"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/804 E., 2022/1073 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/599 E., 2022/66 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... Cumhuriyet Mahallesi 315 ada 5 parsel numaralı taşınmazın yolsuz olarak Hazine adına tescil edildiğini malik sıfatı ile zilyetliğinin 30 yılı aştığını, kazandırıcı zamanaşımına ilişkin şartların oluştuğunu ileri sürerek taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın tespiti sırasında dava dışı ... tarafından ev inşa edilerek işgal edildiği tespit edilerek zilyetlik süresi dolmadığı ve kazanım şartları gerçekleşmediği için 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18 inci maddesi gereğince Hazine adına tespit edildiğini, davacının zilyetlik şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.06.2020 tarihli ve 2016/433 Esas, 2020/212 Karar sayılı kararıyla; ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Kaldırma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.11.2020 tarihli ve 2020/658 Esas, 2020/688 Karar sayılı kararıyla; eksik incelemeyle karar verildiğini yeniden keşif yapılarak Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.09.2013 tarihli ve 2010/635 Esas, 2013/451 Karar sayılı dosyasında bulunan 27.12.2002 tarih 280 ve 281 ile 09.07.1998 tarihli 134 numaralı encümen kararı ve krokilerinde belirtilen sınırların komşu parsel tutanaklarından denetlenerek mahalli bilirkişi ve tanıklar eliyle uygulanması, mahalli bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın belediye satış tarihinden önce ne şekilde zilyet edildiği, boş olup olmadığı, arsa vasıflı olduğundan ilk ne zaman sahiplenildiği, sahiplenmek amacıyla etrafının ne zaman çevrildiği gibi kadastro tespit tarihine kadar sürdürülen zilyetliğe ilişkin ayrıntılı bilgilerin sorulması gerektiği ve Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.09.2013 tarihli ve 2010/635 Esas, 2013/451 Karar sayılı dosyasındaki mahalli bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmesi gerektiği belirlenerek istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkmesince verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 30 yılın üzerinde nizasız ve fasılasız, hüsnüniyetle ve malik sıfatı ile zilyet olduğunu iddia ettiği ancak davacının dava konusu taşınmazdaki zilyetliğinin edinim, sürdürülüş şekli ve süresini ispat edemediği belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.
Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesinin, kararında gerekçe bildirmediğini, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına niye itibar etmediğini gerekçelendirmediğini, teknik bilirkişilerin dosyaya sundukları raporlarında dosyada bulunan ve müvekkilinin zilyetliğini ispat eden satın alma evrakları ve krokilerle müvekkilinin zilyetliğinde bulunan mevcut yerin örtüştüğünü de ayrıca rapor ettiklerini, gerek tanıkların ve gerekse resen seçilen mahalli bilirkişilerin dava konusu yerin müvekkili tarafından bayisi olan ... Belediyesinden satın alındığını, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunmayan bu yere müvekkilinin zilyetliğinin nizasız ve fasılasız malik sıfatı ile kendinden önce gelenler ile birlikte kazandırıcı zamanaşımı süresi olan 20 yılın çok üstünde olduğunu beyan ettiklerini, dava konusu gayrımenkulün Kadastro Tespiti sırasında senetsizden Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, dolayısı ile müvekkilinin gerek zilyet bulunduğu dönemde ve gerekse Zincirlikuyu Belediyesinden taşınmazı satın aldığı dönemde davalı tarafın işbu taşınmaz üzerinde üstün bir hakkı bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
E. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadastro tespit tarihine göre dava konusu taşınmazda davacı yararına olağanüstü zamanaşımı yoluyla zilyetlikle mülk edinme koşulları oluşmadığı, öncesinde boş olduğu beyan edilen taşınmazın belediyeye tahsisine dair bilgi ve belge de bulunmadığı, davacının belediyenin mülkiyetine dayanmasının mümkün olmadığı ve Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırı yön görülmediği belirlenerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1'nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sırasında; ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 315 ada 5 parsel sayılı 1.611,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesinde taşınmazın ...’in kullanımında olduğu ve üzerindeki ev ve müştemilatın da kendisine ait olduğu şerhi yazılmak suretiyle arsa vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 03.12.2013 tarihinde imar uygulaması sonucu 395 ada 7 parsel numarası alarak 1.691,26 metrekare yüzölçümlü olarak tescil edilmiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...