Logo

1. Hukuk Dairesi2022/554 E. 2022/4346 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını davalıya yaptığı satışın muris muvazaası olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davalı tanıklarının çelişkili beyanlarına itibar etmemesi, mirasbırakanın satış tarihindeki maddi durumunun iyi olması, satış işleminin gizli tutulması ve satış bedelinin ödendiğinin ispatlanamaması gibi hususlar değerlendirilerek, mirasbırakanın tek taşınmazını bedelsiz olarak davalıya devrettiği ve temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı olduğu sonucuna varılarak yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10/06/2021 tarihli ve 2018/521 Esas - 2021/445 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar ..., ..., ... ve ...vekili tarafından duruşma istekli, davacılar ..., ... ... ve ...vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 31/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ...geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...’nin maliki olduğu 858 ada 14 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını davalıya 22/04/1994 tarihinde mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla bedelsiz ve muvazaalı olarak satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında davacılardan ...’ın ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, taşınmazı bedeli karşılığında devraldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/03/2015 tarihli ve 2013/275 Esas, 2015/127 Karar sayılı kararıyla; temlikin mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 19/09/2018 tarihli ve 2018/3119 Esas - 2018/12584 Karar sayılı kararıyla; “..Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca; daha önce dinlenen tanıklar da dahil olmak üzere tarafların bildirdikleri tüm tanıkların dinlenmesi, mirasbırakanın diğer çocukları ile olan ilişkisi, davacılar ile arasında herhangi bir problem olup olmadığı, mal kaçırmasını gerektiren bir durum bulunup bulunmadığı, başka mal varlığı olup olmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca mirasbırakanın asıl irade ve amacı duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş; bozma kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmamıştır.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/06/2021 tarihli ve 2018/521 Esas., 2021/445 Karar sayılı kararıyla; dinlenilen tanık beyanlarına göre mirasbırakanın diğer çocuklarından mal kaçırmasını gerektirecek husumeti olmadığı, borçlarından dolayı evi sattığı, muvazaaya ilişkin inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ..., ..., ... ve ..., vekili tarafından duruşma istekli ve davacılar ..., ... ... ve ...vekili tarafından süresinde temyiz isteğinde. bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacılar ..., ..., ...,..., vekili temyiz dilekçesinde özetle; temlik yapılırken intifa hakkının mirasbırakan üzerinde bırakılmasının, yapılan işlemin gerçek satış olmadığını gösterdiğini, yapılan satış işleminin, yakın akrabalar tarafından dahi duyulmamış olmasının bağış yapıldığının kanıtı olduğunu, satış yapıldığı tarihte mirasbırakanın emekli maaşının olması, denizde küçük çapta taşımacılık ve balıkçılık yapması sebebi ile gelirinin yeterli olmasının, satış için bir nedeninin olmadığını gösterdiğini, mirasbırakanın maddi yönden bir sıkıntısının bulunmadığını,mirasbırakanın tek taşınmazını davalı oğluna devrettğini, mirasbırakanın taşınmazda intifa hakkına sahip olduğu gibi, ölene kadar da dava konusu taşınmazda yaşadığını, dava dışı kardeş tanık...’nin beyanlarından satışın gerçek olmadığının anlaşıldığını,satış bedelinin ödendiğine dair banka dekontu da bulunmadığını, mirasbırakanın başkaca bir mal varlığının tespit edilemediğini davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

5.2. Davacılar ...,... ... ve..., vekili temyiz dilekçesinde özetle; yapılan temlikin aslında bir bağış olduğunu, davalının satış bedelinin ödendiğini yazılı belge ile ispat edemediğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında açılan tapu-iptal tescil,olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun'un 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1922 doğumlu mirasbırakan ...’nin 4.05.2013 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davacı kızları ..., ... ve davacı oğlu ... ile davalı oğlu ... ,...,dava dışı eşi ..., ve oğlu...’nin kaldıkları, davacı ...’ın yargılama sırasında 18.09.2020 tarihinde ölümü üzerine mirasçı olarak eşi ... ile çocukları ..., ... ..., ...ve ... ,...’nun kaldıkları, ... mirasçılarının davaya devam ettikleri, mirasbırakanın 14 parsel sayılı 1.872 m2 miktarlı kargir ev ve arsa vasıflı taşınmazdaki 115/1872 payının tamamının intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini 22.04.1994 tarihinde davalı oğlu ... ,...’a satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.

6.3.2. Somut olayda, davalı tanığı dava dışı kardeş..., yapılan devir işleminden haberdar olmadığını, taşınmazın davalıya satıldığını duymadığını, mirasbırakanın paraya ihtiyacı olduğunu, taşınmazı bu nedenle satabileceğini, davalının taşınmazı alacak gücü olduğunu, ancak satış nedeniyle mirasbırakana ödenen bir para olmadığını, taşınmazın başka bir kişiye satıldığını duyduğunu beyan etmesi, davalı tanığı olarak dinlenen ...,’nin eşi ,...,'nın ise, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı sattığını duyduğunu, kesin olmamakla beraber davalıya satmış olabileceğini, satış yapıldığı zaman mirasbırakanın rahatsızlığının bulunmadığını, davalı tanığı...’nin oğlu ...,'ın da; Mahkemece alının ilk beyanında mirasbırakanın geçimini temin etmek için taşınmazı davalıya sattığını, mirasbırakanın Boğaz köprüsü yapımı sırasında teknesi ile yolcu taşıdığını, teknenin bakımı için taşınmazını davalıya sattığını, Mahkemece bozma ilamından sonra ikinci kez alınan beyanında ise temlik tarihinde 4 yaşında olduğunu, temlikle ilgili duyuma dayalı bilgisi bulunduğunu, mirasbırakanın taşınmazın sadece 30 m2 lik kısmını davalıya sattığını duyduğunu beyan etmesi, davalı tanık beyanları arasında çelişkiler bulunması, anılan tanıkların uzun zamandır dava konusu taşınmazın alt katında ikamet ediyor olmaları nedeniyle beyanlarına itibar edilemeyeceği, mirasbırakanın temlik tarihinde emekli maaşı bulunup, ayrıca teknesiyle yolcu taşıma işi yapması nedeniyle maddi durumunun iyi olduğu, taşınmazını satmaya ihtiyacı bulunmadığı, mirasbırakanın başka taşınmazının olmadığı, adına kayıtlı tek taşınmazını bedelsiz olarak davalıya devrettiği, satış işleminin gizlendiği, davalı tarafından bedel ödendiğinin ispatlanamadığı, açıklanan bu olgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonuç ve kanaatine varılmaktadır.

6.3.3. Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle;davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalıdan alınmasına, alınan peşin harcın yatıranlara geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.