"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/291 E., 2022/120 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 18.06.2020 tarihli 2016/15897 Esas, 2020/2069 Karar sayılı kararı ile bir kısım taşınmazların onanmasına, bir kısım taşınmazların bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, anne ve babasından gelen taşınmazların taksim ve hibe edilmemesine rağmen köyde yapılan kadastro çalışmaları sonucu davalı kardeşleri adına tespit ve tescil edildiğini, ileri sürerek miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava konusu 122 ada 42 parsel, 112 ada 123, 127, 137, 144, 153, 184, 201, 229, 247, 88 parsel, 131 ada 56 parsel, 132 ada 5,10 parsel, 135 ada 8, 16 parsel, 136 ada 10, 35, 37 parsel, 137 ada 20, 48, 125 parsel, 176 ada 4, 14 parsel, 139 ada 8 parsel, 142 ada 7 parsel ve 107 ada 20 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali 1/3 payının kendi adına 2/3 payının davalılar adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü ile mirasçıları davaya dahil edilmiş, davacı 112 ada 201 ve 229 parsel ile137 ada 48 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davasından vazgeçmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde, dava konusu 135 ada 8 parsel, 112 ada 88, 201, 229 parsel sayılı taşınmazların miras yoluyla gelmediğini, 3.kişilerden satın alındığını, 135 ada 16 parsel sayılı taşınmazın ise sadece 1/3 payının babalarından geldiğini geriye kalan 2/3 payının satın alındığını, dava konusu diğer taşınmazların ise evveliyatında annelerine ait olduğunu, annelerinin 01.02.1992 tarihinde senet ile tamamını kendilerine hibe ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Kavak Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.03.2016 tarih ve 2013/191 Esas 2016/99 Karar sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulüne, dava konusu 112 ada 201 ve 229 parsel ile 137 ada 48 parsel sayılı taşınmazlar hakkında vazgeçme nedeni ile davanın reddine geriye kalan çekişmeli taşınmazlar hakkında açılan davanın kabulüne tapu kayıtlarının iptali ile 1/7 payın davacı adına, 3/7 payın davalı ... adına, 3/7 payın davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay ( Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.06.2020 tarih ve 2016/15897 Esas 2020/2069 Karar sayılı ilamı ile "... dava konusu 107 ada 20, 122 ada 123, 127, 137, 144, 153, 184, 132 ada 5, 10, 135 ada 16, 136 ada 10, 35, 37, 137 ada 20, 125, 139 ada 8, 142 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki kararın onanmasına, çekişmeli 122 ada 42, 88, 247, 131 ada 56, 176 ada 4, 14 parsel ile 135 ada 8 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin verilen kabul kararının dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun düşmediği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın müşterek mirasbırakandan kaldığı ihtilafsız olan taşınmazların davalı yana hibe edilip edilmediği noktasında toplandığı, davalı tarafın dayandığı 1992 tarihli hibe senedi usulü şartları taşımamakta ise de, taşınmazlar tapusuz olup, hibe halinde zilyetliğin devri ile mülkiyetin karşı tarafa geçeceği ve bunun için yazılı şeklin gerekli olmadığı göz önüne alındığında, senedin geçersizliğine rağmen zilyetliğin devrinin gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılması gerektiği açıklanarak yeniden keşif yapılması bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ile tanıklardan, müşterek mirasbırakan Penbe’nin ölümünden evvel zilyetliğin hibe edilerek davalılara devredilip devredilmediği sorulup saptanması gerektiği belirtilerek..." karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Yargıtay denetiminden geçip kesinleşen taşınmazlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, taşınmazlara ilişkin ise, Kavak Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.03.2022 tarih ve 2020/291 Esas 2022/120 Karar sayılı kararıyla; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların davalı tarafın dayandığı hibe senedi ile ilgili olarak bir bilgilerinin bulunmadığını, bu yerlerin ... ve ... tarafından kullanıldığını, .... ve ... den kalan yerleri çocukları ... ve ...'nin kullandığının beyan ettikleri, taşınmazların davalılara anne ve babalarından kaldığı yönündeki beyanları, tüm dosya kapsamı ölünceye kadar zilyetliğin tarafların mirasbırakanlarında olduğu, onların vefatından sonra davalılar tarafından kullanılmakta olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 135 ada 8 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın reddine, diğer temyize konu çekişmeli taşınmazların tapu kaydının iptali ile 1/7 payın davacı adına, 3/7 payın davalı ... adına, 3/7 payın davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
E. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu 112 ada 88 parsel sayılı taşınmaz evveliyatında ...'e ait iken Kadastro tespitinden önce 26.09.1976 tarihinde davalılar tarafından satın alındığını,bu taşınmazın tarafların anne veya babalarından kalmadığını,Mahkemece yapılan keşifte dinlenen tanıklar taşınmazların ... ve ... tarafından kullanıldığını, ... ve ...'den kalan yerleri çocukları ... ve ...'nin kullandığını beyan ettiklerini, Yargıtay kararına göre bu taşınmazların zilyetliğinin kimde olduğunun araştırılması gerekmiş ve yapılan araştırma ile taşınmazların zilyetliğinin uzun yıllardır davalılarda olduğunun ortaya çıktığını, anne ...nin davalılara hibe etmiş olduğu taşınmazların zilyetliğini devretmediği düşünülse dahi hibe tarihinin 1992 yılı, ...’nin vefat tarihinin 1993 yılı olması nedeni ile en kötü vefat tarihi itibariyle taşınmazlarda davalıların zilyet olduklarını ve günümüze kadar kullanmaya devam ettiklerini, ...nin yaşı itibarıyla 1993 yılına kadar taşınmazları işleyip çalışacak durumda olmadığının açık olduğunu, ...’nin bu taşınmazlar üzerindeki tüm tasarruf haklarından vazgeçtiğini belirterek ve resen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı ve miras payına yönelik olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 14, 15 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713/1 inci maddeleri
3. Değerlendirme
Kadastro sonucu, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan davacının vazgeçtiği taşınmazlar hariç 122 ada 42 parsel sayılı ve Yeniömerli köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 20, 88, 123, 127,137, 144, 153, 184, 247, 131 ada 56, 132 ada 5, 10, 16, 136 ada 10, 35, 136 ada 37, 20, 125, 139 ada 8, 142 ada 7, 176 ada 4 ve 14 parsel sayılı muhtelif yüz ölçümlü taşınmazlar, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2'şer paylarla davalılar ... ve ... adına; 135 ada 8 parsel sayılı taşınmaz ise, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle... adına tespit ve tescil edildikten sonra 05.01.2010 tarihinde davalı ...’ye satılmıştır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’un geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 1.103,97 TL bakiye onama harcının davalılardan alınmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,13.02.2024 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oy birliği ile karar verildi.