Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5801 E. 2022/8337 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, ikinci eşine yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın, taşınmazın çıplak mülkiyetini ölümünden sonra konutsuz kalmaması için eşine temlik ettiği ve davacıların dahi mirasbırakanın amacının davalıyı maddi olarak güvence altına almak olduğunu beyan etmiş olmaları gözetilerek, mal kaçırma kastının bulunmadığı gerekçesiyle istinaf mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECEMAHKEMESİ : BAKIRKÖY 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 16.06.2022 tarihli ve 2021/663 Esas ve 2022/970 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20.12.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekilleri Avukat ...ve Avukat... ile temyiz edilen davacılar ... v.d. vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan babaları ...’un 1 parsel sayılı taşınmazdaki 140 numaralı bağımsız bölümünün çıplak mülkiyetini mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak davalı olan ikinci eşine temlik ettiğini, murisin çok varlıklı bir insan olduğunu, mal satmaya ihtiyacı olmadığını, davalı evlilik boyunca ve sonrasında bir hak talep etmeyeceğine ilişkin taahhütname düzenlediği için davalıyı maddi olarak garantiye almak için bu bağışın yapıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, taşınmazın evlilik birliği içerisinde alınması nedeniyle yarısının da kendisinin olduğunu, bakım ve minnet karşılığında temlikin yapıldığını, murisin amacının mal kaçırma olmadığını, amacın yaşadıkları evde ölümünden sonra da kendisinin kullanılmasının sağlanması olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, murisin dava konusu taşınmazı devrederken hasta olmadığını, davalıya minnet duyacak bir yardımını görmediğini, davalının alım gücüne ilişkin tanık ifadesinin tek ve asılsız olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 16.06.2022 tarihli ve 2021/663 Esas ve 2022/970 Karar sayılı kararı ile; murisin dava konusu taşınmazı satmaya ihtiyacı olduğunun ispat edilemediği, davalının ise dava konusu taşınmazı almaya yetecek alım gününün olduğunun ve bedelin ödendiğinin ispat edilemediği, murisin ölünceye kadar dava konusu evde kaldığı, satışın yapıldığı tarihte murisin bakım ihtiyacı içinde olmadığı, 55 yaşlarında olduğu, bakım ihtiyacının murisin ölüm tarihi olan 07/10/2017 tarihinden 3-4 yıl öncesinde olduğu, bakımın semen olarak kabul edilebilmesi için en azından resmi akdin düzenlendiği tarih ve öncesinde murisin bakım ihtiyacı içinde olması ve bakımım devredilen tarafından gerçekleştirilmesinin gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurularının kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın evli iken muris tarafın alındığını ve yine evli iken kendisine çıplak mülkiyetinin temlik edildiğini, evlilik birliği içerisinde alındığı için yarısının kendisinin olduğunu, murisin geride çok fazla mal varlığı bulunduğunu, temlikin sadakat ve minnet duygusu ile yapıldığını, murise kendisinin baktığını, taşınmazı alacak ekonomik gücünün de bulunduğunu, temlikin mal kaçırma kastıyla yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile tescili istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğinden, mirasbırakan ...’un davacıların anneleri olan eşinden 13.09.2005 tarihinde boşandığı, 02.10.2005 tarihinde davalı ile evlendiği, 1091 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 140 numaralı bağımsız bölümünün çıplak mülkiyetini 23.01.2008 tarihinde davalı eşine 27.000,00 TL bedelle temlik ettiği, murisin 07.10.2017 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı çocukları ile davalı eşinin kaldığı görülmüştür.

3.3.2. Somut olayda, murisin dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetini ölümünden sonra konutsuz kalmaması için davalı eşine temlik ettiği tüm dosya kapsamı ile sabit olduğundan murisin mal kaçırma amacından söz edilemeyecektir. Nitekim, davacılar da dava dilekçelerinde murisin temlikteki amacının davalıyı maddi olarak garantiye almak olduğunu belirtmişlerdir.

3.3.4. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

VI. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.