"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1226 E., 2022/663 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/713 E., 2020/245 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Muğla ili, Marmaris ilçesi, Bozburun beldesi 368 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında yanlışlıkla davalı Hazine adına tespit gördüğünü, taşınmazın 5000 m2'lik kısmının Hazine ile ilgisinin olmadığını, bu kısmın mirasbırakan babası ...'a ait iken ... tarafından sağlığında kendisine verildiğini, taşınmazın içinde erezyonu önlemek için kadim taş duvarlar yapıldığını, taşınmazın tarım arazisi olduğunu, arpa, buğday ekilerek kullanıldığını, önceki malik ... ve sonrasında davacının toplam zilyetliğinin 70 yılı geçkin olduğunu, taşınmazın etrafının çevrili ve teraslı olduğunu ileri sürerek Hazine adına olan tapu kaydının kısmen iptali ile 5000 m2'sinin adına tesciline karar verilmesini istemiş; aşamada sunduğu 01.06.2017 tarihli ıslah dilekçesinde, dava dilekçesinde maddi hata yapıldığını, taşınmazın tamamının tescilinin talep edilmesi gerektiğini, keşif sırasında dinlenen bilirkişilerin de taşınmazın tamamının kendisine ait olduğunu beyan ettiklerini bildirerek dava dilekçesindeki 5000 m2 yi 7.560,67 m2 olarak ıslah ettiğini bildirmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın niteliği itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, bu sebeple zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın emek-masraf sarfı ile imar ihya edilmediğini, üzerinde yasanın aradığı zilyetlik koşulları ve süresinin gerçekleşmediğini, taşınmaz üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyet yürütülmediğini, hala taşlık ve çalılık bir vaziyette olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.10.2017 tarihli ve 2015/255 Esas, 2017/518 Karar sayılı kararıyla; iddianın sübut bulduğu gerekçesiyle açılan davanın kabulüne karar verilmiş, söz konusu kararın davalı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 08.11.2018 tarih ve 2018/508 E- 2018/710 K sayılı kararıyla, eksik araştırma ve inceleme yapıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesinde Mahkemece 20.10.2020 tarih ve 2018/713 E-2020/245 K sayılı kararı ile; yapılan keşiflerde dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi anlatımları ile taşınmazın tarım arazisi olduğu, zilyetliğin tespit tarihine kadar çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla 20 yılı aşkın bir süredir devam ettiği, davacı lehine zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın davalı Hazine adına olan tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın hali arazi vasfında olduğunu, taşınmaz üzerinde imar-ihya faaliyetlerinin tamamlanmadığını, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacı lehine mülkiyet kazanma şartlarının oluşmadığını, karara esas alınan bilirkişi raporlarının eksik ve yetersiz incelemeye dayandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.05.2022 tarihli ve 2021/1226 Esas, 2022/663 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın orman tahdit sınırları dışında kaldığı, kamu hizmetine tahsis edilmediği ve tespit tarihinden geriye doğru davacı ve bayiileri tarafından nizasız, fasılasız tarım arazisi olarak kullanıldığı ve davacı lehine 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddelerinde düzenlenen kazanma şartlarının gerçekleştiği, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararında belirtilen eksikliklerin giderilmediğini, davacının iddialarını ispatlayamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriğinden; dava konusu Muğla ili, Marmaris ilçesi, Bozburun beldesi 368 ada 2 parsel sayılı, 7.560,67 metrekare yüzölçümlü, hali arazi vasıflı taşınmazın 10.09.2009 tarihinde davalı Hazine adına tespit edildiği, söz konusu tespitin 01.02.2011 tarihinde kesinleştiği, davacının eklemeli kazandırıcı zamanaşımı iddiasına dayanarak ve tapu iptali ve tescil istemi ile eldeki temyize konu davayı 16.04.2015 tarihinde açtığı, 09.01.2021 tarihinde ölümü üzerine mirasçıları tarafından davaya devam edildiği anlaşılmaktadır.
2. Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde, davacı taraf yararına 4721 sayılı Kanun'un 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde öngörülen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
3. Somut olayda; dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak taşınmaz başında yapılan keşifler sonucunda dosyaya sunulan 21.03.2017 tarihli ziraat bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde 10 adet zeytin ağacı, 1 adet keçi boynuzu ağacı bulunduğu, taşınmazın %10-30 meyilli olduğu belirtilmesine rağmen 28.04.2020 tarihli ziraat bilirkişi kurulu raporunda ise taşınmazın eğiminin ortalama %32 olduğu ve üzerinde 10 adet zeytin ağacı bulunduğunun belirtildiği; jeodezi ve fotogrametri mühendisi raporunda 1983 yılı hava fotoğrafına göre taşınmazın çevre taşınmazlarla arasında ayırıcı nitelikte bir sınır yapısı bulunmadığı ve üzerinin ağaç/bitki formları ile kaplı olduğu, 1987 ve 1992 tarihli hava fotoğraflarında ise taşınmazın güneyinde yer alan taşınmazla arasında ayırıcı nitelikte sınır yapısı bulunduğu (söz konusu sınır yapısının keşif esnasında zeminde görülen 1 nolu parselle arasında yer alan kuru taş duvar ve tel çitten oluşan sınır olduğunun düşünüldüğü), diğer sınırlarında ise belirgin bir sınır yapısının gözlenmediği belirtilmiş olup bu durumun taşınmazın kullanımı ve çevresi ile ayırıcı unsurlar bulunduğu hususunda hava fotoğrafları ile dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları arasında çelişkiye sebebiyet verdiği açıktır. Öncesi imar-ihyaya muhtaç olan bir yerin zilyetlikle edinilebilmesi için, önce yoğun emek ve para sarf edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar en az 20 yıl ekonomik amaca uygun olarak nizasız, fasılasız, malik sıfatıyla zilyet edilmesi gerekmektedir. Ancak dosya arasında bulunan teknik bilirkişi raporları ve ekindeki fotoğraflar incelendiğinde, taşınmazın imar-ihyasının tamamlanmadığı ve çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amacına uygun bir kullanımın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
4. Hal böyle olunca; Mahkemece, temyize konu taşınmaz üzerinde, davacı lehine 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddelerinde belirtilen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.