"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli davada bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası ...’nun 300 parsel sayılı taşınmazdaki 11 numaralı bağımsız bölümünü davalı kızı Filiz’e mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak temlik ettiğini, devir nedeniyle saklı payının ihlal edildiğini, kendisinin evlilik dışı çocuk olması nedeniyle mirasbırakanın kendisini diğer çocuklarından ayrı tuttuğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde payı oranında bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, satışın gerçek olduğunu, mirasbırakanın iflas etmesi nedeniyle taşınmazı satma ihtiyacı olduğunu, son zamanlarında ev kirasını, faturalarını ve davacının özel okul taksitlerini dahi kendisinin ödediğini, devirden annesinin ve erkek kardeşinin haberi olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.06.2016 tarihli, 2014/337 Esas, 2016/273 Karar sayılı kararıyla, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 16.03.2020 tarihli, 2016/17792 Esas, 2020/1875 Karar sayılı kararıyla; “...Mahkemece bildirilen davalı tanıkları dinlenilmediği gibi davacıya da tanık deliline dayanmasına rağmen tanık listesi ibraz etmesi için usülüne uygun süre verilmediği, mirasbırakanın başkaca mal varlığı olup olmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle, Mahkemece hüküm kurmaya elverişli bir araştırma yapıldığından söz edebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, davacıya tanık listesi bildirmesi için usulüne uygun süre verilmesi, bildirmesi halinde dinlenilmesi, davalının da bildirdiği tanıkların dinlenilmesi, ölüm tarihi itibariyle mirasbırakan adına kayıtlı başkaca taşınmaz bulunup bulunmadığının saptanması, dinlenen tanık beyanları ve toplanan deliller yukarıda değinilen ilkeler uyarınca değerlendirilerek mirasbırakanın gerçek irade ve amacı belirlendikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. ” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mirasbırakanın satış tarihi itibariyle taşınmazını satmasını gerektiren bir ihtiyacının olduğunun kanıtlanmadığı, temlikin bedelsiz olduğu, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının satış bedelini ödeyerek dava konusu taşınmazı kardeşi ve annesinin kullanımına tahsis ettiğini, emekli ikramiyesi ile satış bedelini ödediğini, davalı tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, mirasbırakanın terekesinde taşınmaz olduğunu, mirasbırakan ...'nun ölüm tarihi itibariyle terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasının hükmen reddine ilişkin davanın kabulüne karar verildiğini, davacının iddiasını kanıtlayamadığını, hem mirasbırakanın hem davacının birçok masrafının davalı tarafından karşılandığını, mirasbırakanın davacının annesine de taşınmaz aldığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706., ... Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
2. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, ... ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 18.585,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.