55.000,00 TL üzerinden davalı ...’e sattığını, sahte nüfus cüzdanı ve sahte vekaletname ile ilgisi bulunmadığını, iyi niyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

6. Davalı ..., dava konusu 149 numaralı meskeni davalı ...’dan tapu kaydına güvenerek ve iyi niyetle edindiğini, başka bir evini satarak ve ....’tan kredi kullanmak suretiyle taşınmazı satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

7. Davalı ..., noter olduğunu ve 03.01.2005 tarihinde kendisini ... olarak tanıtan birinin noterliğe gelip ... isimli kişiye vekaletname vereceğini beyan ettiğini, nüfus kimlik belgesini kontrol ettiğini, herhangi bir hata ya da sahtecilik görmediğini, talep doğrultusunda taşınmaz satışı için vekaletname tanzim ettiğini, geçerli kimlik belgesine göre vekaletname tanzim edildiğini, üzerine düşen bütün yükümlülükleri yerine getirdiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

8. Davalı ..., malike ait olduğu sanılan vekaletnamedeki kimlik bilgileri ile evveliyat nüfus bilgilerinin birbiriyle uyumlu olduğunu, vekaletnameye ekli nüfus cüzdanı fotokopisindeki fotoğrafların da benzer olduğunu ve dikkat çekecek bir farklılığa rastlanmadığını, kullanılan nüfus cüzdanı ve vekaletnamenin gerçek olduğunu, idare aleyhine dava açılamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

9. İhbar olunan... Sigorta AŞ., davalı ... tarafından davanın ihbar edildiğini, iptal tescil davasının kayıt malikine karşı açılması gerekip davalı ...’a husumet yöneltilemeyeceğini, davalının yasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini, adı geçen davalı bakımından illiyet bağının kesildiğini, vekaletname tanzimi sırasında ibraz edilen kimlik belgesinin iğfal kabiliyeti bulunduğunu, zira nüfus müdürlüğünce verildiği için şekil olarak eksiklik bulunmadığını, zararın 3. kişilerin ağır kusuruyla meydana geldiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davalı ...’nin sahte nüfus cüzdanı ve vekaletnameyle temliki yaptığının kesinleşmiş ceza mahkumiyetiyle sabit olduğu, noter olan davalı ... hakkındaki mahkumiyet hükmünün her ne kadar zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiş ise de vekaletname tanzimi sırasında en küçük ihmalden dahi sorumlu olup kusursuzluğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davalılar ... ve ... hakkındaki maddi tazminat isteğinin kısmen kabulüne, davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkındaki maddi tazminat isteğinin esastan reddine, manevi tazminat isteğinin de bütün davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen ilk kararına karşı davacı vekili ile davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 15.05.2019 tarihli ve 2016/8766 Esas, 2019/3028 Karar sayılı kararı ile “...Diğer davalılar yönünden davanın reddine, bütün davalılar yönünden de manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacının, diğer davalılara yönelik temyiz itirazları ile manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının reddine. Davacının diğer temyiz itirazları ile davalı ...'ın temyizine gelince;... dava konusu 15149 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 37 ve 149 no’lu bağımsız bölümleri satın alan ilk el davalı ...’ın ediniminin dayanağını oluşturan belgenin sahte olması nedeniyle onun adına oluşturulan kaydın yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu açıktır. Hâl böyle olunca, dava konusu 15149 ada 9 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve halen ilk el davalı ... adına kayıtlı olan 37 no’lu bağımsız bölüm yönünden iptal tescil isteğinin kabulüne, 15149 ada 9 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve ikinci el davalı ... adına kayıtlı olan 149 no’lu bağımsız bölüm yönünden adı geçen davalının iyiniyetli olduğu saptandığından bu taşınmazla ilgili olarak bedelin davalılar Gülcan ve ilk el Osman’dan müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken; ceza mahkemesi kararından da anlaşıldığı üzere davalılardan Gülcan’ın eylemleri sonucu uygun nedensellik bağı kesildiği halde davalı noter ...’ın bedelden sorumlu tutulması da doğru değildir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemece dava konusu 37 numaralı bağımsız bölüm yönünden iptal tescile, dava konusu 149 numaralı bağımsız bölüm yönünden 55.000,00 TL tazminatın davalı ... ile davalı ...’dan tahsiline, davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkındaki maddi tazminat isteğinin reddine, davacının manevi tazminat isteğinin de reddine karar verilmiş, 18.03.2021 tarihli tashih kararı ile “1.a) maddesindeki "...davalılardan" ibaresinin "davalı ... dışındaki davalılardan" şeklinde, 6. maddesindeki "...davalılardan" ibaresinin "...davalı ... dışındaki davalılardan" şeklinde, 7. maddesindeki "...davalılardan" ibaresinin "davalı ... dışındaki davalılardan" şeklinde ve 26.04.2021 tarihli tashih kararları ile de “1.a) maddesindeki "...davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak" ibaresinin "davalılardan ...'dan alınarak " şeklinde, 6. maddesindeki "...davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak" ibaresinin "davalılardan ... ve ...'den alınarak " şeklinde, 7. maddesindeki "...davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak" ibaresinin "davalılardan ... ve ...'den alınarak " şeklinde hükümde değişiklik yapılmış, anılan tashih kararları taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca temyiz edilmemiştir.

