Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5447 E. 2023/2420 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak davacı adına kayıtlı taşınmazı satması nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalının iyiniyetli olup olmadığı ve vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin, vekil edenin iradesine aykırı olarak taşınmazı düşük bir bedelle satması, satış bedeli ödemelerinin kanıtlanamaması ve davalının satıştan sonraki davranışları kötüniyetini gösterdiğinden vekalet görevinin kötüye kullanıldığı kabul edilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, evliliği sebebiyle yurt dışında yaşadığından Türkiye'deki işlerinin yürütülmesinin sağlanması ve ileride maddi durumunun iyiye gitmesi durumunda kredi temin edip Türkiye'den ev almayı düşündüğü için kardeşi olan dava dışı ...'u vekil tayin ettiğini, vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak adına kayıtlı 1002 ada 262 parseldeki C Blok, 1. Kat, 5 no.lu bağımsız bölümü eşi, dava dışı ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, ...'ın da kızı, davalıya devrettiğini, bilgisi dışında yapılan devirleri yakın bir süre önce öğrendiğini, taşınmazın tapuda gösterilen satış bedelinin piyasa değerinin çok altında olduğunu, kaldı ki kendisine herhangi bir ödeme de yapılmadığını, davalının taşınmazı muvazaalı ve kötüniyetli edindiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, satış işleminin tarafların iradesine uygun bir biçimde satış bedeli ödenerek gerçekleştirildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16.12.2021 tarihli ve 2021/57 Esas, 2021/833 Karar sayılı kararıyla; vekil tarafından vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve davalının da bunu bilecek konumda olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, davalı ile davacı arasında herhangi bir hukuki işlemin olmadığını, bu sebeple davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, davacının davasını ispat edemediğini, dava konusu taşınmazın satış işleminden davacının haberdar olduğunu, yapılan satışın tarafların iradesine uygun olduğunu, davacı tarafça verilen vekaletnamenin satışa ilişkin özel vekaletname olduğunu ve davacının iradesini ortaya koyduğunu, buna ilişkin davacının Whatsapp yazışmalarının mevcut olduğunu, taşınmazın değerinin devir bedelinden daha fazla olduğuna ilişkin iddiasına katılmanın da mümkün olmadığını, taşınmazın bedelinin davacının iradesine uygun olduğunu, davacının hukuki yararının bulunmadığını, davayı hakkındaki ceza yargılamasında ceza hukukunda öngörülen indirimden faydalanmak amacıyla açtığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.05.2022 tarihli ve 2022/748 Esas, 2022/968 Karar sayılı kararıyla; satış tarihinden sonra dava konusu taşınmazın kullanım durumunun değişmemesi, davalının dava konusu taşınmazı geri vermek için Tapu Müdürlüğünden randevu alması ve son anda devirden vazgeçmesi, ödeme savunmasının davalı tarafça kanıtlanamaması ve devirler arasında kısa aralıklar olması olguları dikkate alındığında vekil ..., ilk el ... ve davalının el ve ... birliği içerisinde hareket etmek suretiyle davacıyı zararlandırma kastıyla temliki gerçekleştirdikleri başka bir ifadeyle olayda vekalet görevinin kötüye kullanıldığının ispatlandığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.

2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun “İyiniyetli üçüncü kişilere karşı” başlıklı 1023. maddesi;

“Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.” şeklinde düzenlenmiştir. Anılan bu maddeye göre, tapu sicilinde ismi geçen kişinin gerçek hak sahibi olduğuna inanan veya kendisinden beklenen tüm özeni göstermesine rağmen gerçek malik olmadığını, tapu sicilinde yolsuzluk bulunduğunu bilmesi imkânsız olan kişinin iktisabı korunur.

Öte yandan aynı Kanun'un “İyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı” başlıklı 1024. maddesi ise;

“Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.

Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.

Böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” hükmünü içermektedir. Bu madde ile de iyi niyetli olmayan kimsenin iktisabının korunmayacağına vurgu yapılmıştır. TMK’nın 1023. maddesi iyiniyetle mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korurken; aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğinde bulunan 1024. madde ile iyiniyetli olmayan üçüncü şahısların kazanımını hükümsüz saymıştır.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 6.830,55 TL

bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.