"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, yurtdışında yaşadığını, davalı ...’ı 2004 yılında vekil tayin ettiğini, vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak adına kayıtlı 21 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını, el ve işbirliği içerisinde olduğu diğer davalı oğlu ...’e satış suretiyle devrettiğini, davalıların kötüniyetli olduklarını, satış bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescile olmadığı takdirde şimdilik 540.000,00 TL pay bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davacının oğlu ile davalı vekil ...’ın kızı ...’nun evli olduklarını, davacının oğlunun trafik kazası sonucu öldüğünü, eşi ...’ya ölüm nedeniyle ödenen tazminat parasını değerlendirmek amacıyla davacının dava konusu taşınmazdaki payını satın aldıklarını, aile içi karar alarak dükkanı diğer davalı ... adına kaydettirdiklerini, ödemeyi davacının annesi Sultan Kınacının Ziraat Bankasındaki hesabına yaptıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesinin 22.01.2021 tarihli ve 2021/1432 E., 2021/7307 K. sayılı kararıyla; davacının dava dışı annesinin hesabına hiç bir açıklama yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın temlik tarihinden 1 yıl 3 ay önce yatırılan paranın taşınmaz bedeli olarak kabulünün mümkün olmadığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle, tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne yönelik ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.10.2018 tarihli ve 2018/4 E., 2018/451 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 29.11.2021 tarihli ve 2021/1432 E., 2021/7307 K. sayılı kararıyla; “...davalıların dava konusu taşınmaz bedelini, davalı ...’ın dava dışı kızı ...’ya eşinin ölümü nedeniyle sigorta tarafından ödenen 267.633,71 TL yi Euro ya çevirerek, davacının dava dışı annesi ...’nın ... hesabına 70.000 Euro olarak yatırdıkları, çekişme konusu taşınmazdaki davacı payının bu nedenle davalı vekil ... tarafından, diğer davalı oğlu ...’e temlik edildiği ve vekaletin vekil edenin iradesine uygun olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır." gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalıların dava konusu taşınmaz bedelini davalı ...’ın dava dışı kızı ...’ya eşinin ölümü nedeniyle sigorta tarafından ödenen 267.633,71 TL’yi Euro ya çevirerek, davacının annesi ...’nın ... hesabına 70.000 Euro olarak yatırdıkları, çekişme konusu taşınmazdaki davacıya ait payın bu nedenle davalı vekil ... tarafından, diğer davalı oğlu ...’e devredildiği, vekaletin vekil edenin iradesine uygun olarak kullanıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı tarafından dava konusu taşınmazdaki payının satışı konusunda vekile verilmiş bir talimatın olmadığını, vekil tarafından davacının bilgisi ve onayı dışında diğer davalıya dava konusu taşınmazdaki payın devredildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.... Borçlar Kanunu'nun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
6098 s. ... Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK'nın 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK'da daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK'da benzer alanda ... ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.