Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5898 E. 2022/8086 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı taşınmaz devrinin muris muvazaası veya inançlı işlem olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacıların muris muvazaası ve inançlı işlem iddialarını ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, bozma kararına uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davanın reddine ilişkin verilen karar, yasal süre içerisinde asıl davada davacı mirasçısı ... ve birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 29/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili Avukat ... .... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı (...), davalı kardeşi ile birlikte yarı yarıya parasını ödeyip jest olarak dava dışı anneleri ... adına tescil ettirdikleri 4 numaralı bağımsız bölümü, ortağı oldukları şirketin mevcut kredi borcunu ödemek için konut kredisi temin edebilmek amacıyla göstermelik olarak önce dava dışı .....’e satış yoluyla devrettiklerini, daha sonra davalının taşınmazı devralmasıyla konut kredisi temin ettiklerini, söz konusu satışlar gerçek olmamasına rağmen davalının zamanla bu durumu inkar ettiğini ileri sürerek, taşınmazın tespit edilecek değerinin yarısının tahsilini istemiş, 31.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmazın mirasbırakanı ... tarafından muvazaalı olarak temlik edildiğini, davalının bedel ödemediğini ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini talep etmiş, aşamada ölümü üzerine yasal mirasçısı davaya devam etmiştir.

2. Birleştirilen davada davacı (.....), mirasbırakan annesi ...’nın maliki olduğu 4 numaralı bağımsız bölümün davalının kredi temin edebilmesi amacıyla önce dava dışı .....’a, onun tarafından da davalıya muvazaalı olarak satış suretiyle devredildiğini ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalı, davacının herhangi bir alacağının söz konusu olmadığını, gerçekte satın aldığı taşınmazı emaneten annesi .... adına tescil ettirdiğini, ihtiyaç duyunca da geri aldığını belirtip asıl ve birleştirilen davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24/03/2016 tarihli ve 2013/165 E., 2016/104 K. sayılı kararıyla; davalının taşınmaz bedelini ödediği iddiasını kanıtlayamadığı, davalıya yapılan temlikin bedelsiz ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüyle tapu kaydının iptaline, miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili ve katılma yoluyla asıl davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Bozma Kararı

Dairenin 14/01/2020 tarihli ve 2016/17745 E., 2020/164 K. sayılı kararıyla; ''... .... dava 31.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi üzerine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilmiştir.

Ne var ki mahkemece asıl dava yönünden yukarıda belirtilen ilke çerçevesinde herhangi bir araştırma yapılmamıştır.

Hal böyle olunca, asıl davada yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.

Birleştirilen davaya gelince; davacı ... davada inançlı işlem hukuki sebebine dayanmış ancak iddiasını ispata elverişli yazılı delil veya delil başlangıcı niteliğinde belge ibraz edemeyip davalıya yemin teklifinde bulunmuştur. Davalı tarafından usulünce yemin edilmesi nedeniyle birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi de doğru değildir.

Kabule göre, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri, dava konusu edilen taşınmazın ya da taşınmazların toplam değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların payına isabet eden değer olup, somut olayda davacının miras payına isabet eden ve harcı tamamlanan 200.000,00 TL değer üzerinden asıl dava davacısı lehine vekalet ücreti tayini gerekirken eksik vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.'' gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuş, asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin Daire kararında maddi hata yapıldığına ilişkin talebi üzerine Dairenin 11/11/2021 tarihli ve 2021/8356 E., 2021/6773 K. sayılı kararıyla; ''...asıl davada davacı ... ve birleştirilen davada davacı ... bu karara karşı karara düzeltme yoluna müracaat etmemiştir.

Bu kez, asıl dava ve birleştirilen davanın davacıları....ve ..... vekili tarafından Daire kararında maddi hata yapıldığından bahisle 15.09.2021 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunulmuştur.

Ne var ki, yapılan inceleme sonucunda bozma ilamında herhangi bir maddi hatanın bulunmadığı anlaşılmaktadır.'' gerekçesiyle davacılar vekilinin dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 01/04/2022 tarihli ve 2020/421 E., 2022/278 K. sayılı kararıyla; ispat edilemediği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı mirasçısı ... ve birleştirilen davada davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

5. Temyiz Nedenleri

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hukuka aykırı olduğunu, bozma kararına uyulduğu belirtilmesine rağmen, bozma doğrultusunda karar verilmediğini, muris muvazaası iddiası ispat edildiği halde, bozmaya aykırı gerekçelerle davanın reddedildiğini, bozma kararına uyulduğu açıklanmışken Yargıtayın bozma kararının hatalı yazıldığından bahisle yeni gerekçelerle asıl davanın reddine karar verilemeyeceğini, mirasbırakanın niyetinin açıkça ortaya konulması bakımından bozma kararı doğrultusunda eksik hususların giderilmesi maksadıyla tanık dinletme talebinin, tanıklar duruşma salonu dışında hazır bulunuyor olmasına rağmen ara karar ile hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, mirasbırakanın mirastan mal kaçırma amacıyla muvazaalı devir yaptığını, birleştirilen davada hiçbir zaman inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunulmadığını, asıl dava bakımından inançlı işleme dayalı dava açıldığını ve ıslah ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığını, ancak birleştirilen davada konu kısmında da açıkça belirtildiği üzere ''muris muvazaasına'' dayanıldığını, davacının tercih ve iradesinin yok sayıldığını, hukuki nitelendirme hakime ait olsa da bu hakkın tarafların irade ve tercihlerini yol sayacak şekilde genişletilemeyeceğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; asıl davada muris muvazaası, birleştirilen davada ise inançlı işlem hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.2.2. Bilindiği gibi, inanç sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmelerdir. Anılan sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler. Buna dair akit hükümleri de TBK'nın 26 ve 27. maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılır.

6.2.3. TMK’nın 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür", HMK’nın 190/1. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir" düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, Mahkemece dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre (IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen hükmüne

uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; asıl ve birleştirilen davada davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren ve 29/11/2022 olan duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına, onama harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.