Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5022 E. 2022/7832 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın satın aldığı ancak davalıların murisi adına tescil ettirdiği taşınmaz için mirasçılar tarafından açılan muris muvazaası davasında, 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın uygulanıp uygulanamayacağı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Bedeli mirasbırakan tarafından ödenerek gizli bağış şeklinde yapılan işlemlerde 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın doğrudan uygulanamayacağı ve yorum yoluyla da bu karara dayanılarak gizli bağış iddiasının kabul edilemeyeceği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davacıların tapu iptali ve tescil isteminin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 28. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 28/04/2022 tarihli, 2021/1345 Esas ve 2022/710 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...'in maliki olduğu .... ada 9 parsel sayılı taşınmazını davalıların murisi olan ... adına tescil ettirdiğini, davalıların murisi ...'in yaşarken hiçbir zaman bu durumu inkar etmediği gibi sağlığında, kök muris ...'in diğer mirasçıları olan ..... ve ...’e bu taşınmazdaki hisselerini devrettiğini, sonradan ...'in de hissesini alan ...'ın taşınmazda toplam 2/11 payının bulunduğunu, binanın teras katını ......'ın yaptırdığını, ... üzerinde kendi hissesi ile diğer kardeşleri olan davacılar...,..., dava dışı ..... ve ..... ile anne ...'nın hisselerinin kaldığını, bu hisseleri devredemeden ...'in 05.10.2016 tarihinde öldüğünü, mirasçıları olan davalıların ise sürekli kabul ettikleri halde bu hisselerin devrini gerçekleştirmediklerini, dava konusu taşınmaz üzerinde henüz kat irtifakı ya da kat mülkiyeti tesis edilmemiş bir bina bulunduğunu, binanın da ... mirasçılarına ait olduğunu, taşınmaz üzerindeki binada bulunan dairelerin de fiili olarak davacıların da içinde bulunduğu sahiplerinin kullanımında olduğunu, taşınmazdaki hisselerin tapu kayıtları fiili duruma uygun olarak iptal ve tescil edilirken dairelerin kullanım durumlarının da dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek; dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile öncelikle hissesini alan mirascılar dışında kalan hisselerin tarafların mirasbırakanı, taşınmazın gerçek sahibi ... adına tesciline, buradan davacılara intikaline, yahut davacıların miras payları oranında her birine 1/11 oranında olacak şekilde adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, davacı tarafça dava konusu taşınmazın ...'e ait olduğu iddia edilmiş ise de, davalıların murisi ... tarafından 09/10/1992 tarihinde tarla vasfındayken başkasından satın alındığını ve üzerindeki binanın yıllarca çalışıp kazandığı para ile aşama aşama inşa edildiğini, kardeşlerinin de ev sahibi olmasını istediği için ..., ..., ... ve ...'e 1/11 oranında payını devrettiğini, taşınmazın ...'e ait olup, muris ...'den intikal etmediğini, muris muvazaası sebebi ile tapu iptali tescil davasının şartları oluşmadığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.12.2019 tarihli ve 2017/370 E., 2019/343 Karar sayılı kararıyla; yargılama aşamasında ölen davacılardan ... mirasçıları yönünden; ...nın 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacılar ....ve ... yönünden ise muris tarafından davalıların mirasbırakanı Dursun adına yapılmış bir devir bulunmadığı ve muris muvazaası davasına ilişkin şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde dava konusu yerin bir aile apartmanı olduğu, bu taşınmazın davacılar ile davalıların müşterek murisleri ...’in kazancı ile alınarak ailenin en büyüğü ... adına tescil edildiği, daha sonra zamanı geldikçe...’in hak sahibi olan kardeşlerine bu taşınmaz üzerine yapılan binadan belirlenen katlardaki dairelere denk gelen arsa payı devrini yaptığı ve taşınmazda da fili olarak o kişilerin oturduğu hususlarının ileri sürüldüğünü, yapılan keşifte de bu hususun net olarak görüldüğünü, ayrıca tanıkların da bu yönde beyanda bulunduklarını, davacı ve davalıların babalarının emeği ile bu taşınmazın satın alındığını, Mahkemenin taşınmazın ...’e üçüncü kişiler tarafından devir edildiği ve bu nedenle de ...’den intikal etmediği yönündeki değerlendirmesinin durumu değiştirmediğini, yargılama aşamasında vefat eden davacı ...’in mirasçılarından alınan vekaletnamenin dosyaya sunulmuş olmasına rağmen adı geçen mirasçılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 28.04.2022 tarihli, 2021/1345 Esas ve 2022/710 Karar sayılı kararı ile; bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliğinin olmadığı, bunun yanı sıra, karara yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı, bedeli mirasbırakan tarafından ödendiği iddia edilen dava konusu taşınmaza ilişkin olarak İlk Derece Mahkemesince, bir kısım davacılar yönünden tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ile tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2.Davada ileri sürülen iddianın içeriğine göre; yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalıların murisi) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, 1.4.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarihli 586/782; 21.9.1994 tarihli 248/538; 21.12.1994 tarihli 667/856; 11.10.1995 tarihli 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV/3.) no.lu paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına 30.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.