Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5847 E. 2024/1729 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında davalılara yaptığı iddia edilen bağışlar nedeniyle davacıların miras paylarına düşen taşınmazlar üzerinde tapu iptali ve tescil isteğinin hukuki dayanağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye dahil taşınmazlar hakkında bir mirasçının diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil isteyebileceği, ancak 3. kişiye karşı miras payının tescili istemiyle dava açmasının mümkün olmadığı, davalıların bir kısmının mirasbırakanın terekesine göre 3. kişi konumunda bulunduğu ve haklarındaki davanın dinlenemeyeceği, diğer davalıya yapılan bağış nedeniyle taşınmazların terekeden çıktığı ve davacıların miras hakkının bulunmadığı, tenkis talebinde ise hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/168 E., 2022/384 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Kabul- Karar Kaldırılarak Dava Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Hopa Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/141 E., 2018/207 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; Artvin ili, ... ilçesi, ... köyü 110 ada 24, 36 ve 37; 111 ada 8, 9 ve 11; 112 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların

mirasbırakan babaları ...'ın yirmi yılı aşkın süredir nizasız, fasılasız, malik sıfatı ile zilyetliğinde iken onun sağlığında veya ölümünden sonra mirasçılar arasında taksim yapılmadığı halde kadastro tespiti ile davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar; taşınmazları taksim sonucu edindiklerini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tapu iptali ve tescil isteği bakımından mirasbırakan Ziyaettin'in sağlığında evveliyatı tapusuz olan dava konusu taşınmazlarını davalılara bağışladığı, zilyetliklerini teslim ettiği, taşınmazların terekeye dahil olmadığı gerekçesiyle ve tenkis isteği bakımından da hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili; dava dilekçesindeki iddialarını yinelemiş, mahalli bilirkişilerin mirasbırakanın bağış yaptığına dair beyanda bulunmadıklarını, tanık ...'nun beyanlarının davacılar lehine olduğunu, tanık ...'ın beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, yazılı delil bulunmadan bağış veya taksim yapılmış olduğu hususunun kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, taşınmazların mirasbırakanın ölümünden sonra da kullanılmaya devam edilmesi nedeniyle davacıların şüphe duymadığını, bağış iddiasının kadastro tespit tutanağının kesinleşmesi ile resmi kayda dönüştüğünü, davacılar aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin yüksek olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazların ortak mirasbırakandan kaldığı fakat taraflar arasında yöntemince yapılmış bir taksimin bulunmadığı, tespit sırasında sadece davalılar adına kadastro tespitlerinin yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili; dava, taşınmazın aynına ilişkin olduğundan Bölge Adliye Mahkemesince dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmeden bu şekilde bir karar verilemeyeceğini, usulüne uygun şekilde düzenlenen kadastro tespit tutanaklarına göre taşınmazların davalılar adına tescil edildiğini, gerek mirasbırakanın sağlığında gerekse ölümünden sonra davacıların taşınmazlara ilişkin bir taleplerinin olmadığının tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile de ispatlandığını, tenkis isteği bakımından 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazların üzerindeki muhdesatlar bakımından davacıların bir taleplerinin olup olmadığının sorulmadığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 683 üncü, 702 nci ve 713 üncü maddeleri; 571 inci maddesinin birinci fıkrası ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

Artvin ili, ... ilçesi, ... köyü kadastro çalışmaları sonucunda, 110 ada 24 parsel sayılı taşınmazın (4511,26 m2, çay bahçesi) davalılar ... ve ... adına 1/2'şer paylarla; 110 ada 37 (2473,03 m2, çay bahçesi), 111 ada 8 (2149,80 m2, çay bahçesi ve tarla) ve 112 ada 3 (902,72 m2, çay bahçesi) parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına; 110 ada 36 (1165,08 m2, çay bahçesi), 111 ada 9 (990,05 m2, çay bahçesi ve tarla), 111 ada 11 (295,98 m2, çay bahçesi) ve 112 ada 2 (1531,30 m2, kargir ev, ahır, çay bahçesi) parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına; 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (995,12 m2, çay bahçesi) davalı ... adına senetsizden tespit edildiği; kadastro tespitlerinin 23.04.2009 tarihinde kesinleşmesiyle tespit malikleri adına tapu kayıtlarının oluştuğu, kadastro tutanaklarının edinme sebebi bölümünde, ...'ın 110 ada 36 ve 37, 111 ada 8, 9 ve 11 parsel sayılı taşınmazlarını 2002 yılında davalılara, 110 ada 24 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payını 1984 yılında davalı ...'e, geriye kalan 1/2 payını da 2002 yılında davalı ...'e kayıtsız şartsız bağışladığı, 112 ada 1, 2 ve 3 parseller evvelce bir bütün halinde ...'a aitken 2 parsel üzerine tek katlı ev ahır inşa ettiği, 1995 yılında ifraz ve taksim sonucu oluşan 1 parsel sayılı taşınmazı davalı ...'ya, 2 parsel sayılı taşınmazı davalı ...'e, 3 parsel sayılı taşınmazı davalı ...'e kayıtsız şartsız bağıladığı, taşınmazların zilyetliklerini davalılara devrettiği hususlarına yer verildiği görülmektedir.

1925 doğumlu mirasbırakan ...'ın 27.04.2004 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak kızları davacılar Serpil ve Ayten ile oğulları davalı ... ve dava dışı Ergün'ün kaldığı, davalı ... ile diğer davalı ...'in mirasbırakanın gelini oldukları sabittir.

Davalılar ... ve ...'nın temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Hemen belirtilmelidir ki; terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir mirasçı diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilirse de 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702 nci maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin terekeye karşı 3. kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılması veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur.

Öte yandan; HMK’nın 114 üncü maddesinde “dava ve taraf ehliyeti” dava şartı olarak benimsenmiş, 03.03.1993 tarih, 773/82 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararında da; dava şartlarının davanın açıldığı tarihten hükmün kurulduğu tarihe kadar varlığını devam ettirmesinin temel kural olduğu açıkça vurgulanmıştır. Bu yasal düzenlemeler ve yargısal uygulamalar karşısında şüphesiz hâkim, davanın başında dava şartlarının mevcut olup olmadığını kendiliğinden (re’sen) araştırmak zorundadır.

Dava, kadastro öncesi nedene dayanılarak miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğiyle açılmış olup davalılar ... ve ... mirasbırakan Ziyaettin'in terekesine göre 3. kişi konumunda bulunduklarından haklarındaki davanın dinlenme olanağı yoktur. Bu durumda davalılar ... ve ... bakımından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir.

Davalı ...'in temyiz itirazlarına gelince;

Bilindiği üzere, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlar, taşınır mal niteliğindedir ve zilyetlikten ibaret olan hakkın devri suretiyle yapılan elden bağışlama sözleşmeleri hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir.

Somut olayda, mirasbırakan ...'in 110 ada 37, 11 ada 8 ve 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarının tamamı ile 110 ada 24 parsel sayılı taşınmazdaki payını kadastro tespitinden önce oğlu davalı ...'e kayıtsız şartsız bağışlayıp zilyetliklerini devrettiği, böylelikle taşınmazlar mirasbırakanın terekesinden çıktığından davacıların taşınmazlarda mirasbırakandan intikal eden bir haklarının da bulunmadığı, öte yandan tenkis isteği bakımından davanın 571 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.