Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5376 E. 2023/2573 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazların devrinin gerçekten satış mı yoksa bağış mı olduğu ve murisin işlem tarihindeki fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, Adli Tıp Kurulu raporu ile murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunduğu, tanık beyanları ve murisin mal varlığı da değerlendirilerek taşınmazların gerçek bir satış işlemiyle devredildiği, davalıya duyulan minnet duygusuyla hareket edildiği ve mirasçıları mağdur etme amacı bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine dair karar, usul ve kanuna uygun olduğu ve temyiz itirazlarının yerinde görülmediği gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların murisi ...'ın 2011 yılında vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak davacı kızları, dava dışı eşi ... ve kızı ...'nin kaldığını, muris ..., kızı ...'nin eşi davalı ...'e vekaletname verdiğini, davalı ... tarafından bu vekaletname ile murise ait 15 parsel sayılı taşınmazdaki 4 numaralı bağımsız bölüm ile 81 ve 832 parsel sayılı taşınmazların mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak Melih'in dayısı davalı ...'ya satış suretiyle devredildiğini, vekaletnameye ekli sağlık kurulu raporu bulunup bulunmadığı var ise murisin hukuki ehliyete sahip olup olmadığının da belli olmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile davacıların miras payları oranında tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların satışı için davalı ...'in ilk olarak evde oturan kiracıya ve binadaki diğer kat maliklerine teklifte bulunduğunu, alıcı çıkmaması üzerine taşınmazların davalı ...'ya satış işleminin gerçekleştirildiğini, davalının alım gücü bulunduğunu, mirasbırakanın başka taşınmazlarının da olduğunu, mirasbırakanın davacılardan mal kaçırması için bir sebebinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş; davalı ... de yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.05.2014 tarih ve 2011/298 Esas, 2014/410 Karar sayılı kararıyla; murisin bağışlamak istediği taşınmazlarını tapuda resmi senette satış gibi gösterdiğini, tapudaki işlemin muvazaa nedeniyle, bağış işleminin ise şekil şartlarını taşımaması nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 05.05.2016 tarihli ve 2014/17146 Esas, 2016/5587 Karar sayılı kararıyla; “...Dava dilekçesinin açıklanan içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada muris muvazaası hukuki sebebi yanında ehliyetsizlik hukuksal nedenine de dayanıldığı açıktır...Ne var ki, Mahkemece ehliyetsizlik iddiası bakımından bir araştırma yapılmış değildir. Hâl böyle oluncu, hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek ve önemine binaen öncelikle incelenmesi, varsa mirasbırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kağıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, vekaletnamenin tanzimi ve akit tarihinde mirasbırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetsiz olduğunun saptanması halinde mirasının elbirliği halinde mülkiyete tabi olup mirasçıların miras payı oranında iptal-tescil davası açamayacağının gözetilmesi, ehliyetli olduğunun saptanması halinde de muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı isteğin değerlendirilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 26.04.2018 tarih ve 2016/428 E., 2018/97 K. sayılı kararı ile bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacı tarafın kesin süreye rağmen gider avansını yatırmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 29.06.2020 tarihli ve 2018/2867 E., 2020/3194 K. sayılı kararı ile "...davacıların temyiz dilekçelerinde açıkca ehliyetsizlik iddialarının bulunmadığını ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayandıklarını belirtmek suretiyle davalarını muris muvazaası hukuksal nedenine hasrettikleri anlaşılmaktadır...gerek 1086 sayılı Kanun'un 414. maddesi hükümleri gerekse, 6100 sayılı Kanun'un 324. maddesi hükmü yargılamanın gerektirdiği masrafların ilgili tarafça yatırıp yatırılmaması hususunda benzer hükümler getirmiş, yatırılmaması halinde uygulanacak yaptırımlar da gösterilmiştir.

Somut olayda, 19.09.2017 tarihli celsede “Dosyada diğer ... ve işlemler giderinin kalmadığı anlaşılmakla bulunması gereken (55,00)TL diğer ... ve işlemler giderinin davacı vekili tarafından 2 haftalık kesin sürede yazı işleri kasasına yatırılmasına, aksi halde dava şartı yokluğundan ret kararı verileceğinin ihtarına” karar verildiği ancak istenilen 55 TL gider avansının nelerden ibaret olduğunun net olarak belirtilmediği görülmüştür.

Hâl böyle olunca, Mahkemece dava şartı olarak belirtilen gider avansına yönelik ara kararda gider avansını oluşturan işlemlerin kalem kalem açıklanması ve her kalemin miktarının ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek kurulan ara kararın ve yapılan ihtaratın usülüne uygun olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmadığı" gerekçesiyle hüküm 2. kez bozulmuştur.

D. Karar Düzeltme

Davalılar vekilinin karar düzeltme talebi, Dairenin 15.10.2020 tarihli kararı ile reddedilmiştir.

E. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun 23.02.2022 tarihli kararıyla murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunduğunun belirlendiği, bu nedenle ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı davanın reddine, diğer yandan; dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında, murisin taşınmazları ihtiyaç sebebiyle satmak istediği ve bu amaçla satıldığı, murisin satılan üç parça taşınmaz dışında Güneyçayırı köyünde 17 adet ve il merkezi ... Mahallesinde 1 adet olmak üzere 18 adet taşınmazının daha bulunduğu, diğer mirasçılara yetecek derecede mal varlığının bulunduğu, muris ve eşinin davalı ... ve eşi tarafından bakım ve hizmetlerinin görüldüğü, bu durumda murisin bakımını üstlenen davalı ... ve eşine duyulan minnet duygusuyla hareket ettiği, amacının diğer mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı gerekçesiyle muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının da reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde murisin işlem sırasında ehliyetinin olmadığı yönünde kesin bir iddia ileri sürülmediğini, bu nedenle davanın muris muvazaası hukuki nedeni kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, yargılama sırasında dinlenen tanıkların murisin paraya ihtiyacı bulunmadığını, rahatsızlığının olmadığını beyan ettiklerini, davalı tanığı ... dava konusu taşınmazları ihtiyaç için satıldığını beyan etmişse de bu beyan maddi delille desteklenmediğinden itibar edilmesinin mümkün olmadığını, Mahkemece dava konusu taşınmazların minnet duygusu ile devredildiği yönünde değerlendirmede bulunulduğunu, ancak davalı tarafın cevap dilekçesinde taşınmazların bedeli karşılığında satın alındığının ifade edildiğini, diğer yandan murisin ve eşinin bakıma muhtaç olmadığını, gelirinin iyi olduğunu, bu nedenle minnet duygusuyla taşınmazların devredildiği değerlendirmesinin doğru olmadığını belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706, ... Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

2. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı tarafın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. ";

4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinin ilk fıkrasında; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, TMK'nın 6. ve HMK'nın 190. mad. uyarınca ispat yükü kendisine düşen tarafın iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.