Logo

1. Hukuk Dairesi2022/561 E. 2022/2369 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak bırakılan taşınmazın bir kısmının kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle davacıya ait parsele eklenerek tapuya tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, paylı mülkiyet konusu taşınmazın tamamı üzerindeki hak iddiasını içeren tescil talebinde bulunmuş olmasına rağmen, taşınmazın diğer paydaşının davaya dahil edilmemesi ve davanın sadece davacının payına yönelik açılmaması nedeniyle, mahkemenin vermiş olduğu tapu kaydı ve tescil kararı, diğer paydaşın hakkını etkileyeceği gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

.....

DAVA TÜRÜ : TAPUSUZ TAŞINMAZIN TESCİLİ

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine dair karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmakla İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili, Mesudiye ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında 155 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tespit ve tescil edildiğini ancak hatalı olarak bu taşınmazın devamı olan yaklaşık 100-150 metrekare alanın yol olarak tespit harici bırakıldığını, bu kısmın yol olmadığını ileri sürerek irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu kısmın 155 ada 10 parsel sayılı taşınmaza eklenerek tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. MAHKEME KARARI

Mesudiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.11.2014 tarihli 2013/209 E. 2014/181 Karar sayılı kararıyla; davanın makul süreden sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

III. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Bozma İlamı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 25/04/2017 tarihli 2015/7371 E. 2017/2769 K. sayılı ilamı ile "3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde, kadastro sırasında haklarında tutanak düzenlenen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkının 10 yıl ile sınırlandırıldığını, ancak kadastro sırasında haklarında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan herhangi bir yasa hükmünün bulunmadığını, bu sebeple Mahkemece işin esasına girilerek Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilmesi, iddia ve savunma çerçevesinde delillerin toplanarak gerekli yasal ilanlar yapıldıktan sonra neticesine göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek" bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mesudiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/10/2020 tarihli 2017/129 Esas 2020/140 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulü ile 03/09/2019 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 156.43 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile 155 ada 10 parsel sayılı taşınmaza eklenerek tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Dava konusu yolun kadimden beri kullanılan mahalle yolu olduğunu, mahalli bilirkişilerin yol olarak kullanıldığını beyan ettiğini, yolun sadece bir kesim tarafından kullanılmasının yol niteliğini değiştirmeyeceğini, Mahkemece dava konusu taşınmazın çevresinin bir yolun devamı niteliğinde olduğu hususunun araştırılmadığını, iki keşifte de aynı kişilerin dinlendiğini ve bu kişilerin her keşifte farklı beyanlarda bulunarak beyanları arasında çelişki oluştuğunu, bu çelişki giderilmeden karar verildiğini ve resen belirlenecek nedenlerle kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

6.Gerekçe

6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan kadastro sırasında paftasında yol olarak bırakılan taşınmazın bir kısmının TMK'nın 713. ve Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde düzenlenen olağanüstü zamanaşımı nedeniyle 155 ada 10 parsel sayılı taşınmaza eklenerek tapuya tescili isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesi “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 688. maddesi; “Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe paylar eşit sayılır. Paylı mülkiyette paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir.” hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Davacı dava dilekçesinde, maliki olduğu 155 ada 10 parsel sayılı taşınmazın sınırlarının kadastroda yanlış ve eksik tespit edildiğini, yaklaşık 100-150 metrekarelik kısmının paftasında yol olarak bırakıldığını ileri sürerek, bu bölümün 155 ada 10 parsele eklenerek tapuya kayıt ve tescilini istemiştir. Ancak 155 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı ve tapu kaydı incelendiğinde, taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle Yusuf evlatları davacı ... ve dava dışı ... ... adlarına eşit hisseli şekilde tespit ve tescil edildiği, dolayısıyla davacının ½ pay sahibi olduğu anlaşılmaktadır.

Paylı mülkiyette maliklerin maddi anlamda bölünmüş herhangi bir payları söz konusu olmayıp bir şeyin tamamına belli paylarla malik oldukları hükmen düzenlenmiştir. Yani taşınmaz üzerinde sahip oldukları yer maddi olarak belirlenmemiş olup hakları taşınmazın tamamına yaygındır. Ancak her pay birbirinden hukuken bağımsız olup, ayrı ayrı dava konusu yapılmaları mümkündür.

Her ne kadar paylı mülkiyette paydaşların kendi payları üzerinde tasarruf yetkilerini kısıtlayan yasal bir düzenleme yok ise de, bir paydaşın diğeri adına tasarrufta bulunması da mümkün değildir.

Somut olayda, taşınmazın diğer paydaşı tarafından usulünce açılmış bir dava bulunulmayıp davacı tarafından tescili istenen bölümün paydaşı olunan 155 ada 10 sayılı parselin devamı niteliğinde olduğu belirterek dava açılmış ve Mahkemece yolda kalan 156,43 metrekarelik kısım 155 ada 10 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olmasına göre, dava sonucunda verilen hükmün, diğer paydaşın hukukunu etkileyeceğinde herhangi bir kuşku yoktur.

Dava tüm paydaşlar tarafından, ya da davacı tarafından sadece paya yönelik olarak açılmadığından taşınmazın tamamına yönelik sonuç doğuracak şekilde karar verilmesi hatalıdır.

Hal böyle olunca; Mahkemece davanın bu gerekçelerle usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek yazılı şekilde kabul kararı verilmiş olması isabetsiz olmuştur.

IV. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 437. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıran tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.