Logo

1. Hukuk Dairesi2022/582 E. 2024/947 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/442 E., 2021/195 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil talepli davanın; bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile katılma yoluyla davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; Mamak ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1950 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine; taşınmazın zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını, taşınmazın Hazine adına tesciline ilişkin idari işlemlerin devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Dahili davalılar; çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyün statüsünün değiştirildiği ve mahalle niteliğini aldığını, bu alana ait onaylı imar planı bulunduğunu, imar planı kapsamında kalan taşınmazın zilyetlikle mülk edinilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.07.2015 tarih, 2013/210 Esas -2015/390 Karar sayılı kararı ile; davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Bozma Kararı

1. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.03.2019 tarih, 2019/245 Esas- 2019/1792 Karar sayılı kararıyla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

2. Bilahare davacı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.09.2019 tarih, 2019/2568 Esas- 2019/5469 Karar sayılı kararıyla: '' Davacı vekilinin fazlaya dair taleplerinin yerinde olmadığı; ancak eldeki davanın açılmasından sonra 22.07.2013 tarihinde ham toprak niteliğiyle 249.168,75 metrekare yüz ölçümlü olarak idari yoldan Hazine adına tescil edilen, 27.12.2013 tarihinde bedelsiz devir suretiyle Ankara Büyükşehir Belediyesi adına tescil edilen 984 parsel sayılı taşınmaz içinde kalan 39.671,35 metrekare yüz ölçümündeki bölüm yönüyle Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonucun dosya kapsamına uygun bulunmadığı gibi yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ne zaman başlayıp bitirildiği, öncesinde ham, hali arazi niteliğinde mi bulunduğu yoksa taşlık mı olduğu etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmaz bölümünü komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınması; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi, taşınmazdaki taşlılık oranı, bu taşlılığın ekonomik amaca ve zilyetliğe uygun olup olmadığı ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları üzerinde ve özellikle 1975 ve 1991 tarihli stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarının oluşup oluşmadığı, niteliği, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınması; yasal ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi'' gerekçesiyle Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.03.2019 tarih 2019/245 Esas, 2019/1972 Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen temyiz incelemesine esas kararı ile; dava konusu taşınmazın her sene sürüldüğünde yeniden taşlılık sorununun devam ettiği, hali hazırda taşlık vaziyette bulunması dikkate alındığında imar ve ihyanın bittiği tarihin tespit edilmesinin mümkün olmadığı, öte yandan taşınmazın % 6-12 eğime sahip olmasının imar ve ihyaya elverişli olmadığını gösterdiği gerekçesiyle davacı yararına kazanım koşullarının oluşmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile katılma yoluyla davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

E. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemenin gerekçesine göre taşınmazın taşlılık sorunu ve eğimi nedeniyle imar ve ihyanın tamamlanmadığı belirtilerek davanın reddine karar verildiğini, ancak bilirkişi kök ve ek raporlarına göre taşınmazın ''TH-1'' rumuzu ile gösterilen bölümünün sabit sınırlarının 1988 yılı itibariyle oluştuğu, taşınmazın orta derecede eğimli olduğu ve bu eğimin tarımsal faaliyete engel teşkil etmediği, taşınmazın toprak yapısı itibariyle imar ve ihyasının tamamlandığı hususunun tespit edildiği, yüzey taşlılığına taşınmazın sürülmesi sonucunda dipten gelen taşların sebebiyet verdiğini ve bu halin ekonomik amaca uygun zilyetliğe engel teşkil etmediğini, arazinin %6-12 arasındaki eğiminin tarımsal faaliyete mani olmadığını, taşınmazın mevcut haliyle orta eğimli olarak nitelendirildiğini, bozmadan sonra toplanan tüm delillere göre taşınmazın imar ve ihyasının tamamlandığının ispat edildiğini belirterek davanın reddine dair kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı Hazine vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın keşif sonucunda belirlenen değeri üzerinden ve her bir davalı yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 inci maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1. Ankara ili, Mamak ilçesi, ... mahallesi çalışma alanında bulunan temyize konu taşınmaz yörede 1950 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında komşu parsel tutanaklarına göre ''hali'' niteliğiyle tescil harici bırakılmış, bilahare eldeki davanın açılmasından sonra 22.07.2013 tarihinde ham toprak niteliğiyle 249.168,75 metrekare yüz ölçümlü olarak idari yoldan 984 parsel numarasıyla Hazine adına tescil edilmiş, 27.12.2013 tarihinde ise bedelsiz devir suretiyle Ankara Büyükşehir Belediyesi adına kayden intikal etmiştir.

2. Davacı mülk edinmeye muktedir zilyetliğe dayanarak dava açmış, Mahkemece taşınmaz üzerinde davacı yararına kazanım koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir. Dosya kapsamında yer alan ziraat mühendisi bilirkişi raporuna göre iddiaya konu taşınmazın fen bilirkişi raporunda (TH-1) ile gösterilen bölümünün sabit sınırlarının arazi üzerinde mevcut olduğu, taşınmazda toprak işlemesinin yapıldığı hususunda kanaat bildirildiği; öte yandan harita mühendisi bilirkişi raporuna göre ise 1988, 1992 ve 1999 yılı hava fotoğraflarına göre taşınmazın fen bilirkişi raporunda (TH-1) ile gösterilen bölümünde tarımsal faaliyet yapıldığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle iken taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı yönündeki tahkikat hüküm kurmaya elverişlidir. Ne var ki davacının iddiasına konu taşınmazın UYAP sistemine entegre TAKBİS aracılığıyla yapılan sorgusu neticesinde tapu kütüğünün karar tarihinden önce ifraz suretiyle kapatıldığı, DOP kesintisi yapılmak suretiyle ifrazen 16 adet parselin tesis edildiği anlaşılmaktadır. Yargılama aşamasında Mahkemece bu yön üzerinde durulmamış, taşınmazın kesinleşmiş imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, eğer imar planı dahilinde ise planda ne suretle dağıtıldığı, davacının iddiasına konu bölümün hangi imar parsellerine dahil olduğu, imar çalışmasının davacının zilyetliği ile tapu iptali ve tescil talebi üzerindeki etkisi tartışılmadan hüküm kurulmuştur.

3. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş imar planı kapsamına dahil olup-olmadığı hususu ... ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorulup saptanmalı, imar planının onay tarihi duraksamasız belirlenmeli, taşınmazın imar uygulamasına tabi olduğunun anlaşılması halinde ise imar uygulamasına esas teşkil eden encümen kararı, parselasyon planı ve dağıtım cetveli getirtilerek dosya arasına konulması, bundan sonra fen bilirkişi marifetiyle yapılacak inceleme neticesinde, davacının iddiasına konu taşınmazın bölümünün imar uygulaması sonucunda hangi parsele isabet ettiği belirlenmeli, kesinleşmiş imar planlarının iptal edilmedikçe ayakta ve geçerli olduğu gözetilerek imar uygulaması sonucunda kamu hizmetine ayrılmış yerler ile dava dışı kişiler adına kayıtlı taşınmazlar yönünden iptal ve tescil hükmü kurulamayacağı hususu da gözetilerek toplanmış ve toplanacak tüm deliller bir arada değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davacı vekilinin sair temyiz itirazları ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,

Davacı tarafından yatırılan peşin harcın istek halinde iadesine,

Davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.