"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : MANAVGAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel ve manevi tazminat istekli dava sonunda, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacı ve bir kısım davalıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından duruşma istekli ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile davalı Hazine vekili Avukat ...... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalılar ... vd. vekili gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 166 ada 2 parsel sayılı taşınmazın sahte nüfus cüzdanı kullanılarak düzenlenen ..... Noterliğinin 06/03/2014 tarihli ve ..... yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil tayin edilen ... tarafından 07/03/2014 tarihinde davalılardan ...’ya, davalı ... tarafından da 14/10/2014 tarihinde davalı ...’na temlik edildiğini, taşınmazın satış tarihleri arasında kısa süre olmasının davalıların kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davalılardan ...’nın, dava konusu taşınmazın satışı için davalı ...’ı vekil tayin ettiğini, davalı ...’nın da 06.04.2015 tarihinde dava konusu taşınmazı, diğer davalı ...’e devrettiğini, vekaletnamenin veriliş tarihi ile taşınmazın devir tarihinin aynı gün ve aynı yerde olmasının davalıların kötü niyetli olduğunun açık delili olduğunu, dava konusu taşınmazın gerçek değerinin 150.000,00 TL olduğunu, tapudaki satış değerlerinin ise çok düşük gösterildiğini, davacının, davalıların eylem ve işlemleri nedeni ile büyük bir üzüntü ve elem yaşadığını, resmi satış işlemi sırasında, sahte vekaletnamedeki fotoğraf ve imza ile gerçek malik davacının fotoğrafı ve imzasının karşılaştırılmadığını, davalı ... Müdürlüğü yetkililerinin ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek, 166 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, kabul edilmemesi halinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100.000,00 TL tazminatın ve 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 07.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Karaman 4. Noterliğince düzenlenmiş olan 06.03.2014 tarihli ve 1682 yevmiye nolu sahte vekaletnamenin iptaline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ..., ...,..... ve ...... vekili, taşınmazın 50.000 TL bedel ile ...’ya temlik edildiğini, yaklaşık 7 ay sonra davalı ...'nın taşınmazı 104.000,00 TL bedelle emlakçılık işleri ile uğraşan davalı ...’na temlik ettiğini ve yaklaşık 6 ay sonra teklif üzerine taşınmazın davalı ...’e 155.000 TL bedelle devredildğini, Tapu Müdürlüğünde malikin imzasının ve yazı örneklerinin bulunduğunu, bu hususlar yönünden araştırma yapılmadan Tapu Müdürlüğünün devir işlemlerini gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını, resmi akitteki satış bedellerinin değerin çok altında olduğu iddia edilmiş ise de, dava konusu taşınmazın satış tarihlerinde “sit alanı” içerisinde kalması sebebi ile inşaat yapılamamasından dolayı değerinin düşük olduğunu, halihazırda ise taşınmazın sit alanı dışına çıkarıldığından değerinin arttığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... Hazine vekili, Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın temlikinde kullanılan vekaletnamedeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, davacı adına oluşturulan sahte kimlik ile vekaletname düzenlendiği ve dava konusu taşınmazın sahte vekaletname ile davalı ... tarafından davalı ...'ya, daha sonra diğer davalılara devredildiği, tapu sicilinin tutulmasından dolayı Devletin sorumlu tutulabilmesi için zararın tapu sicilinin tutulmasından doğmuş olması ve zarar ile tapu sicilinin tutulması arasında illiyet bağının kesilmemiş olması gerektiği, davacının zararı ile devir işlemi arasında uygun illiyet bağının üçüncü kişinin ağır kusuru nedeniyle kesildiği gerekçesi ile davalı ... Müdürlüğü yönünden davanın reddine; davalılar ... ve ... hariç diğer davalıların sahte vekaletname ile satış yapıldığını bildiklerinin kanıtlanamadığı, TMK'nın 1023. maddesi anlamında iyi niyetli oldukları gerekçesi ile davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın reddine, davalı ... (vekil) ve ... arasındaki devrin sahte vekaletnameye dayalı ilk