Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5861 E. 2024/1832 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın davacıya miras yoluyla intikal ettiği, davalının ise taşınmaz üzerindeki zilyetliğini davacıdan devraldığına dair herhangi bir delil sunamadığı ve davalı tanıklarının dinlenilmemesine ilişkin hususun istinafta ileri sürülmemesi nedeniyle temyiz edilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2460 E., 2022/393 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ardahan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2013/363 E., 2018/339 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... ada 40 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmalarında davalı adına tespit ve tescil edildiğini, oysa dava konusu taşınmaz üzerinde ilk 1968 yılında inşaa ettirdiği ev ve müştemilatının bulunduğunu, taşınmazın 40 yılı aşkın zamandır malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, dava konusu taşınmaz ile 152 ada 48 parsel sayılı taşınmazın bir bütün olduğunu, davalının taşınmazla bir ilgisinin olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; 152 ada 48 parsel sayılı taşınmazın evveliyatında mirasbırakan dedeleri ...’e ait olduğunu, dedesinin 11 çocuğu olduğunu, dedesinin ölümünden sonra amca ve halalarının evlenmek veya göç etmek suretiyle baba ocağından ayrıldığını ve kardeşlerin tüm haklarını ...’e vererek taşınmazda oturmasına muvafakat ettiklerini, davacının Belçika’ya işçi olarak gittiğini, giderken de taşınmazı ...’e bıraktığını, ...’in de yaklaşık 30 yıl taşınmazda oturduğunu ve 1989 yılında taşınmazdaki tüm haklarını ve zilyetliğini kendisine devrettiğini, 1989 yılından itibaren dava konusu taşınmazı malik sıfatıyla kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ardahan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.12.2018 tarihli ve 2013/363 Esas, 2018/339 Karar sayılı kararı ile; mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre dava konusu taşınmazın davacının mirasbırakanından kalma ve davacıya düşen yer olduğu, kadastro tespitinin hatalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazı yıllardan beri kendisinin kullandığını, üzerinde bulunan müştemilatın eski oluşundan dolayı tamirini yaptığını, 25 yıldan beri taşınmazda oturduğunu, müştemilatın dedesi zamanında yapıldığını, dava konusu taşınmazın davacının uhdesinde hiç bir zaman olmadığını, taşınmazı malik olarak kullandığını, davacı adına tescil edilmesinin kanuna aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın kadastro tespit çalışmaları sırasında adına tespit edildiğini, taşınmazın dedelerine ait olduğunu ve maliklerin adına tespit edilmesi gerektiğini, Yerel Mahkemece dava konusu taşınmazının dedelerine ait olduğunun dikkate alınmadığını, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacının uhdesinde bırakılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 03.03.2022 tarihli ve 2019/2460 Esas, 2022/393 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın ortak mirasbırakan ...’den intikal ettiği, 1983 yılında vefat eden mirasbırakan ...’nin altı erkek çocuğu ve beş kız çocuğu bulunduğu, bunlardan oğlu...’in davacı olduğu, davalının ise mirasbırakanın 1987 yılında ölen oğlu...'ten olma torunu olduğu, dava konusu taşınmazın kök mirasbırakan ...'ye ait iken mirasbırakanın sağlığında taşınmazlarını erkek çocuklarına bağışlamak suretiyle taşınmazı davacıya verdiği ve zilyetliğini de devrettiği, bu hususun davacı tanık beyanları ve dosya kapsamına alınan bir kısım mirasçıların yazılı beyanlarından anlaşıldığı, bu nedenle Mahkemece davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarına ek olarak, eksik inceleme ile hüküm verildiğini,dava konusu taşınmazın kadastro tespiti öncesinde 25 yıldan fazla süredir kendisi tarafından kullanıldığını, taşınmazın ... tarafından mirasbırakanına verildiğini, mirasbırakanının da kendisine verdiğini, taşınmazın kök mirasbırakan ...’ten intikal ettiğini, diğer ...mirasçılarının da taşınmazda hakkı bulunduğunu, bu nedenle tüm ... mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerektiğini, keşfin usulüne uygun yapılmadığını, mahalli bilirkişi listesinin tarafsız, bağımsız kişilerden oluşturulmadığını, sadece iki adet mahalli bilirkişi dinlenildiğini, tespit bilirkişilerinin hazır edilmediğini, bir kısım tanığının dinlenilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu ... köyü çalışma alanında bulunan 151 ada 40 parsel sayılı 1.377,34 m2 yüz ölçümlü kargir ev, ahır ve arsası niteliğindeki taşınmaz senetsizden davalı ... adına tespit edilmiş, tutanak 25.9.2007- 24.10.2007 tarihleri arasında askı ilanına çıkartılmış, itiraz edilmeksizin 25.10.2007 tarihinde kesinleşmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle davalı tanıklarından ... ve ... dinlenilmeden sonuca gidilse de bu hususun davalı tarafça istinaf konusu edilmediğinden temyiz konusu da yapılamayacağı gözetildiğinde davalının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.