Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5939 E. 2023/4255 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, taşınmaz üzerindeki hisselerini kredi borcu karşılığında davalıya devrettiklerini, ancak borç ödenmesine rağmen hisselerin iade edilmediğini iddia ederek inançlı işlem hükümlerine dayanarak tapu iptali ve tescil istemişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların inançlı işlem ilişkisini ispatlayacak yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı sunamamaları ve tanık beyanlarının da bu yönde yeterli sayılmaması gözetilerek, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/428 E., 2022/571 K.

DAVA TARİHİ : 18.02.2020

HÜKÜM/KARAR : Ret - Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/41 E., 2021/295 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 12.9.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... vd. vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili gelmedi.Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, çekişme konusu 480 (yeni 194 ada 28 parsel) sayılı taşınmazın mirasbırakan babalarından intikal ettiğini, taşınmaz üzerinde eski bir ev bulunduğunu, davalı kardeşleri ...in taşınmaz üzerindeki eski evi yıkıp yenisini inşaa edeceğini, bunun için kredi kullanacağını, bu kredinin teminatı olarak da taşınmazdaki hisselerini kendisine devretmelerini, kredi borcu bittikten sonra hisselerini iade edeceğini söylemesi üzerine anılan işlemlerin yapılması için davalının eşi ...’yi vekil tayin ettiklerini, vekil tarafından taşınmazdaki paylarının davalıya satış suretiyle devredildiğini, ancak kredi borcu bitmesine rağmen davalı tarafça paylarının kendilerine iade edilmediği gibi taşınmazdaki dava dışı kardeşleri ...’ye ait payın da ortaklığın giderilmesi yoluyla satın alındığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde payların bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, iddiaların doğru olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, 2010 yılında dava dışı kardeşi ... hariç davacıların paylarını satın aldığını, davacıların satış işlemlerinin yapılması için eşi Remziye’yi vekil tayin ettiklerini, vekil eliyle taşınmazdaki paylarının kendisine devredildiğini, dava dışı kardeşleri ...nin payını ise ortaklığın giderilmesi davası sonucu yapılan ihale ile aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.12.2021 tarihli, 2020/41 Esas, 2021/295 Karar sayılı kararı ile; iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olup, delillerin tartışılmadığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olmadığını, bilirkişi raporuna yapılan itirazın gerekçesiz olarak reddedildiğini, davalının, davacılara ait hisseleri satın aldığını beyan etmesine rağmen ne kadar satış bedeli ödediğini belirtmediğini, çünkü ortada bir satış işlemi olmadığını, davalı tarafça davacılara herhangi bir satış bedeli ödenmediğini, tanıklarca da taşınmazdaki payların teminat amacıyla devredildiğinin beyan edildiğini, davalı tanığı Remziye’nin ise davalının eşi olup yalan beyanda bulunduğunu, bu tanığın beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davalı tarafça satış bedeli ödendiğinin ispat edilemediğini, tarafların kardeş olup inançlı işlem iddiasının ispatı için yazılı delil varlığının gerekli olmadığını, tanık ile de iddianın ispat edilebileceğini, temlik işleminin davalının eşi ...’nin vekil kılınarak yapıldığını, davacılarca Remziye’ye verilen vekaletnamenin yazılı delil başlangıcı sayılacağını, bu durumda tanık beyanları ile de iddianın ispat edildiğini, tahkikatın bitiği hususunun bildirilmeden sözlü yargılamaya geçildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 21.04.2022 tarihli ve 2022/428 E., 2022/571 K. sayılı kararıyla; dava dilekçesinde açıkça uyuşmazlığın inançlı temlik hukuki sebebine dayalı olduğunun açıklandığı, 13/10/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında da uyuşmazlık tespitinin inançlı devir sözleşmesi bulunup bulunmadığına dair olduğunun belirtildiği, aşamalarda ve istinaf dilekçesinde davanın inançlı temlik hukuki sebebine dayalı olduğunun açıklandığı, bu nedenle mahkemece inançlı temlik hukuki sebebine dayalı olarak inceleme ve araştırma yapılmasında isabetsizlik olmadığı, ilk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, davacı tarafın inanç ilişkisinin ispatı için yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı sunmadığı, yemin deliline dayanmadığı, inançlı temlik iddiası usulünce kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş olmasının yerinde olduğu; mahkemece 07/12/2021 tarihli celsede tahkikatın tümü hakkında beyanda bulunmak üzere taraf vekillerine süre verildiği, davacılar vekilinin esas hakkında beyanlarını yazılı sunmak istediği ve sözlü yargılama için gün verilmesini talep ettiği, davacı vekilinin celse arasında esas hakkındaki beyanlarını sunduğu ve mahkemece bir sonraki celse tahkikat aşamasının sona erdirildiği açıklanarak, son sözler sorulduktan sonra esas hakkında karar verildiği, davacılar vekilince sözlü yargılama duruşması için gün verilmesi talep edilmesine rağmen davalı vekilinin talebi olmadan sözlü yargılama yapılmasının yanlış olduğuna dair istinaf isteminin yerinde olmadığı, yine mahkemece tahkikatın bittiği açıklanmış olup buna ilişkin istinaf isteminin de yerinde olmadığı; neticede kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla, Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın ve Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemenin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun (HMK) 190. ve 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddeleri.

3. Değerlendirme

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Temyiz edilen davalı vekili duruşmaya katılmadığından, lehine duruşma vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.