4. Bozma Kararı Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle, hakkında davanın reddine karar verildiğini, ancak hükmün “1.a” bendinde ve “6. 7.” fıkralarında harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden “davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline” denilmek suretiyle sorumlu tutulduğunu, kısa karar ile gerekçeli kararın birbiri ile uyumlu olmadığını, tavzih talebinin dikkate alınmadığını belirterek, kararın lehine bozulmasını istemiştir.

5.2. Davacı temyiz dilekçesinde özetle, iptal ve tescile karar verilmesi doğru olsa da, diğer hususlarda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, sahte belge ve vekaletname düzenlenmek suretiyle dava konusu taşınmazların satışının yapıldığını, bütün davalıların bu olay nedeniyle sorumlulukları bulunduğunu, davalı ... hakkında davanın kabulüne karar verildiğini ancak hükmün 4/a bendinde bu davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, davalı ikinci el ...’ın iyiniyetli olmadığını, yeterli araştırmanın yapılmadığını, davalı noterin de kusursuz sorumluluğu bulunduğunu, taşınmazların değerlerinin düşük hesaplandığını, dava tarihindeki değer üzerinden tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zararının karşılanmadığını, manevi tazminat talebinin de haksız şekilde reddedildiğini, süreçte manevi olarak da yıprandığını, haklarındaki davanın reddine karar verilen davalılar için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildiğini, davalıların mecburi dava arkadaşı olup ret halinde ret sebebi ortak olduğu için tek vekalet ücretine hükmedilebileceğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı taktirde maddi tazminat ile her iki halde de manevi tazminat isteklerine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 inci maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022 nci maddesinin birinci fıkrasında ise “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

6.2.2. TMK’nın 1023 üncü maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.”, 1024 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1024 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, (IV/2.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine.

6.3.2. Somut olayda, Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin davalı ... ve davalı ... yönünden kabulüne karar verilmesine rağmen maddi tazminat talebi yönünden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp temyiz itirazı yalnızca davalı ... lehine hükmedilen vekalet ücretine yöneliktir.

6.3.3. Ne var ki, anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Mahkeme kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.

6.3.4. Öte yandan tashih kararı ile yargılama giderlerinin düzeltilmesi doğru değil ise de, bu hususta temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamış, yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir.

6.3.5. Davalı ...’nin temyiz itirazlarına gelince; her ne kadar davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesine rağmen davalı ...’nin yargılama giderlerinden sorumlu tutulması doğru değil ise de, 26.04.2021 tarihli ek karar ile bu husus düzeltildiği için davalı ...'nin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

V. SONUÇ

1. Açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

2. Davacı vekilinin temyiz itirazının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün dördüncü bendinin “a” fıkrasında yer alan “...” ifadesinin hükümden çıkarılması ile Mahkeme kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 22.03.2022 tarihinde yapılan duruşma için 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince temyizdeki haklılık durumu gözetilerek gelen temyiz eden/edilen davalı ... vekili ve temyiz edilen davalı ... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden/edilen davacıdan alınmasına, gelen temyiz eden/edilen davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalı ...’den alınmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harçlarının yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.