Logo

1. Hukuk Dairesi2022/537 E. 2023/6629 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil isteyip isteyemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından yapılan teraslama faaliyetlerinin imar ve ihyanın tamamlandığı anlamına gelmediği ve yirmi yıl aralıksız, malik sıfatıyla zilyetliğin de ispatlanamadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/318 E., 2019/572 K.

DAVA TARİHİ : 30.09.2013

HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.09.2018 tarihli ve 2016/307 E., 2018/4802 K. sayılı kararıyla karar bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Muğla ili, Marmaris ilçesi, Söğüt köyünde kain 299 ada 1 parsel ve 381 ada 57 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitleri sırasında davacı adına tespit edildiğini ancak yapılan itiraz üzerine sit alanlarında kaldığından bahisle taşınmazların davalı Hazine adına tescil edildiğini, davacının dava konusu taşınmazların 70-80 yıldır eklemeli olarak nizasız ve fasılasız zilyedi olup taşınmazları ekip biçtiğini,taşınmaz içerisinde en az 60-70 yıl önce yapılmış kuru taş duvar ve teras setleri ile badem ve incir ağaçları yer aldığını, 2863 sayılı Yasa'nın 11 inci maddesinde yapılan değişiklik sonrasında dava konusu taşınmazların davacı adına tescilinin önündeki engellerin kalktığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; davanın haksız ve yersiz olarak açıldığını, dava konusu taşınmazların niteliği itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinden söz etme olanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.10.2015 tarihli ve 2013/576 Esas, 2015/621 Karar sayılı kararıyla; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde öngörülen mülk edinme şartlarının davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne çekişmeli taşınmazların Hazine adına kayıtlı olan tapularının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.09.2018 tarihli ve 2016/307 Esas, 2018/4802 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiş ise de hükmün dosya kapsamına uygun düşmediği, keşif sırasında çekilip dosyaya eklenen fotoğraflara göre çekişmeli parsellerde teraslama yapılmış olmakla birlikte imar-ihyasının tamamlanmadığının anlaşılmakta olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri gereğince taşınmazın zilyetlikle kazanılabilmesi için imar-ihyasının tamamlanmasını müteakip çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğin ekonomik amaca uygun şekilde sürdürülmesinin zorunlu bulunduğu, ne var ki çekişmeli parsellerde imar-ihya tamamlanmadığı ve davacı lehine zilyetlikle edinme koşulları gerçekleşmediğine göre davanın reddi gerektiği; kabule göre de hükümde 381 ada 57 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde "taşınmazın 3. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığı" hususunun gösterilmemesinin de isabetsiz olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.10.2019 tarihli ve 2019/318 Esas, 2019/572 Karar sayılı kararı ile; her ne kadar teraslama faaliyeti yapılmışsa da imar ihyanın tamamlanmadığı, yirmi yıl aralıksız malik sıfatıyla zilyetliğin taşınmazın ekonomik amacına uygun bir biçimde gerçekleştirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların kadastro tespitinden geriye dönük olmak üzere en az 35-40 sene öncesinde imar ihyasının tamamlanmış kadim kültür arazileri olmalarına rağmen davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil edip hak gasbına sebebiyet verdiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 nci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı, 713 üncü maddeleri

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucu Muğla ili, Marmaris ilçesi, Söğüt köyü çalışma alanında bulunan 299 ada 1 parsel ve 381 ada 57 parsel sayılı taşınmazlar sit alanı içerisinde kalan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmaları nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR :

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usule, kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 210,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HMUK’un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.