Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5014 E. 2023/6858 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/431 E., 2021/1162 K.

DAVA TARİHİ : 29.03.2016

HÜKÜM/KARAR : Ret / Kabul - Karar kaldırılarak dava kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Taşköprü Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/173 E., 2019/30 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, taşınmaz üzerindeki ev ve deponun davalı ...’e ait olduğunun tespiti ile bu hususun taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakanı ......e ait 128 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; dava konusu taşınmazla ilgili Taşköprü Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/137 Esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davasının devam ettiğini, 1994 yılında taşınmazı Zekeriye...den satın aldığını, bu tarihten itibaren de zilyetliğinin devam ettiğini, taşınmaz üzerine ev inşaa ettiğini, bu durumu davacının da bildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Taşköprü Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.01.2018 tarihli ve 2016/67 Esas, 2018/35 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın davacının mirasbırakanı ... tarafından davalıya bağışlandığı, ancak işlemin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, davalı yararına olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile ... mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmiş, davalının istinaf yoluna başvurması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 26.06.2018 tarihli ve 2018/602 Esas, 2018/1016 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafça dava konusu taşınmazın mirasbırakanı ......e ait olduğu iddia edilerek tüm mirasçılar adına tescil isteğinde bulunulduğu, ancak davacı dışında ... mirasçılarının bulunup dava dışı mirasçıların muvafakatinin alınmadığı, bu durumda taraf teşkilinin sağlanmadığı, öncelikle taraf teşkilinin tamamlanması gerektiği, daha sonra taşınmazın mirasbırakan ...’den kalıp kalmadığı, davalı savunmasında belirtildiği şekilde taşınmazın ...'den bağış veya satış suretiyle mirasçılardan...e düşüp düşmediği, yine davalı ...'in malik sıfatıyla zilyet bulunup bulunmadığı, ayrıca taşınmaz üzerindeki muhdesatın 3402 sayılı Kanun'un 19/2 nci maddesi gereğince davalı lehine beyanlar hanesinde gösterilip gösterilemeyeceği hususlarının değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerektiği, eksik belge ve delillerle inceleme yapılarak hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Mahkemece kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın ...tarafından davalıya satıldığı, 20 yılı aşkın süredir davalının zilyetliğinde bulunduğu, olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı koşullarının davalı lehine gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; kararın hatalı, usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 07.12.2021 tarihli ve 2019/431 Esas, 2021/1162 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın mirasbırakan ...’e ait olduğu, onun ölümü ile mirasçı çocukları ...ve...’ya kaldığı,...’nın ise zilyetliğini mirasbırakan adına sürdürdüğü, taşınmazın terekeye dahil bir mal olduğu, her ne kadar taşınmazın... tarafından Saim’e satıldığı belirtilmiş ise de TMK'nın 701 inci ve devamı maddeleri uyarınca taşınmazın elbirliği hükümlerine tabi olduğu, davalıya satışında tüm mirasçıların birlikte hareket etmesinin gerekli olduğu, dolayısı ile taşınmaz üzerinde tüm mirasçıların miras hakkının bulunduğu, bunun sonucu olarak da satıcı... tarafından miras şirketine dahil olan bir taşınmazın tek başına satışına değer verilemeyeceği, diğer yandan, taşınmaz üzerindeki muhtesatın davalı tarafından yapıldığının da sabit olduğu, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne ve taşınmaz üzerinde davalı tarafından yapılan muhtesatın Kadastro Kanunu'nun 19/2 nci maddesi hükmü gereğince davalı adına tapu kaydına şerh konulması gerekirken davanın reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması suretiyle davanın kabulüne, taşınmaz üzerindeki ev ve deponun davalı ...'e ait olduğunun tespiti ile bu hususun taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanıklara ve mahalli bilirkişilere davayı aydınlatıcı sorular sorulmadığını, davacı tarafça davanın ispat edilemediğini, davacı ve kardeşi... arasında miras paylaşımı yapılıp yapılmadığı, yine...’nın taşınmazdaki zilyetliğinin malik sıfatıyla mı yoksa tereke adına mı olduğunun araştırılmadığını, bu hususlarda tanıkların beyanlarının alınmadığını, dava konusu taşınmazın mirasbırakan ......e ait olduğunu, ...’in ölümü üzerine mirasçıları arasında yapılan rıza-i taksimle taşınmazın...’ya kaldığını,... tarafından da 1994 yılında taşınmazın kendisine satıldığını, satış tarihinden 15 yıl sonra da yapılan kadastro çalışmalarında taşınmazın adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın... tarafından kendisine satılmasından itibaren 20 yılı aşkın taşınmazda nizasız ve fasılasız zilyet olduğunu, Mahkemece ... ...terekesinin taksim edilip edilmediği hususunda araştırma yapılmadığını, davacının kötü niyetli olarak...’nın ölmesinden sonra davayı açtığını, davacının taşınmazın kendisi tarafından satın alındığından haberi olduğunu, davacının talebinin kendi miras payı oranında olduğunu, zaten taşınmazı...’dan satın aldığını, bu durumda sadece davacının 1/2 miras payı yönünden hüküm verilebileceğini, Bölge Adliye Mahkemesince talebin aşılarak taşınmazın tapu kaydının tamamının iptaline karar verilmesinin doğru olmadığını, davacının yargılama sırasında vekille temsil edilmediğini, bu durumda davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi,

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 702 inci ve 713/1 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak kaldırılan kararın yerine yeniden hüküm tesisi ile davacının davasının kabulüne karar verilmekle birlikte davacının vekille temsil edilmemesine karşın davalı aleyhine ücreti vekalete hükmedilmiştir. Vekille temsil edilmeyen davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalının işin esasına yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalının temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının A bendinin “Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” şeklindeki 5 numaralı alt bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına, 6 numaralı alt bendinin numarasının da 5 olarak düzeltilmesine kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.