"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/573 E., 2022/392 K.
DAVA TARİHİ : 26.04.2013
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/142 E., 2018/297 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar ... ve ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... 26.04.2013 havale tarihli dava dilekçesinde; ... İli, ...lçesi, ... Köyü çalışma alanı içerisinde bulunan ve babası Yasin Aktaş'a ait olan taşınmazların kadastro esnasında davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek babası Yasin Aktaş’a ait olan 110 ada 41 parsel sayılı taşınmazda 1/2 payın, 110 ada 11 parsel sayılı taşınmazda 1/2 payın, 106 ada 3 parselin 1300 m²lik kısmının, 111 ada 23 parsel sayılı taşınmazda 1/2 payın, 110 ada 43 parsel sayılı taşınmazda 1/2 payın, 112 ada 63 parsel sayılı taşınmazda 1/2 payın tapu kaydının iptali ile babası Yasin Aktaş adına tescilini talep etmiştir.
Davacı asıl 27.05.2013 havale tarihli dilekçesinde; diğer mirasçıların kendisine verdikleri vekaletnamelerin bulunduğunu, bu vekaletnameler doğrultusunda tapu kayıtlarının babası Yasin Aktaş değil kendi adına tescilini talep ettiğini, dava dilekçesinde belirtilmeyen 110 ada 39 ve 40 parsel sayılı taşınmazların da tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilinin gerektiğini belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... ve ... cevap dilekçelerinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davaya konu taşınmazın davacı ile ilgili olmayıp davacı tarafından hiç kullanılmadığını, taşınmazın kendi mirasbırakanları tarafından kullanılarak kendilerine intikal ettiğini, babalarının vefatından beri 40 yılı aşkın zamandır kendilerince kullanıldığını belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davaya konu 110 ada 41 parsel sayılı taşınmazın ham toprak niteliğinde olduğunu, davacının zilyetliğinin söz konusu olmadığını, ölü kişi adına tescil yapılmasının mümkün olmadığını, tüm mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunu, davacının tek başına aktif dava ehliyetine sahip olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahalli bilirkişiler ve tanıkların tutarlı beyanlarına göre 106 ada 3 parsel sayılı taşınmazın gösterilen kısmı ile 111 ada 23 parsel ve 110 ada 43 parsel sayılı taşınmazların ½ hisselerinin davacıya ait olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davalılar ... ve ... aleyhinde açılan davanın kabulü ile 106 ada 3 parsel sayılı taşınmazda 17.05.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 1.369,20 m²lik kısmının tapu kaydının iptali ile bu kısmın ifraz edilerek aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tesciline; davalı ... aleyhine açılan davanın kabulü ile 111 ada 23 parsel ve 110 ada 43 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile 1/2 hissesinin davacı adına tesciline, geriye kalan 1/2 hissesinin tespit gibi tesciline, davaya konu 110 ada 11 parsel, 112 ada 63 parsel, 110 ada 39 parsel, 110 ada 40 parsel sayılı taşınmazlar yönünden dava takip edilmediğinden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar ... ve ... istinaf dilekçesinde özetle; davacının haksız davası kabul edilerek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, dava konusu edilen taşınmazların öncesinde mirasbırakanları ve sonrasında kendileri tarafından kullanıldığını, davacı tarafın uzun yıllardır başka şehirde yaşadığını ve davaya konu yerde zilyetliğinin bulunmadığını, keşif mahallinde beyanda bulunan bilirkişilerden bir kısmının davacı taraf ile akraba olup taraflı davrandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar ... ve ... temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın bir kısmının kendilerine bir kısmının ise davacıya ait olduğunun açık olduğunu, taşınmazın ilgili kısmının davacıya ait olduğunu kabul etmelerine rağmen aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedildiğini, taşınmazın tamamı değil bir kısmı için dava açıldığının dikkate alınmamasının mağduriyete sebep olduğunu, tarafların babalarının taşınmazı komşu olarak kullanımlarını yıllarca sürdürdüğünü, dava edilen yerin davacının babasının kullandığı alan olduğunu, kendilerine ait 106 ada 3 parsel sayılı taşınmaza komşu olan davacı taşınmazının keşifte gösterilmediğini, bu nedenle yanlışlık yapıldığını, her iki bölüm arasındaki kadim sınırın zeminde mevcut olduğunu, davacıya ait alanın keşifte kendileri tarafından da gösterildiğini ve davayı bu anlamda kabul ettiklerini, buna rağmen yargılama giderlerine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hava fotoğrafları incelenerek doğal sınırın belirlenmediğini, mahalli bilirkişi beyanlarının doğru yorumlanmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyanın incelenmesinden; temyize konu 106 ada 3 parsel sayılı taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 9.360,94 metrekare olarak çayır vasfıyla davalılar ... ve ... adına tespit edildiği, kadastro tespitinin 20.04.2007 tarihinde kesinleştiği, davanın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve intikale dayandığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar ... ve ...'ın temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.