"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/971 E., 2022/1212 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/70 E., 2021/302 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ve tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 71 ada 37 parsel sayılı taşınmazın tarafların kök mirasbırakanı ... adına 1947 tarihli tapu kaydı ile kayıtlı olduğunu, davacıların mirasbırakanı ...’nun taşınmazı hiçbir suretle bağışlamamış olmasına rağmen taşınmazın bağış suretiyle davalı ... adına yolsuz olarak 1968 tarihinde tescil edildiğini, oysa Nazmiye’nin Kerim ile imzaladığı tek bağış sözleşmesinin 1975 tarihli olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde saklı payın tenkisini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; bağış işleminin üzerinden 50 yılı aşkın süre geçtiğini, davacıların mirasbırakanı Nazmiye’nin 2003 yılına kadar yaşayıp anılan işleme itiraz etmediğini, davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını, işlemin geçersizliğinin üçüncü kuşak tarafından iddia edilmesinin olağan olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafın iddialarının dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleşmesinden önceki nedenlere dayandığı, davaya konu taşınmazın kadastro tutanağının 01.03.1977 tarihinde kesinleştiği, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; bağış sözleşmesinin sahte olduğunu değerlendirdiklerini, davalının 08.02.1977 tarihinde yenileme kadastrosu yaptırdığını, temelinde sahtecilik olan işlemin yapıldığı andan itibaren yok hükmünde olduğunu, davaya konu taşınmazın 1047 tarihli tapusu bulunup sonradan yapılan kadastro işlemi dahil tüm işlemlerin geçersiz olduğunu, davalı tarafça yaptırılan revizyon kadastro çalışmasından önce de tapunun bulunduğunu, bağış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı takdirde geçersiz olduğunu, sözleşmede bulunan Nazmiye imzasının taklit edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın usulden değil harç ikmali yapılarak esastan reddinin gerektiğini, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye ilişkin hususların maddi hukuka ilişkin savunmalar olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 71 ada 37 parsel sayılı taşınmazın 28.11.1968 tarih 227 nolu tapu kaydına istinaden davalı adına tespit edildiği, tutanağın kesinleştiği tarih olan 01.03.1977 tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıldan fazla zaman geçtiği, davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi nedeniyle davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek taşınmazın 1947 tarihli tapuyla kök mirasbırakan adına kayıtlı olduğunu, davalının sahte senet ile taşınmazı devraldıktan sonra talebi üzerine yenileme kadastrosu yaptırdığını, davanın yolsuz tescil işlemine dayandığını, bağış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmasının zorunlu olduğunu, Nazmiye’nin imzasının taklit edildiğini, sözleşmede eksik hususlar bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12 inci maddesinin üçüncü fıkrası. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 571 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosyanın incelenmesinden davaya konu taşınmazın kadastro tespitinin 01.03.1977 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 09.04.2021 tarihinde açıldığı tespit edilmiştir. Öte yandan tenkis talebi yönünden, davacıların mirasbırakanı Nazmiye’nin 2003 yılında öldüğü, bu tarihte yürürlükte bulunan 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 571 inci maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürelerin de geçtiği anlaşılmaktadır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davaclar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin temyiz taleplerinin reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.