"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın ve birleştirilen davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde asıl davada davacı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 06/12/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asıl davada davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler,duruşmaya başlandı,gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakanları ...'ın maliki olduğu 1447, 1448, 1449 ve 244 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...'a; 2277, 2278 ve 2279 parsel sayılı taşınmazlarını davalı eşi ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında birleştirilen davada davacı ... davadan feragat etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, yapılan temliklerin muvazaalı olmadığını, satış işlemlerinin gerçek olduğunu, mirasbırakanın davacılara miras paylarına mahsuben ödemelerde bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEMENİN İLK KARARI
Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/11/2013 tarihli ve 2010/242 Esas, 2013/494 Karar sayılı kararıyla; davalılara yapılan temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 26/01/2015 tarihli ve 2014/1665 Esas, 2015/1045 Karar sayılı kararıyla; “Somut olaya gelince; eldeki davanın kabulü halinde mirasçı sıfatıyla hak sahibi olabilecek ..... ve .....; “babamın kardeşim .... ve anne......'ye yaptığı temlikler mal kaçırma amaçlı değildir, miras payımıza isabet eden kısma mukabil taşınmaz ve para aldık. Murisimiz o tarihlerde başkasından taşınmaz alarak davacı adına tescil ettirmiştir.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Bu beyanlardan anlaşıldığı kadarıyla mirasbırakanın kızı ... dışındaki mirasçılarına taşınmaz, para verdiği açıktır. Ne var ki; mirasçı ...'a bir şey verilip verilmediği üzerinde durulmamıştır. ...'a da para, altın, vs. verildiğinin saptanması halinde mirasbırakanın mal kaçırma iradesinin bulunmadığı, sağlığında mirasçıları arasında paylaştırma iradesiyle hareket ettiği sonucuna varılacaktır. Hâl böyle olunca; dinlenen tanıklar tekrar çağırılıp ...'a bir şey verilip verilmediği saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuş, asıl davada davacı ... vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 09.09.2015 tarihli ve 2015/8766 E., 2015/10608 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/02/2018 tarihli ve 2016/4 Esas, 2018/56 Karar sayılı kararıyla; muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 17/02/2021 tarihli ve 2020/3585 Esas, 2021/878 Karar sayılı kararıyla; “...Somut olaya gelince; birleştirilen davada davacı ve aynı zamanda bozma kararında kendisine paylaştırma kapsamında bir şey verilip verilmediğinin araştırılması gerektiği belirtilen ....., 05.09.2017 tarihli dilekçesinde ''davacısı bulunduğum mahkemenizin yukarıdaki esas numarası yazılı dosyasından, muris...'ten bana düşen miras haklarımı daha önceden almış bulunduğumdan davadan feragat ediyorum'' beyanında bulunduğuna göre, artık araştırılması istenen hususun davacının ikrarı ile açıklığa kavuştuğu, mirasbırakanın tüm mirasçıları kapsar biçimde paylaştırma yaptığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, HMK’nın 190. ve TMK’nın 6. maddeleri gereğince muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gözetilerek asıl davanın da reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.Kabule göre de; mirasbırakan ...'a ait veraset ilamında yer alan davacıların payları oranında iptal tescile ve kalan payın davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, infaz aşamasında davalılar yönünden hükmen kayıt oluşturacak şekilde davalılar payı bakımından yeniden tescil hükmü kurulması da doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuş; asıl davada davacı ... vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 03.11.2021 tarihli ve 2021/2593 E., 2021/6380 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
6. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/04/2022 tarihli ve 2021/326 Esas, 2022/115 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın tüm mirasçıları kapsar biçimde paylaştırma yaptığı, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın, feragat nedeniyle birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Asıl davada davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; temlik tarihinde davalı ...’ın 22 yaşında olup, hiç bir gelirinin olmadığını,öğrenciliğinin 2006 yılına kadar devam ettiğini, diğer davalıya yapılan devirlerin mirasbırakanın ölümünden 4 ay önce yapıldığını, davalıların, mirasbırakanın tedavi giderleri için taşınmaz satmaya ihtiyacı olduğunu beyan ettiklerini, her ne kadar dava dışı mirasçıların, miras paylarına isabet eden kısma mukabil taşınmaz aldıklarını beyan etmelerine rağmen, davacı ile dava dışı mirasçılar adlarına mirasbırakandan intikal eden bir taşınmaz bulunmadığı gibi, mirasbırakanın dava dışı mirasçılara taşınmaz devrettiğine ilişkin herhangi bir kayıt olmadığını, davacıya mirasbırakan veya başkası tarafından verilen herhangi bir taşınmaz bulunmadığını, birleştirilen davada davacı....’ın yargılama devam ederken 05.09.2017 tarihinde davalılardan 60.000,00 Euro alarak davasından feragat ettiğini, dava dışı diğer mirasçıların beyanlarının doğru olmadığını, mirasbırakanın davaya konu 7 adet taşınmazı dışında başka taşınmazı bulunmadığını, davacı ile mirasbırakan arasında küslük olduğunu, bu nedenle mirasbırakanın davacıyı mirasından mahrum etmek istediği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde yapılan temliklerin muvazaalı olup, mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, davacı ile mirasbırakan ve davalılar arasında husumet olduğunu, davalıların bu husumet nedeniyle davacının pay almaması için uğraştıklarını, mirasbırakanın sağlığında tüm mirasçıları kapsar şekilde paylaştırma yapmadığını,davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. Muris muvazaasında; 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
9.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
9.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.
9.3. Değerlendirme
(IV/5.) no.lu paragrafta belirtilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/6.) no.lu paragrafta belirtildiği şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; asıl davada davacı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.