"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, adına kayıtlı dava konusu 187 ada 200 parsel sayılı taşınmazın Sakarya 3. İcra Müdürlüğünün 2017/452 Talimat sayılı dosyası ile ihaleye çıkarıldığını ve yapılan ihale sonucu alacaklı olan davalı bankaya alacağına mahsuben ihale edildiğini, ihalenin feshine yönelik açılan Sakarya 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/417 Esas, 2019/130 Karar sayılı davası neticesi ihalenin feshi talebinin reddedildiğini, söz konusu dosya ve karar incelendiğinde taşınmaz üzerinde bulunan elektrikli otomatik kapı, gelir getirici meyve ağaçları, bir adet bekçi kulübesi, kümes ve bahçe çitlerinin bedellerinin hesaba katılmadığını, bilirkişiler tarafından verilen ek raporda "nihai toplam değerin belirlendiğinin" bildirildiğini, dava dilekçesinde bekçi kulübesi amaçlı bir yapının bulunmadığı iddia edilmişse de Sakarya 3. İcra Müdürlüğünün 2017/452 Talimat sayılı dosyasında -haciz tutanağında her ne kadar depo olarak adlandırılsa da- bekçi kulübesinin olduğunu, bilirkişilerin meyve ağaçlarının taşınmazın değerini etkilemeyeceğini bildirdiğini, bu ağaçların yıllık geliri olup olmayacağının irdelenmediğini, elektrik motorlu sürgülü ... kapının kıymetinin incelenmediğini, eksik inceleme ile davalarının reddedildiğini ileri sürerek, bu aykırılıklara sahip karara dayalı mülkiyetin devriyle sonuçlanan ihalenin bozulmasına, ihaleye dayalı davalı adına olan usulsüz tescilin iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Banka, dava konusu taşınmaz üzerine kredi teminatı olarak davalı Banka lehine ipotek tesis edildiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibi neticesinde dava konusu taşınmazın satışa çıkarıldığını ve 21.11.2018 tarihinde yapılan ihalede 176.000,00 TL’ye alacağa mahsuben davalı bankaya ihale edildiğini, davacının ihalenin feshi davası açtığını, bu davanın reddine dair verilen kararın kesinleştiğini, bu kez de ihalenin feshi davasında öne sürdüğü gerekçelerle tapu iptal-tescil talepli bu davayı açtığını, davacının iddiasının yine davacı tarafından açılan kıymet takdirine itiraz davasına da konu olduğunu, davacının iddiaları üzerine bilirkişi raporunu düzenleyen heyetten alınan raporda taşınmazın değerini etkileyecek nispette bir durumun bulunmadığının bildirildiğini, yolsuz bir tescil bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İcra Hukuk Mahkemesinde kıymet takdirinde bütün olarak değerlendirme yapıldığı, iddia edilen hususlarda tescilin yolsuz olmasını gerektirir bir durum görülmediği, başkaca yönlerden tapu iptali talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; usul ve esaslara aykırı olarak ve hakkaniyet esasları gözetilmeden karar verildiğini, davanın ispatlandığını, bilirkişi incelemesi sonucu kesinleşen raporlarda taleplerinin doğrulandığını bildirerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortada yolsuz bir tescil bulunmadığı, davacının aynı iddialarla açtığı ihalenin feshi davasında davanın reddine karar verildiği ortadayken, ayrıca bu hususların Mahkemenin 11.02.2020 tarihli ara kararı ile tespit edilmişken, davacının hiç bir hukuki gerekçeye dayanmayan beyanlarına dayanarak yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesinin haksız olduğunu, 20.000 TL teminat karşılığı ihtiyati tedbir konulmasının da ayrı bir haksız durum teşkil ettiğini, bu miktarın taşınmazın değerinin yüzde 5'ine bile tekabül etmediğini, tedbir kararının Banka yönünden telafisi güç sonuçlar doğurabileceğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapu iptal ve tescil talebi yönünden davanın reddine karar verilmesinin, yine dava konusu talebin taşınmazın aynına ilişkin olması ve de hak kaybının önlenmesi için takdir edilen teminat miktarı karşılığında taşınmazın tapu kaydına tedbir konulmasının doğru olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın yerinde olmadığını, yapılan incelemede bilirkişiler tarafından "Meyve ağaçlarının, bekçi kulübesinin vs ayrıca hesaplanmadığı"nın açıkça belirlendiğini, eksik ve hatalı kıymet takdir raporuna dayalı olarak yapılan ihalenin ve bu ihalenin sonucu olarak yapılan tescilin yolsuz bir tescil olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik istinaf başvurusun reddi kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla davacının haksız temyiz taleplerinin reddine, katılma yoluyla temyiz taleplerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin dava konusu taşınmaz üzerindeki tedbirin kaldırılmasına yönelik istinaf taleplerine karşı verilen ret kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun;
705. maddesi şöyledir:
"Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur.
Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.",
1022/1. maddesi şöyledir:
"Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”,
1023. maddesi şöyledir:
"Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.",
1024/2. maddesi şöyledir:
"Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.",
1025. maddesi şöyledir:
"Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî ... zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.
İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır."
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20'şer TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı ve davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.