Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5671 E. 2023/810 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve dere yatağı olarak belirtilen taşınmazın davacı tarafından imar ve ihya edildiği iddiasıyla tapuya tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmaz bölümlerinin halen dere yatağı niteliğinde olup zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğunun anlaşılması gözetilerek, mahkemenin vakıa ve hukukî değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 14/02/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ve Avukat ... ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat Melahat Alaftan geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı, süresinde verilen ve kayıt olduğunu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği düşünüldü.

I. DAVA

1.Davacı ... asıl ve birleşen dava dosyalarında ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında ... yatağı vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin kendisi tarafından imar-ihya yoluyla tarıma elverişli kültür arazisi haline getirildiğini ve yaklaşık 25 yıldır tarım arazisi olarak nizasız vc fasılasız bir şekilde kullanılmakta olduğunu, yapılacak keşif sonucu elde edilen koordinatlı fen bilirkişi raporundaki bilgiler ve ölçüm sonucu ortaya çıkacak miktarın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı vekili yargılama sırasında asıl dava dosyasına konu teşkil eden, dava dilekçesinin eki krokide ‘’T25’’, ‘’ T26’’ ve ‘’T27’’ rumuz ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden davadan feragat etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiğini, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu davacı yararına iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, ayrıca TMK’nın 713/6. maddesi uyarınca taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla asıl davanın feragat nedeniyle reddine, birleşen dava yönünden ise davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli taşınmaz bölümleri dere yatağı vasfında olup, tescile tabi olmadığından davalı Hazinenin TMK md. 713/6 uyarınca karşı tescil talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde somut olayda, dava dilekçesi ve ekinde sunulan krokinin incelenmesinde; dava konusu alanın kadastrosunun 5602 sayılı tapulama kanununa göre 13.07.1956 tarihinde yapılıp 14.09.1960 tarihinde kesinleştiğini, tapulama çalışması sırasında çekişmeli taşınmazların dere yatağı niteliği ile tapulama harici bırakıldığını, davacının dere yatağının yer değiştirmesi sonrasında açığa çıkan taşınmazda emek ve mesai sarf ederek bu yeri tarım arazisi haline getirdiğini, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin 25 yıldan fazla olduğu hususunun ise tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile dosyada bulunan ziraat bilirkişi raporu ve jeodezi raporu ile belirlendiğini, taşınmaza komşu derenin (... Çayı) 30-40 yıldan önce yatak değiştirdiğine ve aynı derenin 1984 yılından bu yana da yatak değiştirmediğine yönelik dosyaya sunulan Jeoloji raporu ve Jeodezi raporunun iddianın ve sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresine dair toplanan diğer delilleri doğruladığını, mahkemenin dosya arasında yer alan bilirkişi raporlarını ve toplanan delilleri takdir ederken yanılgıya düştüğünü, dava tarihi göz önüne alındığında davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillerden dava konusu taşınmazların aktif ... yatağı içerisinde olduğunun kabulünün gerektiği; çayın henüz yatağını terk etmediği aktif dere yataklarının imar- ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılma imkanı bulunmadığı; mahkemenin vakıa ve hukukî değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, mahkeme kararının dosya kapsamı ve toplanan delillere uygun olmadığını, delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğünü, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’ şeklinde düzenlenmiştir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, ‘’Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.‘’ hükmünü içermektedir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, ‘’– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, toplanan delillerden çekişmeli taşınmaz bölümlerinin halen dere yatağı niteliğinde olup zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olduğu tespit edilen karara yönelik temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler bozmayı gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı Hazine vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine,

Kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.