"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin mirasbırakanı ...'ın 4 parsel sayılı taşınmazı kayıtsız, şartsız, bedelsiz olarak davalıya hibe ettiğini, temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığını, uzun yıllar demans tedavisi gördüğünü, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 25.04.2018 tarihli ve 2018/203 E., 2018/264 K. sayılı kararı ile kısıtlandığını, davalının taşınmazı kiraya vermek suretiyle gelir elde ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ve mirasçılar adına tesciline, şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların mirasbırakanı ...'ın sağlıklı ve özgür iradesi ile dava konusu taşınmazı müvekkiline kayıtsız, şartsız ve bedelsiz olarak hibe ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adlı Tıp Kurumu 4. İhtisas kurulu raporu ile davacıların mirasbırakanı ...'ın temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığı, ehliyetsiz kişinin bağışta bulunamayacağı ve yaptığı işlemin yok hükmünde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, davacıların usul ve yasaya aykırı şekilde yasal süreden sonra tedavi evraklarını ve bunların bulunduğu yerleri bildirdiklerini, bağışlayanın işlem tarihinde ehliyetli olduğunu, kayıtsız, şartsız ve bedelsiz olarak bağış yaptığını, işlem tarihinden 1 yıl önce ve 1 yıl sonrasına ilişkin bağışlayanın yaptığı banka, hastane ve diğer devlet kurumlarındaki işlemlerinin sorulması yönündeki taleplerinin Mahkemece değerlendirmeye alınmadığını, alınan ATK raporunun bilimsel gerçekliği olmayan hatalı sonuç içerdiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ehliyetsizlik ve hile hukuki nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil, tazminat, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. ... Medeni Kanunu’nun (TMK) 10. maddesine göre, “Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.”, TMK’nın 14. maddesine göre, “Ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur.”, TMK’nın 16/1. maddesine göre, “Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazandırmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir.”
2.TMK’nın 405. maddesine göre, “Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.”
3.Bilindiği üzere, "hile"(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun(TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf bu hakkını kullanarak hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne göre aldatma (hile) iddialarının aldatmayı öğrenme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ileri sürülmesi zorunludur. Hak düşürücü süre niteliğindeki bu sürenin hakim tarafından re'sen gözetilmesi gereklidir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 22.676,79 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.