Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5130 E. 2023/7732 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacı tarafından 40 yılı aşkın süredir zilyetliği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetliğinin niteliğinin ve Hazine’nin mülkiyet hakkının dayanağının tam olarak araştırılıp araştırılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacının zilyetliğinin başlangıcı, süresi ve niteliği hususunda yeterli araştırma yapılmadığı, taşınmazın imar durumu, dere yatağı vasfında olup olmadığı gibi hususlarda gerekli incelemenin yapılmadığı, hava fotoğrafları ve bilirkişi incelemeleri hususunda eksiklikler bulunduğu ve Hazine adına tescilin dayanağı olan belgesiz zilyetliğin araştırılmadığı gözetilerek yerel mahkemenin tapu iptali ve tescil kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/146 E., 2022/113 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Konya ili, Hüyük ilçesi, ... köyünde, yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 284 ada 371 parsel sayılı 3.626,14 m2 miktarlı taşınmazın, tarla vasfı ile zilyedinin kim olduğu tam olarak bilinemediği belirtilerek Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın 40 yılı aşkın süredir dedesi, babası ve kendisi tarafından kullanıldığını ileri sürerek adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.06.2016 tarihli ve 2015/434 E. 2016/634 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli 284 ada 371 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.11.2019 tarihli 2016/13938 E. 2019/7726 K. sayılı kararıyla; “...Mahkemece, çekişmeli taşınmazın babasından kendisine hangi yolla intikal ettiği hususu davacıya açıklattırılmalı, mirasbırakanın sağlığında bağış, satış vb yollarla ya da mirasçılar arasında pay devri suretiyle taşınmazın davacıya geçmiş olduğunun kanıtlanması halinde davacının taşınmazda hangi tarihten beri, ne sıfatla ve ne şekilde zilyet olduğu yöntemince araştırılmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir...." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, çekişmeli 284 ada 371 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, imar ve ihya edilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro tespiti öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 nci, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713/1 inci maddeleri

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden Konya ili, Hüyük ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 284 ada 371 parsel sayılı 3.626,14 m2 miktarlı taşınmazın, tarla vasfı ile zilyedinin kim olduğu tam olarak bilinemediği belirtilerek senetsizden Hazine adına adına tespit edildiği anlaşılmıştır.

Somut olayda; tek kişilik ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazda geçmişten bu yana tarımsal faaliyet yapıldığı kanaati belirtilmiş ancak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği ile ekonomik amaca uygun zilyetliğin ne zaman başladığı ve nasıl sürdürüldüğü hususları belirlenmemiştir. Orman Mühendisi bilirkişi raporunda 1972 tarihli hava fotoğrafında taşınmaz üzerinde hiçbir örtü bulunmadığı, kuzeyi işlenmemiş, güneyi dere, diğer yönler örtüsüz ve işlenmiş alan olduğu, 1990 tarihli hava fotoğrafında taşınmaz üzerinde hiçbir örtü bulunmadığı işlenmiş alan olarak göründüğü, kuzeyi örtüsüz kısmen işlenmiş, güneyi dere, diğer yönler örtüsüz ve işlenmiş alan olduğu belirtilmiştir. Dava konusu taşınmazın güneyinde dere bulunduğu belirtilmiş olmasına rağmen keşfe jeolog bilirkişi götürülüp derenin aktif olup olmadığı, taşınmazın dere yatağı vasfında olup olmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı ya da derenin aktif etki alanından kalıp kaldığı hususunda rapor alınmamıştır.

Öte yandan mirasbırakan ... ve davacı yönünden taşınmazların bulunduğu çalışma alanında kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı da araştırılmamış, hava fotoğrafları ehil olmayan orman mühendisi tarafından incelenmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamayacağı açıktır.

Hal böyle olunca; komşu parsel kayıtları var ise dayanak kayıtları tedavülleri ile birlikte getirtilmeli taşınmazın imar durumu araştırılmalı, Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmelidir.

Bundan sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, daha önce dosyada görev almamış 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, Jeolog bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, özellikle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalıdır.

Ziraat mühendisi bilirkişi kuruluna çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, kullanım durumunu ve zilyetlik şekli ve süresini kesin olarak belirleyen, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir şekilde komşu parsellerle karşılaştırmalı ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmelidir.

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kuruluna hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmazın sınırları ve önceki ile şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, kullanıma ara verilip verilmediği, sınırlarda zamanla genişleme olup olmadığı hususlarında ve önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderir şekilde rapor hazırlattırılmalıdır.

Jeolog bilirkişiden taşınmazın önceki ve halihazırdaki niteliğinin ne olduğu, özellikle dava konusu taşınmazın dere yatağında kalıp kalmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, derenin etkisi altında kalıp kalmadığı, derenin taşkın riski taşıyıp taşımadığı, taşınmazın jeolojik yönden zilyetlikle mülk edinilmeye uygun yerlerden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

Fen bilirkişisinden keşfi izlemeye ve bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli rapor alınmalı;mirasbırakan ... ve davacı yararına 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde belirlenen norm sınırı gözetilerek Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden belgesiz araştırması yapılarak toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Yerel Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.