Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5192 E. 2024/4553 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tescil harici bırakılan bir taşınmazın zilyetlikle kazanılıp kazanılmadığına ve Hazine adına tescil edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin mülkiyet edinimine yeterli olmadığı, imar ve ihya faaliyetlerinin tarihi ile zilyetlik süresinin uyuşmadığı ve Hazine'nin tescil talebinin değerlendirilmemesi hataları gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/19 E., 2022/65 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Yargıtay 8. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Van ili, Merkez, ... mahallesinde bulunan taşınmazın maliki olduğunu, dava konusu taşınmazın kendisine ait olduğunu, ancak dava konusu taşınmazın dere olarak tescil harici bırakıldığını belirterek çekişmeli taşınmazın adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini, taşınmazın dere yatağı vasfında olduğunu belirterek davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.07.2012 tarihli ve 2010/608 Esas, 2012/203 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne bilirkişi raporunda D ile gösterilen 905,05 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.03.2013 tarihli ve 2012/10646 Esas, 2013/4555 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırmanın eksik olduğu belirtilerek, çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı hususunun araştırılması, hava fotoğraflarından da yararlanılmak suretiyle taşınmazla ilgili zilyetlik araştırması yapılması, taşınmazın ne zaman imar ihya edildiğinin belirlenmesi gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.

3. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; 22.01.2015 tarihli ve 2013/349 Esas, 2015/58 Karar sayılı kararıyla; dava konusu yer üzerinde davacı yararına zilyetlikle kazanmayı sağlayan koşulların oluştuğu gerekçesi ile bilirkişi raporunda A ile gösterilen 905,05 m2 lik kısmın davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

4. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.10.2019 tarihli ve 2016/4115 Esas, 2019/9011 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyulduğu halde gereklerinin yerine getirilmediği, Mahkemece, hava fotoğrafları getirtilmeden ve bozmada belirtilen dışında teknik bilirkişilerce icra edilen keşif neticesinde düzenlenen raporun esas alınarak hüküm verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu yerin 1976 yılında yapılan kadastro sırasında dere yatağı vasfıyla tescil harici bırakıldığı, çekişmeli taşınmazın imar planı içerisinde kalmakta olduğu, imar planının 29.08.2013 tarihinde kesinleştiği, önceki karara esas A harfi ile gösterilen alanın imar planında yol, park ve dere taşma sahasında kaldığı, hava fotoğraflarına göre jeodezi ve fotoğrametri mühendisleri tarafından 1977 ve 1988 yılında taşınmazların sürülü olmadığı imar ihyasının olmadığı, 2001 yılında muhtelif ağaçların olduğunun tespit edildiği, çekişmeli alan ile kuru dere arasında 2 metrelik kot farkının doğal sınır oluşturduğu, taşınmazın dere etkisinde olmadığı ve dereden kazanılmadığı, taşınmaz üzerinde 30 ve 35 yaşında kavak ağaçları , 32 yaşında kayısı ağacı, 35 yaşında elma ağacı olduğu, hava fotoğraflarının irdelenmesinde 1988 yılında taşınmazda imar ihya çalışması olmadığının belirlenmesi nedeniyle ziraat mühendisleri tarafından taşınmaz üzerinde bulunan 35 yıllık elma ağacı ile 35 yıllık kavak ağaçlarının bulunduğunun tespiti çeliştiğinden bu hususta ek rapor aldırıldığı, ek raporda yaş tespitlerinin zirai ve bilimsel yöntemlere göre yapıldığı, 1988 yılında ağaçların yaşı itibariyle izdüşümlerinin küçüklüğü nedeniyle hava fotoğraflarında tespit edilemeyeceğinin bildirildiği, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklardan Farıs beyanında mahalleye 1990 yılında geldiğini sonra da davacının geldiğini söylediği, bu beyan ile mahalli bilirkişi Mehmet 'in beyanı arasında çelişki oluştuğu, Mehmet'in kendisinin 1987 yılında mahalleye geldiğinde davacının burada olduğunu bildirdiği, Farıs'ın ise tarihleri karıştırmış olabileceğini beyan ettiği, dava tarihinden geriye doğru en az 20 yıldır taşınmazın davacı tarafından kullanıldığı, dava tarihi itibariyle tescil şartlarının davacı lehine oluştuğu ancak dava konusu tescili istenen yerlerin kısmen imar yollarında, dere taşkın sahasında ve kısmen parklarda kaldığı anlaşılmış olduğundan bu durumda imar planına göre kamu orta malı olarak bırakılan yerler hakkında tescil kararı verilemeyeceğinden mülkiyetin tespitine karar vermek gerektiği gerekçesi ile bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 905,016 m2 lik alanda dava tarihi itibariyle TMK' nın 713/1 inci maddesi uyarınca imar, ihya, zilyetlik nedeniyle tescil şartlarının oluştuğunun ve taşınmazın davacı ... mülkiyetinde olduğunun tespitine, tescil talebinin ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; çekişmeli 905,016 m² yüzölçümündeki alanda dava tarihi itibariyle davacı lehine TMK’nun 713/1 inci maddesi uyarınca imar, ihya, zilyetlik nedeniyle tescil şartlarının oluştuğunu, Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin tescil yerine tespit kararı vermesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ,17 nci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucunda Van ili , Merkez ... Beldesi, ... mahallesinde bulunan taşınmaz kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakılmıştır.

2. Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Her ne kadar bazı tanıklarca davacı yanın zilyetliğinin iktisaba elverişli sürede olduğu beyan edilmiş ise de, davacı tapusuz taşınmazın adına tescili istemiyle 2010 yılında dava açmış, 07.10.2021 tarihli keşifte 1987 yılında yöreye geldiklerini ve bundan sonra zemini düzelttiklerini, taşları toplayıp toprak getirdiklerini beyan etmiştir.

Dosya arasında bulunan 05.11.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; çekişmeli taşınmazın 1977 ve 1988 yıllarına ait hava fotoğraflarında sınırlarının belirgin olmadığı, sürülü olmadığı, üzerinde yapı ve ağaç bulunmadığı, kuru dere vasfında boş bir arazi olduğu, imar ihyanın yapıldığına dair bir belirtinin olmadığı, 2001 yılına ait hava fotoğrafında sınırlarının belirgin olduğu, imar ihyanın yapıldığının bildirildiği anlaşılmıştır. Bilimsel verilere göre hazırlanmış rapora göre 1988 yılında taşınmazın kuru dere vasfında boş bir arazi olup taşınmazın imar ihyasının tamamlandığı hususu 2001 yılındaki hava fotoğraflarından anlaşılmaktadır.

2021 yılında hazırlanan ziraat bilirkişi kurulu raporunda açıklama kısmında çekişmeli taşınmazın A ile gösterilen bölümünün imar ihyasının dava tarihinden 20 yıl önce başlandığının bildirildiği, sonuç kısmında dava tarihinden geriye doğru 20- 25 yıldır imar ihyanın tamamlandığının bildirildiği, yine sonuç bölümünde taşınmazın imar ihyasının 25 yıldır devam ettiğinin bildirildiği görülmüştür. Ziraat bilirkişi kurulu raporuna göre; çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde 1 adet 30 yaşında elma, 20 adet 15 yaşında elma, 19 adet 15 yaşında elma, 2 adet 30 yaşında kayısı ağaçlarının bulunduğu, taşınmazın güney- batı sınırlarında 25 yaşında kavak ağaçları, kuzey-doğu sınırlarında kesilmiş 10 adet 35 yaşlarında kesilmiş kavak köklerinin zeminde mevcut olduğu tespit edilmiştir. Taşınmaz üzerinde bulunan kavak ağaçları dışındaki ağaçların yaşları zilyetlikle mülkiyet edinimi için uygun olmayıp, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde bulunan kavak ağaçlarının kendiliğinden yetişen ağaçlardan olması ve davacının taşınmaz bölümü üzerinde başkaca tarımsal faaliyetlerinin olduğunun ispatlanamamış olması karşısında taşınmaz bölümü üzerinde davacının ekonomik amacına uygun bir zilyetliğinin bulunmadığı açıktır.

İmar ihyaya muhtaç yerlerin zilyetlikle edinilebilmesi için imar ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi aranmaktadır. Açıklanan nedenlerle somut olayda, dava konusu taşınmazın imar ihya edilmesinin ardından dava tarihine kadar davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğundan söz edilemez. Hal böyle olunca; davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

Öte yandan, davalı Hazine'nin çekişmeli taşınmazın Hazine adına tesciline yönelik talebi bulunmasına rağmen talebinin değerlendirilmemiş olması da isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden usul ve kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

02.07.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.