"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/93 E., 2022/73 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Adana ili, ... ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde bulunan 195 parsel sayılı taşınmazın davacıların müşterek mirasbırakanına aitken mirasçıları arasında ifraz edilerek 567, 568 ve 569 parsel sayılı taşınmazlar oluşturulduğunu, 195 parselin güneyinde bulunan ve kadastro sırasında yol niteliği ile tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün de 195 parsel ile birlikte kullanıldığını, bu bölümde 30 yaşında narenciye ağaçları bulunduğunu, tespit harici yol olarak bırakılan taşınmazın 6 metreden fazla kısmının yol olmadığını belirterek bu bölümün davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiştir.
2.Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın yol olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.09.2012 tarihli ve 2009/753 Esas, 2012/438 Karar sayılı kararıyla; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03.05.2013 tarihli ve 2013/2867 Esas, 2013/4849 Karar sayılı kararıyla; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12 nci maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin tespit harici yerlerin tescili istemli davalarda uygulanamayacağı belirtilerek hüküm bozulmuştur.
3. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin 12.02.2015 tarihli ve 2014/105 Esas, 2015/58 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.10.2020 tarihli ve 2017/897 Esas, 2020/3995 Karar sayılı kararıyla; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olan bu davada Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığının da yer alması gerektiği belirtilerek taraf teşkili eksikliğinden hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu edilen taşınmazların kadastro yolu ile ilgisi olmayıp davacıların parselleri ile kadastro yolu arasında kadastro sırasında bırakılmış tarım arazisi olduğu, kadastro yolunun zeminde mevcut olduğu, çekişmeli taşınmazın davacılar ve maliki evvelleri tarafından 1950 yılından itibaren davacılar adına tescilli 567, 568 ve 569 parsel sayılı taşınmazlarla bir bütün olarak kullanılageldiği, taşınmazların üzerinde 30-35 yaşlarında portakal ağaçlarının bulunduğu, dava konusu taşınmazların imar planı dahilinde olmadığı, davacılar lehine zilyetliğe dayalı tescil koşullarının oluştuğu, yargılama devam ederken davacılardan ...'ın vefat ettiği, mirasçılarının davaya dahil edildiği, mirasbırakan ... mirasçıları ile diğer davacı ...'ın dava konusu taşınmazdaki hisselerini ve zilyetliklerini davacılardan ...'a devrettiklerine ilişkin beyanda bulundukları gerekçesi ile bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.216,60 metrekare, (B) harfi ile gösterilen 1.278,30 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 355,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların Yalmanlı Mahallesinde son parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Hazine vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın yol niteliğinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı ... vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın 755 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, taleplerinin Mahkemece değerlendirilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
3.Davalı ... vekili; eksik inceleme ile karar verildiğini, taşınmazın kadastral yol olduğunu ve kadastro müdürlüğü raporuna göre davacıların yola tecavüzde bulunduğunu belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın yol olarak tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır.
2. Hemen belirtilmelidir ki; Mahkemece zilyetlikle iktisap koşullarının davacılar yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Mahkemece yapılan keşifte dava konusu taşınmazın ne zamandan beri kimin zilyetliğinde olduğu ve zilyetliğin sürdürülüş şekli kesin olarak belirlenmemiş, yetersiz ve fen bilirkişisi raporu ile uyumlu olmayan ziraat bilirkişi raporu ile yetinilmiş, uyuşmazlığın çözümünde uydu fotoğraflarından yararlanılmamış, taşınmazın bulunduğu yörede imar çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılmamış, çekişmeli taşınmaza komşu olan 567,568,569 parsel sayılı taşınmazların ilk geldisi olan 195 parsel sayılı taşınmaz T. evvel 1927 tarih ve 161 sıra numaralı tapu kaydına istinaden tespit edildiği halde bu tapu kaydı getirtilmemiştir.
3. Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle 567, 568, 569 parsel sayılı taşınmazların ilk geldisi olan 195 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas T. evvel 1927 tarih ve 161 sıra numaralı tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu yörede imar çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, tarafların delilleri toplandıktan sonra mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi-fotogrametri mühendisi, ziraat mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, çekişmeli taşınmazın öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde ne şekilde imar-ihya edildiği ve bu çalışmaların hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, 195 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas tapu kaydının dava konusu taşınmaz bölümlerini kapsayıp kapsamadığı sorulmalı, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli,
4. Ziraat mühendisinden taşınmaz bölümünün evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden olması nedeniyle imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz bölümleri ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerine taşınmaz bölümlerinin sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli;
5. Jeodezi ve fotogrametri mühendisinden çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla hava ve uydu fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava ve uydu fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümünün niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü, hava ve uydu fotoğraflarının yıl yıl değerlendirilmesi suretiyle belirten ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenilmeli;
6. Fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmaz bölümünü komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı;
7. Mahalli bilirkişi ve tanık beyanları bilimsel esaslara göre hazırlanmış bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Temyiz edenler tarafından yatırılan peşin harcın istek halinde iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HMUK’un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.