"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TARİHİ : 29.07.2013
KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ... mirasçıları ile davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 15.02.2018 tarihli ve 2015/10806 Esas, 2018/919 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ... mirasçıları ve davalı ... ... mirasçıları vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 23.05.2022 Pazartesi günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden davacılardan ... vekili Avukat ..., davacılardan ... vekili Avukat ... ..., diğer temyiz eden ... ... mirasçılarından davalı asıllar ..., ... ... ... ile davacı asıl ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen davalı ... ... mirasçılarından ... ve diğerleri vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., ... ili, ... ilçesi, ... köyü hudutları içerisinde bulunan 104 ada 117 parsel ile 124 ada 6 parsel sayılı taşınmazların eşi ...’in mirasbırakanı İbrahim’den intikal ettiğini, dava konusu taşınmazların ortak mirasbırakan İbrahim’in mirasçıları arasında yaptıkları şifai taksim neticesinde eşi ...’a isabet ettiğini, uzun yıllardan beri ...’da ikamet ettiklerini, eşinin 2007 de ölümü üzerine uzun süre taşınmazların bulunduğu yere gidemediklerini, kadastro çalışmaları sırasında davalı ...’ın gerçeğe aykırı beyanda bulunması nedeniyle dava konusu taşınmazların adına tespit ve tescilini sağladığını ileri sürerek, davalının haksız kullanımında olan dava konusu taşınmazlara elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiş, aşamada sunduğu ıslah dilekçesi ile tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ..., dava konu edilen taşınmazları davacının mirasbırakanı ağabeyi ...’dan satın aldığını, bedelini ödediğini, buna ilişkin aralarında 28.04.1980 tarihli senet düzenlendiğini belirterek, davanın reddini savunmuş, yargılama aşamasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.12.2011 tarihli ve 2011/35 Esas, 2011/90 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiği, uzun yıllardan beri dava konusu taşınmazların davalının zilyet ve tasarrufunda bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 10.04.2013 tarihli ve 2013/2842 Esas, 2013/3497 Karar sayılı kararıyla; "...104 ada 117 sayılı parsel yönünden yapılan incelemede; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına. Temyize konu 124 ada 6 parsel sayılı taşınmazın (A), (B) ve (D) bölümleri yönünden yapılan incelemede; Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre bilhassa dava konusu (B) bölümünün davacının kocası... tarafından 1980 yılında davalı tarafa satıldığı, böylece kök murisin paylaştırması sonucu...’e düşen bölümün mülkiyetinin davalı tarafa aktarıldığı doğru olarak hüküm altına alınmıştır. Ancak, taşınmazın (C) bölümünün kök muris İbrahim ... tarafından... ve ...’a bırakıldığı dosya kapsamıyla belirlenmiş, davacı (C) bölümündeki... payının adlarına tescilini talep etmiştir. Davalı taraf (C) bölümünde...'in payı bulunmadığını, (C) bölümünün... ve ...’a bırakıldığını savunmuştur. Keşiflerde dinlenilen bilirkişi ve tanıklar ise harman yeri olarak geçen (C) bölümünde...'in 1/2 payının olduğunu ifade etmişlerdir. Davalı taraf... payını edindiğini kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca; taşınmazın (C) bölümünün 1/2 payının... mirasçıları adına tesciline karar verilmesi, geri kalan payların davalı taraf uhdesinde bırakılması gerekmektedir." gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Bozma Sonrası Mahkeme Kararı
1.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.02.2015 tarihli ve 2013/367E., 2015/34 K. sayılı kararıyla; 104 ada 117 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine ilişkin verilen kararın onanmasına karar verildiği gerekçesiyle bu taşınmaz yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 124 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise 12.09.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen kısmın 1/2 payının... ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan payların davalı uhdesinde bırakılmasına karar verilmiştir.
C.İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı ... ... ve davacı ... mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 15.02.2018 tarihli ve 2015/10806 Esas, 2018/919 Karar sayılı kararıyla; "...Mahkemece iptale konu edilen 1/2 payın davacılar adına tapuya tesciline, kalan 1/2 payın davalı ... mirasçıları adına tapuya tesciline, diğer payın ise davalılar uhdesinde bırakılmasına” karar verilerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olduğu gibi, taşınmazın (C) bölümünün ifrazı halinde (D) harfi ile gösterilen bölümün dava konusu 124 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ile ilişiği kesildiğinden (D) bölümü hakkında da ayrıca tescil hükmü kurulması gerekirken sicil açık bırakılacak şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuştur.
