Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5035 E. 2022/7952 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : TRABZON 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 17.05.2022 tarihli ve 2022/697 Esas, 2022/666 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanları ...’nın maliki olduğu 112 ada 4 -114 ada 9 - 11 - 112 ada 7 -13 - 15 parsel sayılı taşınmazlarını satış göstermek suretiyle davalılardan torunu ...’e temlik ettiğini, işlem tarihinde ...’in yaşının küçük olması nedeniyle anne ve babasının velayeten işleme katıldıklarını, yine muris ... ...’in adına kayıtlı 112 ada 3 - 141 ada 2 - 114 ada 12 - 112 ada 11 - 8 - 5 - 2 parsel sayılı taşınmazlarını ise diğer davalı torunu ...’e satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, davalı ...’in de yaşının küçüklüğü sebebiyle velayeten anne ve babasının işlemi gerçekleştirdiklerini, yapılan tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., davacının iddiasının dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığını, zira cevap dilekçesi ekinde sunduğu 51 ada 59 parsel no.lu taşınmaza ait 27/08/1991 tarih-3925 yevmiye no.lu ve 20/09/1994 tarih-5395 yevmiye no.lu tapu senetlerinden de görüleceği üzere muris ...'nın .... mahallesinde bulunan söz konusu taşınmaza bir apartman inşa ettirerek davacı adına tapuya tescil ettirdiğini, dava konusu muvazaa iddiası değerlendirilirken muristen davacı ...'ya intikal eden 8 daire, 2 dükkândan oluşan apartmanı muvazaalı olarak kazandığının göz önünde bulundurulması gerektiğini, muris ...'nın vefat edene kadar tüm sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının kendisi ve ailesi tarafından karşılandığını, dava konusu taşınmazları ise paylaştırma amacıyla kendisine temlik ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.03.2022 tarihli ve 2018/105 E., 2022/44 K. sayılı kararıyla; murisin mal kaçırma niyeti ile hareket ettiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini, Yargıtay İçtihatlarıyla istikrar kazanmış uygulamalar gereği paylaştırma yapıldığı şeklindeki savunmanın ispatı bakımından tüm mirasçılar yönünden yapılan geçerli bir paylaşımın olması gerektiğini, mirasbırakanın sağlığında eşine herhangi bir kazandırmada bulunmadığını, yani tüm mirasçılarını kapsar biçimde paylaştırma yapmadığını, bu hususun Yerel Mahkemece nazara alınmadığını, yine diğer mirasçılarına yapıldığı iddia edilen temliklere ait dosyada araştırma yapılmadığını, tanık beyanından öteye giden maddi bir delilin dosyaya sunulmadığını, eksik ve yetersiz inceleme ile karar verildiğini, işbu dava konusu satış işlemlerinde yapılan muvazaalı devirlerde gerçek mirasçılar sağ olduğu halde onların çocukları olan torunlara devir yapılmakla paylaşım iddiasının tamamen dayanaksız kaldığını, dosyaya gelen tapu kayıtları ile murisin müvekkiline herhangi bir temlikinin olmadığının sabit olduğunu, murisin taşınmazı satmaya parasal olarak ihtiyacının olmadığını, davalıların da çocuk yaşta olduklarını, alım güçlerinin bulunmadığını, işlemler satış olarak gösterilmiş ise de gerçekte bağış olduklarını, murisin davacı müvekkili ile uzun yıllardır küs olmasının mal kaçırma iradesini doğruladığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 17.05.2022 tarihli ve 2022/697 E., 2022/666 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

Öte yandan mirasbırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu mirasbırakan ...’nın 30.01.2008 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı oğlu ..., dava dışı eşi ... ve çocukları ..., ... ve ...’nin kaldıkları, davalı ...’in murisin oğlu ...’ın, diğer davalı ...’in ise murisin oğlu ...’un oğlu olduğu, mirasbırakanın maliki olduğu 112 ada 3- 141 ada 2- 114 ada 12- 112 ada 11- 8- 5 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarını 06.09.2007 tarihli satış işlemi ile torunu ...’e temlik ettiği, resmi işlem sırasında ... adına velayeten annesi ... ve babası ...’un hareket ettikleri, yine murisin adına kayıtlı 112 ada 4 - 7 - 13 ve 15 - 114 ada 9 ve 11 parsel sayılı taşınmazlarını ise 06.08.2003 tarihli satış işlemi ile torunu ...’ya devrettiği, resmi işlemde davalı ... adına velayeten annesi ... ve babası ...’ın hareket ettikleri anlaşılmaktadır.

3.3.2. Somut olaya gelince, tüm dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanları itibariyle; murisin önemli miktarda malvarlığını devir tarihlerinde yaşları küçük olan ve alım güçleri bulunmayan davalı torunlarına devrettiği ve kendisinin taşınmazları kullanmaya devam ettiği hususlarının bir arada değerlendirilmesi neticesinde, asıl amacının arasının iyi olmadığı davacı oğlu ...’den mal kaçırma olduğu açıktır.

3.3.3. Hal böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

V. SONUÇ

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının (V/3.3.2 - 3.3.3) numaralı paragraflarda açıklanan nedenlerle kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin kararının KALDIRILMASINA, HMK'nın 371/1-a maddesi gereğine İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın istek halinde iadesine, 07.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.