"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İnegöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, kök mirasbırakanlar ...'ın ve ... ...'ın ölümü ile çocukları ... ve ... ... ...'ın kaldığını, mirasbırakanların ölümlerinden yıllar sonra kadastro tespiti sırasında ... ... ... ve mirasçılarının uzakta olmalarının fırsat bilindiğini, miras payları yok sayılarak gerçeğe aykırı beyanlarla büyük çoğunluğu davalı ... adına olmak üzere ... ... mirasçıları arasında paylaşılarak tapuya kaydedildiğini, öncelikle davalı adına kayıtlı taşınmazların aktif pasif sorgularının yapılması ve kadastro tespit tutanaklarının gönderilmesi için ilgili tapu müdürlüklerine müzekkere yazılmasını, kadastro geçmediği için tapusu bulunmayan ancak mirasbırakanlar tarafından kullanılan ve sahibi olunan taşınmazların davalı tarafından hileli beyanlarla muvazaalı olarak üzerine alındığını, davalının bunca yıldır malik görünmesi dolayısıyla taşınmazlar üzerinde kullanımdan dolayı bir çok haksız kazanç elde ettiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptaline ve miras payları oranında adlarına tesciline, olmazsa tazminata, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiş, 12.03.2010 tarihli delikçe ile dava konusu taşınmazların 102 ada 10 ve 128 ada 195 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu belirtmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu 128 ada 195 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinden önce babası ... ...'a ait olduğunu, 20 yılı aşkın bir süredir zilyet ve tasarrufta bulunduğunu, ... ...'ın 1991 tarihinde ölümü ile mirasçılarına kaldığını, annesi ...'ın payını kendisine devrettiğini, ilerleyen zamanlarda kardeşlerinin de hisselerini kendisine devrederek taşınmazla ilgi ve alakalarını kestiklerini, taşınmazın tamamının bedeli karşılığında alındığını, dava konusu 102 ada 10 parsel taşınmazın kadastro tespitinden önce ... ... 'nın zilyet ve tasarrufunda bulunurken, 20.09.1990 tarihinde İnegöl 2. Noterliğinde düzenleme şeklinde zilyetliğin devri sözleşmesiyle 3.200.000TL. bedelle satın alarak zilyedi olduğunu, taşınmazların kök mirasbırakanlarla bir alakası bulunmadığını, tapusuz olan taşınmazlar hakkında 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İBK'nın uygulanmasına olanak olmadığını, davanın 13 yıl sonra açıldığını, tenkis isteğinin zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İnegöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.10.2019 tarihli ve 2019/55 E., 2019/308 K. sayılı kararıyla; muvazaaya ilişkin tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat talebinin 10 yıllık hak düşürücü süreden, tenkis isteğinin ise zamanaşımından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İnegöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; mirasbırakanlar adına taşınmaz kaydına rastlanmadığını, taşınmazların kadastro tespitinde muvazaalı ve hileli olarak davalının beyanları ile adına tescil edildiğini, taşınmazların mirasbırakanlar tarafından kullanıldığını, delillerin toplanmadığını, tanıkların dinlenmediğini, hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresinin ölüm tarihinden itibaren belirlenmeyeceğini, ölüm tarihleri itibariyle mirasbırakanlar adına taşınmaz bulunmadığını, dava açılmasının mümkün olmadığını, babalarının akli melekeleri tam olarak yerinde olmadığından gaip olduğundan hak arama imkanı olmadığını, taşınmazların miras kaldığını davadan hemen önce öğrendiklerini, muvazaaya dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil talepli davalarda hak düşürücü süre ve zamanaşımının söz konusu olmadığını, mülkiyet hakkının ön planda tutulması gerektiğini ve yine mülkiyet ... çerçevesinde Kadastro Kanunu'nun uygulanmaması gerektiğini, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinin, Devlet mallarının korunması bakımından yeni düzenleme getirdiğini, mirasbırakan ve mirasçılar bakımından uygulanmaması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 13.05.2022 tarihli ve 2020/110 E., 2022/788 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 07.06.1995 tarihinde kesinleştiği, mirasbırakanlar ...'ın 26.04.1947 tarihinde, ... ...'ın ise 14.12.1942 tarihinde kadastro tespiti ve tespitin kesinleşmesinden önce vefat ettikleri, davanın ise 27.02.2019 tarihinde açıldığı, davanın 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması zorunlu olduğu halde, davacı mirasçılar tarafından kadastro tespitinin kesinleşmesi tarihinden yaklaşık 24 yıl sonra açılan davada hak düşürücü sürenin geçtiği, mirasçılık ve mirasın geçişinin mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceği, mirasbırakanların ölüm tarihi itibariyle 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin ilgili hükümlerinin uygulanması gerektiği, tenkis isteğinin zamanaşımına tabi olduğu, davalının zamanaşımı definde bulunduğu, kök mirasbırakanların mirasının açıldığı tarihten yaklaşık 72 yıl, mirasbırakanın mirasının açıldığı tarihten yaklaşık 31 yıl süre geçtikten sonra davanın açıldığı, tenkis isteğinin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir.
2.743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin Müruru zaman başlıklı 513. maddesinde “Tenkis davası, mirasçılar mahfuz hisselerine tecavüz edildiğini öğrendikleri günden itibaren bir sene ve her halde vasiyetnameler hakkında açıldıkları tarihten, diğer tasarruflar hakkında mirasın açılmasından itibaren beş sene geçmesiyle sakıt olur. Bir tasarrufun iptali bir diğerini ihya ediyorsa, müruru zaman müddetleri ancak butlan kararının suduru tarihinden itibaren cereyan eder.”
4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 17. maddesinde “Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.” düzenlemeleri mevcuttur.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.