D.Mahkemesince İkinci Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.03.2021 tarihli ve 2019/3E., 2021/51 K. sayılı kararıyla; dava konusu 104 ada 117 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine ilişkin verilen kararın onanmasına karar verildiği gerekçesiyle bu taşınmaz yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 124 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise 12.09.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 1333,31 m²’lik kısmın ifrazı ile 12096/12096 pay kabul edilmek suretiyle aynı ada son parsel numarası ile 6048/12096 payın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan 6048/12096 pay yönünden ise davanın reddine ve bu kısmın davalı ... ile dava dışı Mahcamal mirasçıları üzerinde bırakılmasına, A ve B harfi ile gösterilen kısımlar yönünden davanın reddine, D harfi ile gösterilen kısım yönünden davanın reddi ile bu kısmın aynı ada son parsel olarak davalıların mirasbırakanı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... mirasçıları ve davalı ... ... mirasçıları vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı ... mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece her ne kadar önceki Yargıtay ilamları doğrultusunda karar verilmiş ise de dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarında bilirkişilik yapan kişiler hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan dolayı ... Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığını, Mahkemece yargılama sonucunda mahkumiyet hükmü kurulduğunu ve kararın Yargıtay 11.Ceza Dairesinin denetiminden geçmek suretiyle 23.03.2015 tarihinde kesinleştiğini, yargılama aşamasında ölen davalı ...'ın dava konusu taşınmazları davacı ...’ın eşi, aynı zamanda kendi kardeşi olan ...’dan satın aldığı savunmasında bulunduğunu, bu doğrultuda 28.04.1980 tarihli “senettir” başlıklı belgenin sunulduğunu, yargılama aşamasında dinlenen davalı tanıkları... ve ...'ın bu belgenin sonradan düzenlendiğini, aslında gerçekte böyle bir satışın olmadığını beyan ettiklerini, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde gerçekte davalı ... ...’ın dava konusu taşınmazları satın almadığı gibi malik sıfatıyla da kullanmadığını, bu nedenle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak dava konusu taşınmazların mülkiyetini iktisap etmediğini, Mahkemece, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinde imzası bulunan bilirkişiler yönünden açılan ceza davasının sonucu beklenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek karar verilmiş olmasının usul ve aykırılık teşkil ettiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 375. maddesi uyarınca karara esas alınan senedin sahteliğine karar verildiğinden temyiz incelemesi neticesinde kesinleşen kısımlar yönünden de yargılamanın iadesine karar verilmesi gerektiğini, yargılama aşamasında davalı tanığı olarak dinlenen ...,... ve ... ... ...'ın, davacı ...’ın eşi ...’ın 28.04.1980 tarihli senette imzasının bulunmadığını, senetin sonradan düzenlendiğini, ortada gerçek bir satış ve taşınmaz devrinin söz kunusu olmamasına rağmen sahte belge ile mülkiyetin değiştirilmesine sebebiyet verdiklerini, davacının mirasbırakanı ... tarafından dava konusu taşınmazların hiç bir zaman satış işlemine konu edilmediğini, davalı ... tarafından kadastro tespiti sırasında haksız şekilde dava konusu taşınmazların kendi adına yazdırıldığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı ... ... mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu 124 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden 15.02.2018 tarihli bozma ilamında Mahcamal’ın hak sahipliğine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamış iken, Mahkemece bu kişi yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2.4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen ... Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, özellikle Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 10.04.2013 tarihli ve 2013/2842 E., 2013/3497 K. sayılı kararı ile dava konusu 104 ada 117 parsel sayılı taşınmaz yönünden Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın onandığı, dolayısıyla 104 ada 117 parsel sayılı taşınmazın bozma kapsamı dışında kaldığı, bu taşınmaz yönünden usulünce 6100 sayılı HMK'nın 375/f bendi uyarınca açılacak davada davacı ... mirasçıları vekilinin kadastro tespit tutanağında tanık olarak imzası bulunanlar yönünden ileri sürülen temyiz nedenlerinin değerlendirilebileceği, eldeki dava yönünden ileri sürülen temyiz nedenlerinin incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ... mirasçıları vekili ve davalı ... mirasçıları vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararlarının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA,
Duruşmanın 23.05.2022 tarihinde yapıldığı göz önünde bulundurularak, duruşma günü yürürlükte olan ve 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davacı ... mirasçıları vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden ... ... mirasçılarından alınmasına; davalı ... ... mirasçıları vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacı ... mirasçılarından alınmasına,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı ... mirasçıları ile davalı ... ... mirasçılarından alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.