Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5754 E. 2022/8334 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın mal varlığını torununa devretmesinin muvazaalı olup olmadığı ve mirasçıların tapu iptali ve tescil taleplerinin kısmen kabulü ile ilgili verilen hükmün usul ve esas yönünden hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, kök mirasbırakanın mirasçılarının açtığı ve kesinleşen davada uyuşmazlık konusu taşınmazlar yönünden verilen kısmi kabul kararını gözetmemesi, davacı mirasçıya hükmedilen pay oranının yanlış hesaplanması ve fazla harca hükmedilmesi hatalı olmakla birlikte, bu hususlar düzeltilerek yeniden yargılama yapılmasına gerek kalmaksızın mahkeme kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili, olmazsa tenkis istemli dava sonunda Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 23.06.2022 tarihli ve 2020/141 Esas, 2022/134 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20.12.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen ... vekili Avukat ..... geldiler duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...’in maliki olduğu dava konusu 213, 117, 35, 54, 86, 87, 91, 648, 452, 1007, 1120, 931, 933, 191, 192, 376, 377, 1085, 856 parsel sayılı taşınmazların tamamını mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak, dava dışı oğlu ...’den olma torunu davalıya satış yolu ile temlik ettiğini, davalının alım gücü bulunmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmadığı taktirde tenkisini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, satış işlemlerinin gerçek ve bedeli mukabilinde olduğunu, alım gücü bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen ilk kararına karşı davalı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 11.02.2020 tarihli ve 2017/306 Esas, 2020/778 Karar sayılı kararı ile, “… Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, mirasbırakanın davalı torununa satış yoluyla temlik ettiği dava konusu 35 ve 86 parsel sayılı iki parça taşınmaz bakımından temlikin muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı ...’in bu iki parça taşınmaz bakımından esasa ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Ne var ki; mirasbırakanın dava dışı oğlu .....’e taksim yoluyla ve ondan da davalı torunu ...’e satış yoluyla geçen dava konusu 856, 1085, 377, 192, 54, 933, 1120, 1007, 87, 648, 91 parsel sayılı toplam 11 parça taşınmaz bakımından muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, dava konusu 931 ve 117 parsel sayılı iki parça taşınmazın da mirasbırakanla ilgisi bulunmadığı gözetilerek anılan taşınmazlar bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan; dava konusu 452, 213, 376, 191 parsel sayılı toplam 4 parça taşınmazın 31.01.2003 tarihinde ölünceye kadar bakma şartıyla mirasbırakan ...’dan dava dışı oğlu ...’e, ondan da 06.07.2006 tarihinde satış yoluyla davalı torunu .....’e geçtiği gözetildiğinde bu taşınmazlar bakımından temlikin mirasbırakanın geride kalan mal varlığına oranının ve makul sınırda kalıp kalmadığının saptanması, tanıkların yeniden dinlenerek ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekirken değinilen hususların göz ardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.” gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 23.06.2022 tarihli ve 2020/141 Esas, 2022/134 Karar sayılı kararıyla; bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Kararı Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, zamanaşımının geçtiğini, sunulan 28.06.2002 tarihli belgenin sahte olduğunu, belge sahte kabul edilmediğinde de alacağın anılan tarihte muaccel olduğunu, 16.05.2002 tarihli bononun delil başlangıcı kabul edilemeyeceğini, davacının borçlarını üstlenerek taşınmazı edindiğini, delillerin ve tanık anlatımlarının hatalı değerlendirildiğini, taşınmazın takyidatları ile birlikte alındığını, tefecilik suçlamalarından beraat ettiğini, TBK'nın 97. maddesi uyarınca davacının edimini ifa etmediği saptandıktan sonra davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022. maddesinin 1. fıkrasında “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

6.2.3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297. maddesinin ikinci fıkrasında; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, (IV/2.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.

6.3.2. Somut olayda, kabulüne karar verilen 35, 86, 191, 213, 376 ve 452 parsel sayılı taşınmazların kök mirasbırakan Safiye’ye ait iken ölümü ile 18.08.1998 tarihinde mirasçıları olan ...,..... ve ......e’ye 1/5 er pay ile intikal ettiği, aynı tarihte mirasçıların paylarını davacının ve davalının mirasbırakanı ...’ya bağış suretiyle devrettiği, ...’nın da 35 ve 86 parsel sayılı taşınmazları davalı ...’e, diğerlerini ise oğlu ...’e temlik ettiğini, ...’in adına kayıtlı olan taşınmazları davalı ...’e devrettiği, kök mirasbırakan Safiye’nin kızı Hayri mirasçılarının eldeki davada kabulüne karar verilen taşınmazların da arasında bulunduğu taşınmazlar için payları oranında tapu iptali ve tescili talepli açtıkları Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/544 Esas sayılı dava dosyasında kısmen kabul kapsamında kalan taşınmazların eldeki davada kabulüne karar verilen taşınmazları da kapsadığı, bu kararın Dairenin denetiminden geçerek 08.09.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Mahkemece, her ne kadar 35 ve 86 parsel sayılı taşınmazlar yönünden verilen önceki karar temyiz incelemesinden geçmek sureti ile kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; kök mirasbırakan Safiye’nin kızı Hayri’nin mirasçılarının açtıkları Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/544 Esas sayılı dava dosyası yargılama devam ederken kesinleşmiş olmakla, TMK’nın 705. maddesi uyarınca Hayriye mirasçılarını tescile gerek kalmaksızın pay sahibi oldukları gibi, anılan dosyanın infazı ile kabul kapsamına alınan taşınmazlar yönünden paylar değişeceğinden, infazda tereddüt oluşturulmaması için kabule konu tüm parseller yönünden Hayriye mirasçılarının payları düşüldükten sonra kalan kısım üzerinden davacı lehine 1/2 paya hükmedilmesi, yani taşınmazların tamamı üzerinden davacı adına 2/5 er payın tescil edilmesi gerekirken taşınmazların tamamı davalının mülkiyetindeymiş gibi karar verilmesi hatalı olmuştur.

6.3.3. Öte yandan; harç kamu düzenine ilişkin olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Kabul kararı kapsamında yer alan 35, 86, 452, 213, 376 ve 191 parsel sayılı taşınmazların keşfen saptanan dava tarihinde değerlerinin 2/5’i üzerinden harca hükmedilmesi gerekirken fazla harca hükmedilmesi de doğru olmamıştır.

6.3.4. Ne var ki, anılan hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, mahkeme kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438. maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğidir.

V. SONUÇ

1. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün “1.ve 3.” bendinin hükümden çıkarılarak yerine “1.” bent olarak “Bolu ili Susuzkınık köyü 35 (yeni 128 ada 54 parsel), 86 (yeni 128 ada 81 parsel), 213 (yeni 127 ada 55 parsel), 452 (114 ada 2 parsel), 376 (126 ada 55 parsel), 191 (127 ada 68 parsel) parsel sayılı taşınmazlara karşı açılan davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı olan taşınmazların tapu kayıtlarının 2/5 oranında iptali ile taşınmazların 2/5'er paylarının davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin eklenilmesine,

3. Re'sen yapılan inceleme ile hükmün “4.” bendinde yer alan “6.663,40 TL” ibaresinin “5.991,92 TL” olarak, “891,20 TL” ibaresinin “1.562,68 TL” olarak değiştirilmesine, hükmün “5.” bendinde yer alan “6.663,40 TL” ibaresinin “5.991,92 TL” olarak değiştirilmesine, sonraki bentlerin buna göre teselsül ettirilmesine ve Mahkeme kararının bu şeklide DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.