Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5582 E. 2024/698 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalılar adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin davacıların mirasbırakanına ait olduğu ve beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesi gerektiği iddiasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/482 E., 2022/559 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul / Kısmen Kabul - Karar Kaldırılarak Dava Kısmen Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Of Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/560 E., 2021/525 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, dava konusu taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesine ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulü ile; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, dava konusu taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesine, davacılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; ... mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 118 ada 5 parsel numaralı taşınmazın 12/24 hissesinin davalılar adına tespit ve tapuya tescil edildiğini, taşınmazın tamamının davalıların mirasbırakanı ... tarafından kadastro çalışmalarından çok önce 1977 yılında satış senedi ile satıldığını, taşınmazın üzerinde çay alım evi bulunduğunu, çay alım evinin de davalıların mirasbırakanı tarafından satıldığını, ancak çay alım evinde davalıların da hissesinin olduğunu, kadastro tespit tutanağında çay alım evini yapanların belirtildiğini, ancak bir kısım davacıların mirasbırakan baba adlarının yanlışlıkla ...olarak yazıldığını belirterek taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının (12/24) iptali ile adlarına tapuya tesciline, tapunun beyanlar hanesinde geçen "taşınmaz üzerindeki çay alım evini ... ...çocukları ... ve ... ... ... Yaptırmıştır" şeklindeki şerhin "... çocukları ... ...ve ... ..." şeklinde düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalılar; davaya konu taşınmaz ve üzerindeki yapıya yönelik kendilerinin ve davacıların mirasbırakanlarının tasarruf yetkilerini 08.10.1977 yılında ortak karar ve tüm tarafların muvafakati ile yapılan sözleşme sonucu hüküm altına aldıklarını, davacıların her şeyden haberi olduğunu, sözleşmede açıkça belirtildiği üzere satış senedinin sadece çay alım yeri olan kısmı kapsadığını ve yine bu yerde zemin katta davalıların mirasbırakanı satış senedi sahibi ...'un da hissesinin bulunduğunun açık olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

2.Dahili davalılar (... hariç), taşınmazın dedelerinden intikal ettiğini, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmenin satım ya da kullanma hakkı veren bir akit olup olmadığı hususunda olduğunu, sözleşmede babaları ...'in imzasının olmadığını, sözleşmeye taraf olmadığını, sözleşmeye sonradan muvafakat ettiğini, bu haliyle anılan sözleşmenin kendilerini bağlayıcı kılmasının mümkün olmadığını, Medeni Kanun gereği taşınmaza sahip olanların arazi üzerindeki yapıların da sahibi olduklarını, davanın kabul edilmesi halinde taşınmazın tescilinde imkansızlık söz konusu olacağını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

3.Dahili davalı ...; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.01.2019 tarihli ve 2016/34 Esas, 2019/50 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanları itibariyle sadece çay alım evinin kullanımının davacılara bırakıldığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, söz konusu kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine. Bölge Adliye Mahkemesince; " .... O halde doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle 08.10.1977 tarihli satış senedinde alıcı olarak adı geçen ...oğlu ..., ... oğlu ... ... ve ... oğlu ... ...'un kimlik bilgilerinin ve ...oğlu ... ... ve ... oğlu ... ...ile ... oğlu ... ... ve ... oğlu ... ...'un aynı kişi olup olmadığı kolluk marifeti ile araştırılmalı, nüfus kayıtları celp edilmeli, sonrasında mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve fen bilirkişi huzuruyla keşif yapılmalı, icra edilecek keşif sırasında 08/10/1977 tarihli senette alıcı olarak adı geçen ... oğlu ... ... ve ... oğlu ... ...ile ...oğlu ... ... ve ... oğlu ... ...'un aynı kişi olup olmadıkları hususları tek tek ve olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, belirtilen hususlarda araştırma ve inceleme yapılırken tapu ve nüfus kayıtları arasında bağlantı sağlanarak, tapu kaydının beyanlar hanesindeki kişi ile davacıların mirasbırakanının aynı kişi olup olmadığının tereddüde yer vermeyecek şekilde araştırılmaksızın karar verilmesi isabetsizdir" gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesince 01.12.2021 tarih ve 2019/560 E. -2021/525 K. sayılı karar ile; 08.10.1977 tarihli satış senedi ve içeriği ile dava konusu taşınmazın satışa konu olduğu, ancak arzın çay alım evi ile birlikte satıma konu olmadığı, bu satışın aslında çay alım yeri yapılması şartıyla üzerinin de satan kişiye kalacağı şekilde bir kullanım hakkı verildiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, tapu kaydında yazan ...çocukları ... ve ... ... ibaresinin yanlış olduğu, ...'in bu isimde çocuklarının olmadığı, ... ve ... ...'nin baba isminin ... olduğu ve çay alım yerini yaptıranlardan oldukları gerekçesiyle beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesi talebinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın gerekçesinde çelişkisiz beyanlara atıf yapıldığını, keşiflerde alınan beyanların çelişkili olduğunu, son keşifte mahalli bilirkişi ...'ın “... burayı 55 bin lira karşılığında satış senedinde belirtilen 17 kişiye çay alım yeri yapılması şartıyla sattı” dediğini, mahalli bilirkişinin taşınmazı yaşı itibariyle en iyi bilen kişi olduğunu, tarafsız beyanda bulunduğunu, tanık ... ...'un da aynı yönde beyanda bulunduğunu, bazı tanıkların ise taraflar arasında husumet olması ve menfaat ilişkileri nedeniyle farklı beyanda bulunduğunu, sözleşmenin Mahkemece yanlış yorumlandığını, dava kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığını, davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin yüksek olduğunu, dava değerine çay alım evinin de eklenmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.04.2022 tarihli ve 2022/482 Esas, 2022/559 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı itibariyle tapu iptali ve tescil talebine yönelik olarak İlk Derece Mahkemesince verilen kararın yerinde olduğu, ne var ki dava kısmen kabul edilip, kısmen reddedildiğine göre davacılar lehine AAÜT gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yasal olmayan gerekçelerle hükmedilmemiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüyle tapu iptali ve tescil isteminin reddine, dava konusu taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesine, davacılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin yüksek olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali-tescil ve beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucu; ... mahallesi 118 ada 5 parsel sayılı 498,73 m2 yüz ölçümlü taşınmaz 21.03.2008 tarihinde çay bahçesi vasfı ve beyanlar hanesinde "parsel üzerindeki çay alım yeri edinme sebebinde isimleri yazılı kişilere aittir " şerhi ile davalılar adına 12/24 hisse ile tespit görmüş, tespit 23.06.2009 tarihinde kesinleşmiş ve tapu kaydı oluşmuştur.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...