temlik olduğu, ilk el konumundaki davalı ...’nın TMK'nın 1023. maddesinden yararlanamayacağı, davalı ... ve ...'nın davacının zararından sorumlu oldukları gerekçesi ile vekaletnamenin iptaline, dava konusu taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerinin davalı ... ve ...'den tahsiline, manevi tazminat isteği bakımından koşulların oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve bir kısım davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın keşfen saptanan temlik tarihlerindeki değeri ile resmi akitte yazan değerler arasında fahiş fark olduğunu, devirlerin çok kısa aralıklarla yapıldığını, bu hususların davalıların kötünyetli olduklarını ve el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini gösterdiğini, tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, Tapu Müdürlüğünün 13/03/2013 tarihli akitte bulunana fotoğraf ile temlike konu sahte vekaletnamedeki fotoğrafı ve her iki belgedeki imzaları karşılaştırmadan işlem yaparak kusurlu olduğunu, fotoğrafların farklı kişilere ait olduğunun ve imzaların da birbirinden farklı olarak atıldığının açıkça anlaşılabildiğini, illiyet bağının kesildiğinden bahisle davalı ... Müdürlüğü yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, Tapu Müdürlüğü çalışanlarının bu işlemler nedeniyle ceza aldıklarını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tüm davalılar yönünden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.2. Bir kısım davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılar ... ve ... yönünden bedele hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının davalılara yönelik kötüniyet iddiasını kanıtlayamadığı, davalıların iğfal kabiliyeti olan bir vekaletname ile işlem yaptıklarını, sorumluluğun Tapu Müdürlüğü ile Noterlikte olduğunu, işlemlerin güvenliğinden sorumlu olan kamunun sorumluğunun irdelenmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; 06.03.2014 tarih 1682 yevmiye nolu vekaletnamenin sahteliğinin uzman bilirkişi raporuyla belirlendiği, ilk el davalı ... adına oluşan kaydın yolsuz tescil niteliğinde olduğu, sahtecilik hukuki nedenine dayalı davalarda, temlik işleminde geçerli hukuki sebebin bulunmaması nedeniyle ilk el davalı ...’in iyiniyet savunmasında bulunamayacağı, davalı vekil ...’in, taşınmaz alım satım işi yapması nedeniyle dava konusu taşınmazın değerini bilecek konumda olduğu, 161.282,00 TL olarak belirlenen dava konusu taşınmazı 65.000,00 TL bedelle temlik etmesi yanında, davacının imzasını taşımayan vekaletnameyi kullandığı gözetildiğinde davalı ... ile birlikte bedel isteminden sorumlu tutulması gerektiği, devir tarihleri arasındaki sürelerin kısa olmadığı, salt bedeller arası farkın muvazaanın kanıtı olamayacağı, ilk el .....’den sonraki kayıt maliki davalıların, sahte işlemi bildikleri, el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri, kötüniyetli olduklarının ispat edilemediği, 3. kişinin ağır kusuru ile devir yapıldığından davalı ... Müdürlüğünün sorumluluğunu gerektiren illiyet bağının kesildiği, zararlandırıcı olayın davacının malvarlığına ilişkin olması nedeniyle manevi tazminat istemi yönünden koşulların oluşmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sahtecilikten kaynaklanan yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı taktirde bedel ve her iki halde de manevi tazminat ve vekaletnamenin iptali isteklerine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3.2.2. TMK’nın 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.”, 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, Bölge Adliye Mahkemesince dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre, (IV./3.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar ve bir kısım davalılar vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı Hazine vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, onama harcı peşin alındığından kararı temyiz eden davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, gelen temyiz edilen davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve bakiye 8.262,48 TL onama harcının temyiz eden bir kısım davalılar ... ve ...’dan alınmasına, 22/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.