"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : KADINHANI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın kabulüne dair verilen karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 29/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ...'in dava konusu 135 ada 5 ve 44 parsel sayılı taşınmazlarını 27/05/2010 tarihinde satış göstermek suretiyle oğlu olan davalı ...'a devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın taşınmazını satma ihtiyacı bulunmadığını, temlik tarihinde davalı oğlunun yanında kaldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tesciline, olmadığı takdirde miras payları oranında adlarına tesciline olmazsa, miras paylarına isabet eden taşınmazların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişler, aşamada; 06//08/2014 tarihli dilekçe ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tescili yönündeki ilk taleplerinden feragat ettiklerini bildirmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakanın ihtiyaçları nedeniyle dava dış başka taşınmazlarını sattığını, satış bedelini de kendisi hariç diğer çocuklarına ve torunlarına harcadığını, yine dava konusu 44 parsel sayılı taşınmazını da dava dışı ... Bozkurt'a sattığını ancak tapuda devrin yapılmadığını, yurtdışından döndüğünde mirasbırakan babasının bu taşınmazı da sattığını öğrenince babası ile münakaşa ettiğini, ...'nın yanına giderek satışa razı olmadığını bildirerek mirasbırakana ödediği parayı ...'ya geri ödediğini, nakliyat şirketinden elde ettiği kazançları da mirasbırakanın aldığını, mirasbırakan babasının tüm ihtiyaçları ile kendisinin ilgilendiğini, kazancını babasının harcadığını, mirasbırakanın 44 parsel sayılı taşınmazın aslında kendisinin olduğunu söylediğini, dava konusu diğer 5 parsel sayılı taşınmazı ise satacağım diye tutturunca kendisinin almak istediğini, babasına parasını ödeyerek 5 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, taşınmazların gerçek bedelinden çok daha fazlasını mirasbırakana ödediğini, masraf yaptığını, davacıların ise mirasbırakan ile ilgilenmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16/03/2022 tarihli ve 2020/124 E., 2022/36 K. sayılı kararıyla; davacıların dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tesciline ilişkin taleplerinin feragat nedeniyle reddine, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları davalıya devrine ilişkin gerçek irade ve amacının mirasçılardan mal kaçırma olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında tescil talebi ve tazminat talebi yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, mirasbırakanın son birkaç yılında bakması sebebiyle tüm mal varlığını davalıya tek bir işlem ile devretmesi için hiçbir neden olmadığını, davalı dışındaki tüm çocuklarının mirasbırakan ile daha çok ilgilendiklerini, mirasbırakanın davalı oğlundan satım karşılığında para almadığını, yapılan devir her ne kadar resmi işlemde satış gibi gösterilse de gerçekte mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik bir gizli bağış işlemi olduğunu, davacıların mirasbırakanı ile davalı arasındaki muvazaalı işlemlerin mağduru olduklarını, davanın mirasçı sıfatı ile davacıların çiğnenen miras hakkı dolayısıyla açıldığını, mirasbırakanın sağlığında ticari bir faaliyeti olmadığı gibi bizzat kendisinin alım satım yapma, mal varlığı değerlerinin yönetme idaresinin de olmadığını, tüm işlemleri davalı oğlunun isteği doğrultusunda mal kaçırma saik ve gayesi ile yaptığını, taşınmazları devrettiği 2010 yılında mirasbırakanın, davalı ...'in yanında kaldığını, mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini isteme hakkı bulunduğunu, mirasbırakanın davalıya yaptığı temliki işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve görünürde satış ancak gerçekte bağış ve yapılan işlemin muvazaalı olduğunun ortaya çıktığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 20/06/2022 tarihli ve 2022/1036 E., 2022/1264 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın neredeyse tüm mal varlığını davalıya temlik ettiği, davalının bir evladın göstermesi gerekenin üstünde bir ilgi ve bakım yaptığını ispatlayamadığı, taşınmazların davalı tarafından bedeli karşılığı iktisap edildiğinin veya mirasbırakanın sağlığında usulüne uygun denkleştirme yaptığının ispatlanamadığı, mirasbırakanın paraya ihtiyacı bulunmadığı, dava konusu temlikleri mirasçılarından mal kaçırma kastıyla yaptığı gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden hüküm tesisi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğunu, BAM'ın tesis ettiği yeni kararın maddi vakalara ve dosya kapsamına uygun olmadığını, usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın çocuklarından ...'ın veraset ilamında mirasçı olarak yer almadığını, nüfus kayıtlarında karışıklık olduğunu, yanlışlığa mirasbırakanın sebebiyet verdiğini, ...'in çocuklarının da davalının çocuğu göründüğünü, ...'in çocuklarının davalı üzerine kayıtlı olmasaydı...'den dolayı kök mirasbırakan ... ...'den miras alacaklarını, bu haliyle ...'den veraset ilamında belirtildiği gibi miras alamadıklarını, ... ...'in bütün bunları düşünerek iki taşınmazı da davalıya satış yaptığını, mirasbırakanın taşınmazlarını satma iradesi olduğunun ispatlandığını, taşınmazlarını satma ihtiyacı bulunduğunu, mirasbırakan adına kayıtlı başka taşınmazlar da bulunduğunu, tanık ifadelerinin dikkate alınmadığını, kabul etmemekle birlikte, mirasbırakanın davalıya sağlığında karşılıksız kazandırmada bulunduğu kabul edilecekse, diğer çocuklarına da aynı şekilde davrandığı ve denkleştirme yapıldığının da kabul edilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.2. Hemen belirtilmelidir ki; muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden kısım olup, davanın kabulü halinde bu değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3.3.2. Ancak, somut olayda, dava konusu taşınmazların dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan değerleri toplamı 744.658,62 TL üzerinden, davacıların her birinin 4/24 olan miras payına göre her bir davacı açısından dava değeri 124.109,76 TL; toplam dava değeri ise 372.329,28 TL olmakla, alınması gereken nispi karar ve ilam harcının bu değer üzerinden hesaplanması, davacı tarafça yatırılan peşin harç ve tamamlama harcı da mahsup edilerek alınması gereken harca ilişkin hüküm kurulması gerekirken, neye göre hesaplandığı belli olmayan şekilde harca hükmedilmesi doğru değil ise de değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekir.
VI. SONUÇ
1. (V/3.3.1.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davalının yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine,
2. (V/3.3.2.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazının değinilen yönden kabulüne;
Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün 3. bendi ''Alınması gereken 2.051,52 TL karar ve ilam harcının, 170,78 TL peşin harçtan ve 342,10 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 512,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.538,70 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,'' cümlesinin hüküm yerinden çıkarılmasına, yerine ''Alınması gereken 25.433,81 TL karar ve ilam harcından, 683,10 TL peşin harç ve 12.034,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 12.717,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.716,71 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,'' cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren ve 29/11/2022 olan duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.