"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ile bedel, iptal tescil isteğinin kabul edilmemesi halinde tenkis istekli davada İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davacının mirasbırakanı ...’un maliki olduğu 1257 ada 1 parsel sayılı taşınmazını dava dışı mirasçısı ...’a devredip kısa bir süre sonra geri aldığını ve aynı taşınmazı mirasçıdan mal kaçırmak amacı ile dava dışı mirasçısı ...’un akrabası olan davalıya devrettiğini, ...’un mirasbırakanın ikinci eşi olduğunu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı satmasını gerektirir bir ihtiyacı olmadığını, maaşı ve kira geliri olduğunu, ...’un davacıya taşınmazın 30.000 TL bedelle satıldığını ve satış bedelinin camide mirasbırakan tarafından dağıtıldığını söylediğini, anılan mirasçının halen dava konusu taşınmazda oturduğunu ve aynı binadaki dava dışı bir dairenin de kira bedelini almaya devam ettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline, davalının kötüniyetli olması nedeniyle taşınmazın rayiç bedelinin %20'sinden az olmamak üzere tazminatın davalıdan tahsiline, tapu iptal ve tescil istekleri kabul edilmez ise tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davalının mirasbırakan ile bir akrabalığı olmadığını, birikimlerini değerlendirmek amacı ile dava konusu taşınmazı satın aldığını, satış bedelini elden nakit olarak ödediğini, taşınmazın tadilat gerektiren kısımları olması nedeniyle makul bir satış bedeli üzerinden taşınmazı devraldığını, temlikten sonra taşınmazın elektrik işlerini yaptırdığını, imar barışına başvurduğunu, katlarındaki daireleri kiraya verdiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; temlikin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; heyet raporu alınmadan temlik yapıldığını, mirasbırakanın borcu bulunduğuna dair dosyada bir bilgi olmadığını, mirasbırakanın eşi ...’un keşif tarihinde dava konusu taşınmazda oturduğunu, mirasbırakanın taşınmazı temlik ettikten sonra alt kattaki daireye dolap yaptırdığına ve kiraya verdiğine dair tanık beyanının dikkate alınmadığını, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı önce eşine temlik edip sonra geri aldığını ve taşınmazı davalıya temlik ettiğini, tüm bu işlemlerin 1,5 aylık süre içinde yapıldığını, bedeller arasında aşırı fark olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin mirasbırakana ödendiğine dair bir kayıt bulunmadığını, kolluk araştırmasının doğru olmadığını, ...’un ilk eşinin, davalının dayısı olduğunu, mirasbırakanın ilk eşi öldükten sonra ... ile evlendiğini, gerekçeli kararda belirtildiği gibi birden fazla evlilik yapmadığını, mirasbırakanın ileri yaşından dolayı 06.05.2016 tarihinde otomobilini sattığını ve satış bedelini 09.05.2016 tarihinde ... hesabına yatırdığını, bu hususa yönelik araştırma taleplerinin dikkate alınmadığını, kiracı olarak taşınmazda oturan tanığın beyanlarının dikkate alınmadığını, davalının kira ödemesi olarak sunduğu dekontların 2018 yılına ait olmadığı gibi düzenli ödeme şeklinde değil toplu yapılan bir ödemeye ilişkin olduğunu, mirasbırakanın davacının mirastan ıskat edilmesi istekli açtığı davanın dikkate alınmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; mirasbırakanın birden fazla evlilik yaptığı, yapmış olduğu evlilikler nedeni ile borçlandığı, dava konusu taşınmazın kirasının davalıya verildiği, temlikin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığı, devir geçerli olduğundan tenkis isteğinin de dinlenemeyeceği gerekçesi ile davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek ve kira sözleşmesindeki imzanın mirasbırakana ait olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile bedel, tapu iptal ve tescil isteğinin kabul edilmemesi halinde tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706., ... Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
2. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1930 doğumlu mirasbırakan ...’un 11.07.2019 tarihinde öldüğü, geride 1982 yılında evlat edindiği davacı kızı ... ile 05.10.2011 tarihinde evlendiği ikinci eşi dava dışı ...’un mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakanın maliki olduğu 1257 ada 1 parsel sayılı “1 katlı ev” vasıflı 270 m2 yüz ölçümlü dava konusu taşınmazı 21.12.2013 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile dava dışı eşi ...’a devrettiği, ...’un taşınmazı 02.03.2018 tarihinde mirasbırakana satış suretiyle temlik ettiği ve mirasbırakanın 26.04.2018 tarihinde taşınmazı davalıya satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
2. Somut olayda, davacının mirasbırakanın kardeşi ...’in kızı ve aynı zamanda evlatlığı olduğu, mirasbırakanın davacıya karşı, davacının mirastan ıskat edilmesi istekli olarak 24.10.2018 tarihinde dava açtığı, dava konusu taşınmazın tek malvarlığı olduğu ve özellikle davalı tanığı olarak dinlenen ...’nin dava konusu taşınmazı mirasbırakan ve eşi ile görüşerek kiraladığı, kira sözleşmesinin yapılacağı sırada taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğunu öğrendiği, taşınmazın davalıya devredilmesinden sonra da mirasbırakan ve eşi ...’un tasarrufunda olduğu, ..., mirasbırakan ve kiracı ...’nin davalının banka hesabına gönderdikleri ileri sürülen kira ödemelerinin ise düzenli olmadığı gibi, bir kısmının toplu olarak gönderildiği, satış bedelinin ödendiği ve mirasbırakanın ölene kadar oturduğu tek malvarlığını satmasını gerektirecek ölçüde borcu olduğu savunmasının kanıtlanamadığı, davalının mirasbırakanın eşi ... ile aynı köy nüfusuna kayıtlı oldukları; diğer taraftan, dava konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından önce ...’a ölünceye kadar bakma akdi ile devredilip geri alındığı ve kısa bir süre sonra da davalıya temlik edildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, temlikin mirasbırakanın dava dışı eşi ... lehine, evlatlığı olan davacıdan mal kaçırmak amaçlı yapıldığı sonucuna varılmaktadır.
3. Hâl böyle olunca; davanın tapu iptal ve tescil isteği yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.