"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 01.06.2016 tarihli ve 2013/40 Esas, 2016/126 Karar sayılı hükmün, dava konusu taşınmazların bir kısmı yönüyle onanmasına, bir kısmı yönüyle bozulmasına ilişkin olan Dairemizin 27.09.2021 tarihli ve 2021/7160 Esas, 2021/4714 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
1. Ana davanın davacıları ..., ... ve ... müşterek dava dilekçelerinde özetle; ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 143 ada 11, 26, 144 ada 1 ve 152 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ile Konaklı köyü çalışma alanında bulunan 131 ada 41, 43 ve 48 parsel sayılı taşınmazların davalı tarafla kök murisleri olan ...’dan geldiğini ve murisin terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının murislerinden gelen miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesi istemiyle ... aleyhine dava açmışlardır.
2. Birleştirilen davanın davacıları ..., ... ve ... vekili dava dilekçesinde özetle; ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 144 ada 1 ve 152 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ile Konaklı köyü çalışma alanında bulunan 131 ada 41, 43 ve 48 parsel sayılı taşınmazların davalı tarafla kök murisleri olan ...’dan geldiğini ve murisin terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının murislerinden gelen miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesi istemiyle ... ve ... aleyhine dava açmışlardır.
II. CEVAP
1. Asıl davanın davalısı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava konusu taşınmazlardaki hisselerini davalılara devrettiğini, davacıların eldeki davayı makul süre içerisinde açmadığını, kaldı ki dava konusu taşınmazların bir kısmının tereke malı da olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Birleştirilen davanın davalısı ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava konusu taşınmazlarda hakkının bulunmadığını, taşınmazların kadastro tespitinden önce 20 yılı aşkın süre boyunca müvekkillerinin babaları ... tarafından kullanıldığını, davacıların eldeki davayı makul süre içerisinde açmadığını, dava konusu taşınmazların bir kısmının tereke malı da olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Asıl davanın dahili davalıları ... ve müşterekleri cevap dilekçelerinde özetle; dava konusu taşınmazların davalılara ait olduğunu, davacıların taşınmazlardaki hisselerini davalılara devrettiğini, eldeki davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesince dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 01.06.2016 tarihli ve 2013/40 Esas, 2016/126 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından, dava konusu taşınmazların, tarafların kök murisi ...’a ait olup murisin 1977 yılında ölümü ile davalıların murisi ... tarafından zilyet edildiği, onun da 1992 yılında vefatı ile çocuklarından olan davalılar ..., ... ve ... tarafından kullanıldığı ancak murisin terekesinin taksim edilmediği, bu durumda davalıların taşınmazlardaki zilyetliğinin tereke adına olduğunun kabulünün gerektiği gerekçesiyle;
Asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne, ... köyünde bulunan dava konusu 143 ada 11, 26 parsel, 144 ada 1 ve 152 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ile Konaklı köyünde bulunan 131 ada 41, 43 ve 48 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile 8/48 hissenin davacı ..., 8/48 hissenin davacı ... ve 8/48 hissenin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan hisselerin önceki malikleri adına ipkasına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Asıl ve birleştirilen davanın davalıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, dava konusu taşınmazların kök muris tarafından, murislerine hibe edildiğini, murislerinin ölümünden sonra da müvekkilleri tarafından kullanıldığını, bu kullanımın eklemeli şekilde 40 yılı aşkın süredir devam ettiğini, öte yandan 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalıların murisleri tarafından 3. kişilerden satın alınmak suretiyle iktisap edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Bozma Kararı
Karar, Dairemizin 27.09.2021 tarihli ve 2021/7160 Esas, 2021/4714 Karar sayılı kararıyla; “dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, dava konusu 131 ada 41, 43, 48; 143 ada 11 ve 26 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına, davalılar vekilinin, dava konusu 144 ada 1 ve 152 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı tarafın temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ne var ki, davacılar tarafından davalılar ... ve ... aleyhine dava konusu 144 ada 1 ve 152 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik tapu iptali ve tescil istemiyle açılan ve eldeki dava dosyası ile birleşen mahkemenin 2016/70 Esas, 2016/96 Karar sayılı dava dosyasının açıldığı 22.04.2016 tarihi ile taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 27.01.2004 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, hal böyle olunca, davacılar tarafından dava konusu taşınmazların 1/3'er pay oranında malikleri olan davalılar ... ve ... aleyhine açılan dava yönüyle, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu yönün göz ardı edilmesinin isabetsiz olduğuna” değinilmek suretiyle bozulmuştur.
