"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davasında bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22/11/2022 Salı günü saat 09:25’te Daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 19 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu 3 numaralı bağımsız bölümü borcunun teminatı olarak dava dışı ...'na devrettiğini, daha sonra kendisinin muvafakatı dahilinde taşınmazın banka kredisiyle davalıya satışının yapıldığını, ancak davalı tarafından bankadan çekilen kredi bedelinin ...'nun banka hesabına yatırıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada dava konusu taşınmaz dava dışı üçüncü kişiye devredildiğinden davanın tazminat davasına dönüştürüldüğünü bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalı, taşınmazı banka kredisi kullanarak aldığını, kendisine satan ...'ndan önceki malikin de davacı değil ... olduğunu, kendisinin iyiniyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27/11/2013 tarihli ve 2013/353 E., 2013/852 K. sayılı kararıyla; iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle ön inceleme aşamasında davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 06/04/2017 tarihli ve 2014/21225 E., 2017/1729 K. sayılı kararıyla; ''...HMK'nın 137/2. maddesi dikkate alındığında, ön inceleme duruşması ve duruşmada yapılması gerekli olan işlemler yapılmadan tahkikat duruşmasına geçilemeyeceği, bu düzenlemenin emredici nitelikte olduğu açıktır.
Somut olayda, yukarıda değinilen usuli işlemler tam olarak yerine getirilmemiş ve tahkikat aşamasına geçilmeden esas hakkında karar verilmiştir.
Hal böyle olunca; yukarıda değinilen usuli işlemler tam olarak yerine getirilip tahkikat duruşması için gün tayin edilerek tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde tüm delillerin toplanması, ondan sonra işin esası değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.'' gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 18/05/2022 tarihli ve 2017/277 E., 2022/272 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazı davacı ...'ın hiç bir zaman devralmadığı, davacı tanığı ...'in taşınmazı dava dışı .....adına kayıtlı iken, 07.06.2007 tarih ve 1726 yevmiye numaralı resmi senet ile satış suretiyle temlik aldığı ve taşınmazın dava dışı ...'na devredildiği, davacının delil olarak sunduğu belgelerin muvazaanın veya inançlı işlemin varlığını ispata elverişli olmadığı, davacının iddiasını ispat için yazılı delil sunması gerektiği, davacı tarafın yemin deliline dayanmadığı, kaldı ki davalı ...'ün 4721 sayılı TMK'nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanmasının da gerektiği, davacının iddiasını ancak yazılı delille ispatlayabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ispat hakkı kısıtlanmak suretiyle eksik inceleme ile karar verildiğini, tanıklarının tümünün dinlenilmediğini, yazılı kanıtlarının celbedilmediğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tapu iptali ve tescil, aşamada tazminat istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1.Senede bağlı bir sözleşmeye karşı muvazaa iddiası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 200 ve 201. (1086 s. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 288 ve 290.) maddelerinde belirtildiği üzere ancak yazılı delille kanıtlanabilir. Sözleşme aynı Kanun'un 203. (HUMK'nun 293.) maddesinde sözü edilen yakın akrabalar arasında yapılmış olsa dahi, muvazaanın yazılı delille ispat edilmesi gerekir. Böyle bir sözleşmenin resmi şekilde yapılması halinde ise olayın özelliği itibariyle adi yazılı delilin yeterli olacağı öğretide ve kararlılık kazanmış yargısal içtihatlarda kabul edilmiştir. İşte bu görüşten hareketle, 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında taraf muvazaası ve takma ad (namı-müstear) davalarında iddianın ancak yazılı delille kanıtlanabileceği kabul edilmiştir.
6.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür", HMK’nın 190/1. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir" düzenlemeleri yer almaktadır.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, onama harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.