V. KARAR DÜZELTME
1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
Yargıtay onama - bozma kararına karşı süresi içerisinde asıl ve birleştirilen davanın davalıları vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar Düzeltme Nedenleri
Asıl ve birleştirlen davanın davalıları vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların kök muris tarafından müvekkillerinin murisine devir ve teslim edildiğini, dava konusu taşınmazların müvekkillerinin murisi ile müvekkilleri tarafından eklemeli şekilde 40-45 yıldır kullanıldığını, bu süre zarfında davacıların herhangi bir müdahalesinin bulunmadığını, 143 ada 11 parsel yönüyle Orman İdaresinin davaya dahil edilmediğini, aleyhlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin de yerinde olmadığını ileri sürerek, Yargıtay kararının kaldırılarak hükmün tamamıyla bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Karar Düzeltme Aşamasında Feragat
Davacılardan ... ve ... vekili 27.12.2021 tarihli dilekçeyle; ... ve ... yönüyle davadan feragat ettiklerini, Mahkmece bu doğrultuda karar verilmesini istemiştir.
4. Mahkemece Feragat Uyarınca Verilen Ek Karar
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.06.2022 tarihli ek kararıyla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 310/3. maddesi uyarınca, davacılardan ... ve ...’in feragat beyanına ilişkin dilekçesi hakkında ek karar vermek gerektiği gerekçesiyle;
Ana davanın ve birleştirilen davanın kabulüne, ... köyünde bulunan dava konusu 143 ada 11, 26 parsel, 144 ada 1 ve 152 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ile Konaklı köyünde bulunan 131 ada 41, 43 ve 48 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile 8/48 hissenin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan hisselerin önceki malikleri adına ipkasına,
Davacılar ... ve ... tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
5. Mahkemenin Ek Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin ek kararına karşı süresi içerisinde asıl ve birleşen davanın davalıları vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
6. Temyiz Nedenleri
Asıl ve birleşen davanın davalıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; eldeki davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, tapusuz taşınmazlarda mülkiyetin devri için zilyetliğin tesliminin yeterli olduğunu, dava konusu taşınmazların da kök muris tarafından müvekkillerinin murisine devredildiğini, murislerinin ölümünden sonra da taşınmazların müvekkillerinin zilyetliğine geçtiğini ve uzun yıllardır da müvekkillerinin zilyetliğinde olduğunu, bu duruma davacıların bir itirazının bulunmadığını, 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 3. kişiden satın alındığını, 141 ada 11 parsel sayılı taşınmaz yönüyle Orman İdaresinin davada taraf olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
7. Gerekçe
7.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Ordu ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 1 parsel sayılı 3.040,94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, ifraz, taksim, satın alma, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla .... evlatları .....ve ... adına tespit ve 27.01.2004 tarihinde tescil edilmiş; 152 ada 1 parsel sayılı 1.436,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla ... evlatları ...., .... ve ... adına tespit ve 27.01.2004 tarihinde tescil edilmiş; Ordu ili, .... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 143 ada 11 parsel sayılı 25.159,23 metrekare ve 143 ada 26 parsel sayılı 7.468,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ayrı ayrı davalıların murisi ... adına tespit ve 27.01.2004 tarihinde tescil edilmiş; bilahare 143 ada 11 ve 143 ada 26 parsel sayılı taşınmazlar kayden intikal sebebiyle verasette iştiraken ... mirasçıları adına tescil edilmiştir.
Kadastro sonucunda Ordu ili, ... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 131 ada 41 parsel sayılı 1.263,77 metrekare, 131 ada 43 parsel sayılı 3.163,78 metrekare ve 131 ada 48 parsel sayılı 516,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ayrı ayrı eşit paylarla ... evlatları ...,... ve ... adına tespit ve 27.06.2008 tarihinde tescil edilmiştir.
Dava; kadastro tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
7.2. İlgili Hukuk
7.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
7.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640/1. maddesinde; “Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.”
7.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640/2. maddesinde; “Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.”
7.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 701. maddesinde; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”
7.2.5. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesinde; “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.”
7.2.6. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”
7.3. Değerlendirme
7.3.1. Asıl ve birleştirilen davanın davalıları vekilinin temyiz başvurusunun incelemesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
7.3.2. Asıl ve birleştirilen davanın davalıları vekilinin karar düzeltme başvurusunun incelemesinde; karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenlerin HUMK'un 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymadığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla davalıların karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır.
VI. SONUÇ
1. Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davanın davalıları vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, alınması gerekli onama harcı peşin olarak alındığından davalı taraftan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
2. Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleştirilen davanın davalıları vekilinin karar düzeltme isteğinin REDDİNE, davalı taraftan HUMK'un 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 660,00 TL para cezası ile 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca bakiye 44,70 TL karar düzeltme harcı alınmasına, 20/10/2022 tarihinde temyiz istemi yönüyle, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, karar düzeltme istemi yönüyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.